• İzEdebiyat > Roman > Politik Roman |
1
|
|
|
|
Bir kader oyunu bu uzun macera.Ve iyiler ile kötülerin yeryüzündeki var olma mücadelesi bu uzun macera.İşte bu ortamda dökülüyor kanlar ve kesiliyor cezalar.Aybars Çetindağ'ın uzun ve ölümsüz hikayesi sizlerle.Ve de asla unutamayacağınız birisinin hayata karşı verdiği mücadele... |
|
2
|
|
|
|
Kahramanımız bir devrimcidir, devrim yolcusudur. Devrimci Yol’cu değil. Burada aslında bu devrim yolcusunun, Nasıl bir devrim? Nasıl bir insan? Ve nasıl bir insanla devrim? Gibi sorulara yanıt arama serüveni anlatılıyor. Devrim öncesi, anı ve sonrasına dair soruları, sorunları ve asıl olan eylemleri var. Ofir aslında ulaşılan değil ulaşılması düşünülen bir mit. Yani Reel de SSCB mi, yoksa bambaşka bir evrensel komünist bir dünya toplumu, topluluğu mu? Ama öncelikle ve özelikle kimle. Cevabımız tabiî ki kişinin kendisini, ilkönce yeni insan dediğimiz yeni insanı kendinde var etmesiyle olanaklı olarak kurgulanıyor. Tüm serüven Ursula Le’nin Mülksüzler anlatısında dillendirdiği gibi, “devrim ya kendimizdedir ya da hiçbir yerdedir” tümcesinde düğümleniyor. Devrim ve devrim süreci sonunda ortaya çıkabilecek olası toplum. |
|
3
|
|
|
|
Yakında yayınlanacak olan Bir Cinayet Masalı adlı kitabımın 1. tanıtım bölümü |
|
4
|
|
|
|
‘Yaşasın Amerika!... Yaşasın Demokrasi!... Yaşasın İnsan hakları!... Yaşasın Özgürlük!’ bağırtılarını şimdiden duyar gibi oluyordu; eski dilde pezevenk, şimdiki dilde yatırımcı/işadamı olan şahıs…
(Pezevenk olmayan yatırımcı ve işadam |
|
5
|
|
|
|
Ufacık bir yalanın vicdanı asit gibi yaktığını, ardından yara alan vicdanın nasıl kendiliğinden nasır tuttuğunu anlatacağım size. Okuyun bakalım, kendinizden bir şeyler bulabilecek misiniz? |
|
6
|
|
|
|
Fatma’nın çıplak bedenine damlayan İki... üç... dört... damla gözyaşları, yağmur tanecikleri gibiydi.
Fatma’nın kapalı gözleri aniden açıldı.
Suçlayıcı gözlerdi bunlar...
"Beni yalnız bıraktın!!!" diye bağırıyordu. "Beni neden kurtarmadın |
|
7
|
|
|
|
Wikileaks belgeleriyle tekrar gündeme gelen Irak savaşı ülkemizi yakından ilgilendiriyor. Savaş hakkında çok konuşuldu, çok şey söylendi…
2003 Martında herkes televizyonlara kilitlenmişti. Ancak sınırda olanları pek az kişi biliyor…
O günlerde Amerikan ordusunda tercüman olarak sıcak bölgede görev yapan gazeteci Ahmet Alpan sınırda ve ötesinde yaşananları sizler için yazdı.
Amerikalılar PKK dan değil de hangi örgütten korkuyorlardı?
Amerikan istihbarat subayı neden Türk Albay’ın elini öpmek istedi?
Türk komandosunun eğitimi karşısındaAmerikan askerleri ne yaptı?
Amerikan üssünü tek başına silahla basan Mardinli kimdi? Ne istiyordu?
CIA ajanları neden paniğe kapıldı?
Sınırın öte yanında kimleri gördüm?
Kuzey Irak’a gitmek için hangi ülkeden vize aldım?
Savaş başladığında Amerilalı üs komutanının ilk tepkisi ne oldu?
Saddam’ın nerede saklandığını ihbar etmeye gelen kimdi? |
|
8
|
|
|
|
*Bu dönemdeki solcu gençlerin yaşadıkları acıları yansıtan çok sayıda roman sonradan yazılmıştır.
*Ancak Ülkücü gençlerle ilgili romanların sayısı bir elin parmakları kadar bile değildir.
*O nedenle bu roman sözünü ettiğimiz alanda yazılmış eserlerin ilklerinden birisi belki de ilkidir.
*1980 öncesi gençlik üzerinde oynanan oyunların günümüzde de sahnelenmek istendiğini görerek onları bu romanla uyarmak istiyorum.
*Çünkü ister sağcı,ister solcu:ister ülkücü,isterse devrimci olsun,onların hepsi bizim çocuklarımızdır.
|
|
9
|
|
|
|
*1980 öncesi gençlik üzerinde oynanan oyunların günümüzde de sahnelenmek istendiğini görerek onları bu romanla uyarmak istiyorum.
*Çünkü ister sağcı,ister solcu:ister ülkücü,isterse devrimci olsun,onların hepsi bizim çocuklarımızdır. |
|
10
|
|
|
|
Büyükannesi nasıl bir cevap vermesinin uygun olacağına karar vermekte bocalıyordu…
"Beyaz pamuğu siyaha boyarsan siyah pamuk olur."
Verdiği cevaba için için güldü.
"Büyükanne, Tanrı bizi niye siyaha boyamış?..."
"O ne biçim söz?"
"Ben pamuk gibi beyaz olmak isterdim…"
"Sus kızım! İsa Mesih duyacak…"
"Duysun işte. O niye kendisini siyaha boyamamış… O beyazların Mesihi…"
Büyükanne telaşlandı... Eliyle küçük kızının ağzını sertçe kapadı.
"Sus kızım sus!..." |
|
11
|
|
|
|
KARAHAN KİTABEVİ 'nden yayımlanan Kimlik No 666 adlı romanımdan bazı bölümlerin sunumudur. |
|
12
|
|
|
|
Osmanlı Akıncı Birliği Beyi seslendi.
"Bre hatun!... Ne bitmez helalleşmedir bu?..."
Halbuki helalleşme çoktan bitmiş, ehlileştirme sürüyordu…
"Özgürlüğünüzü kazanıncaya kadar Osmanoğullarının talimatlarına uyun."
Gözlerini, mavi gökyüzüne kaydırdı.
"Köpek olun ki; zamanı geldiğinde kedi olabilesiniz…"
Büyükanne'nin içi kan ağlıyordu. |
|
13
|
|
|
|
İmece’nin, ‘Profesyonellikten’ kastının; ‘para karşılığı seks yaparım’ anlamında olduğunu sezmişti.
Bu ortamda ‘profesyonel’ kelimesini başka hangi anlamda kullanabilirdi ki?...
|
|
14
|
|
|
|
'Şanlıurfa' olarak ismi değiştirilen kentin üzerinden Amerikan uçakları geçerken, her nasılsa kıçları gevşiyordu. Bilinçli bir gevşemeydi. Gevşeyen kıçlarından, Şanlıurfa coğrafyasının kırsal bir bölgesine, büyük bir sesle ve yarık açarak, tehdit kokulu o |
|
15
|
|
|
|
Psiko-Büyüsel Savaş Lejyon Erlerine yönelik av mevsimi devam ediyordu. Hedefte Amerika’nın asli yönetimini elinde bulunduran ve resmi yönetimlerle sürekli maskelenen ABD Derin Devletinin hizmetinde çalışmakta devam eden başka zalimler vardı…
|
|
16
|
|
|
|
Acele etmeli, vaktinde ulaşmalıydı... Karı-koca arasındaki tartışma ve kavgaların çoğunun yaralamayla, hatta ölümle sonuçlandığı yıllık emniyet raporlarında ve hafıza dağarcığında kayıtlıydı. Birçok dosya bu türden cinayetlerle doluydu. Dosya sayısı bu akşam için artı bir olmadan yetişmeliydi…
Olay mahalline tez elden ulaşmak için kestirme yolları, ara sokakları tercih ediyordu. Bu arada, 'Olay mahalline varmak üzere olduğunu…' telsizden anons etmeyi ihmal etmedi. |
|
17
|
|
|
|
Organından çıkan hafif nemlenme, organının külotla temasında kayganlık bile sağlamıştı...
Beyninde güzel bir tat oluşmuştu; Amerikan çikolatası yerken oluşandan...
İçini sıcak bir serinlik kaplamıştı; tıpkı bir Amerikan kolası içimi esnasında elde ettiğ |
|
18
|
|
|
|
*Bu roman 1979 yılında yazılmıştır.
*Birçok yayınevine gönderilmiş olmasına rağmen “basılabilir” oluru alamamıştır.
*O nedenle 8-9 senedir internet ortamında yayımlanmıştır.
*Yaklaşık 100.000’in üzerinde tıklanmıştır.
*Kaç kişi tarafından okunduğunu ise bilmek takdir edersiniz ki mümkün değildir.Tıklamaların kaçı okumaya dönüştü bilinemez.
*Çok sayıda övgü almış,ama yergi almamıştır.
*1980 öncesi Türk Gençliğinin yaşadığı dramı bir Ülkücü gencin yaşantısından hareketle anlatmaktadır.
|
|
19
|
|
|
|
"Ulusa sesleniş!... Ulusa sesleniş!...
Aç mideye, tok kulağa sesleniş…
Ulustan sesleniş!... Ulustan sesleniş!...
Tok mideye, mühürlenmiş kulağa sesleniş!.."
|
|
20
|
|
|
|
Sefalet, yalnızlık ve baştacı edilen bir orospu... |
|