Artvinliler Magandalaşmadan Kalmışlar
Bu kentte insanlar birbirini omuzlamıyordu. Akrobatik kıvrılışlar, çok sıkışınca inanılmaz yanlamalarla, çarpışmadan, hatta hiç dokunmadan daracık kaldırımlarda yürüyorlardı.
"Yazmak, aslında kendime yazdığım bir mektup; ama nedense sürekli başkaları okuyor." — Franz Kafka (kurgusal)"
"Yazmak, aslında kendime yazdığım bir mektup; ama nedense sürekli başkaları okuyor." — Franz Kafka (kurgusal)"
Bu kentte insanlar birbirini omuzlamıyordu. Akrobatik kıvrılışlar, çok sıkışınca inanılmaz yanlamalarla, çarpışmadan, hatta hiç dokunmadan daracık kaldırımlarda yürüyorlardı.
Bembeyaz bir sayfa. Gözlerim gecenin karanlığında alabildiğine kırmızı, düşüncelerim sinapslarımdan bağımsız, tutamadığım bulutlar
Rahmetli Babam; “Çok şükür, çocuklarımın boğazından haram lokma geçirmedim.” dediğinde, Osmanlı bir kadın olan rahmetli babaannem bu sözler karşısında gözleri dolarak; “Haram lokmanın günahı ocak söndürür, sakın evlatlarına böyle yük bırakma.” derdi.
Çocuk saflığımızla ne demek istediklerini kestiremesek de, haramın kötü bir şey olduğunu anlardık.
Yağmuru Cennet, baharı rahmet kokan vatanıma Siirt dağlarında yedi Mehmetciğimiz gözünü kırpmadan canını vermiştir. O gece yağmur yağmamıştı semadan. Yedi Mehmetciğim yıldızları giyinip vatan için siper oldular kör kurşunlara..O gece, üzerlerine yağmurları giyinip yıldızları ördüler al bayrağımıza. Zifiri karanlığı gözlerindeki vatan aşkıyla aydınlatıp al kanlarıyla nice cicekler ektiler
yazı,kasım ayı incir alternatif kültür fanzinin de yayımlanmıştır
Çinli talebeler Konfiçyus’a sormuşlar:
“Hocam, ülkenin başına geçseydiniz ilk iş olarak ne yapardınız?” o da cevaben:
“Dili düzeltmekle başlardım” demiştir.
deli saçması mıdır ki bu
Sovyetler Birliği’nin ne kadar büyük bir devlet olduğunu hiç düşündünüz mü? Ne İskender başardı bu büyüklüğü ne de kadim Roma! Elinize bir atlas alıp bakın; tabii atlasın biraz eski olması gerekiyor. Tek kelime ile müthiş!
Bakın duvarlara!
yaptıkları rengarenk suluboyaları, karası, erguvanı, alı …evet kırmızı şapkasıyla ormanda kaybolan kız masalını anlatan masalcılarıyla uyumamışlar mıydı?
İyi bir şey yapayım derken onarılmaz bir acı açarız,Sevdiğimiz insanın kalbine,Sonra da kendi yaptı kendi buldu deriz...
Allah aşkına nereye gidiyor bu insanlık ,nereye gidiyor iyilik amaçlarımız.İnsanlar artık kötü olmak için mi yarışıyor.
Amacımızı mı şaşırdık,gideceğimiz yolu mu unutuverdik.Ne oldu ? Gidiş nereye ?
Victor Jara'nın kesilen elleri bizim elllerimizdi. Engizisyon mahkemeleri aslında bizi yaktırtıyordu o yağlı odunlardan oluşan kor ateşlerde. General Franco aslında bizim insanlığımıza darbe indiriyordu. Moğollar Bağdat'ı aldıklarında bizi yağmalıyordu...
Birileri gibi, orda burda, karşıt cins bulup gecelik sex ihtiyacımı karşılarım düşüncesiyle gittikleri partilerde köpekler gibi, dans edip içmemişler.
Tarihin kayıp günlüklerinden birinden notlar...
George Orwell’ın 1984 isimli romanı üzerinden tarih, adalet, demokrasi ve gerçeklik üstüne.
Mutluluk adlı ülkede yaşayanlar,geceleri sadece pembe rüyalar görüyorlarmış.Mutsuzluk nedir bilinmeyen bu ülkede bir gün bir genç,ülkenin başkentinin en işlek meydanında "Mutsuzluk da vardır! "diye bağırmış...