• İzEdebiyat > Öykü > Modern |
61
|
|
|
|
geçmişimizin anıları gelecekte hala bizden izler taşır. bu anlıalr tatlı veya acı olsun bize yansımaları çeşitlidir. |
|
62
|
|
|
|
Babasının kolundan tutup eve sürükledi… Mehmet şaşkındı, içeri girdiler. Etrafa baktı, ev Sibel’in bıraktığı gibiydi, onun gibi kokuyordu, her duvarda onun fotoğrafı vardı. Salonun ortasında durdular. Mehmet “eksik olan tek şey sesin” dedi usulca. Barış kumandanın düğmesine bastı… “işte artık sesi de burada” dedi babasına. |
|
63
|
|
|
|
Gazi düşecek tüm sevinçler, fotoğraflarda bile gülmeyecek hiçbir yüz. Biraz şanslıysa kadın usulca, ılık bir yağmur karanlık geceyi geçerek damla damla düşecek ayak izlerinin geride bıraktığı çukurlara. |
|
64
|
|
|
|
İri, siyah gözlerini dünyaya açtığında küçük midilli
Gördüğü ilk şey gözlerini kamaştıran yoğun ışık kümesiydi...
|
|
65
|
|
|
|
Her aforizma senin ve herkesin içinde bir şeyleri öldürüp, başka bir şeylere hayat verir. Her kadın ancak bir aforizmayı öldürecek yeni bir aforizma söylenene kadar mutlu olma şansına sahiptir. Her kadın biraz yalancı, biraz sahtekar, biraz kırgın yaşar ve çokça aşık olduğunu sanır. Aslında her kadın sadece gerçeğin aynaya yansıyan aksidir., gerçeğin aksidir… |
|
66
|
|
|
|
Öyle bir zamanda yaşıyorduk ki,ne o aşkı, ne o Leyla'yı, ne de Leyla olmaya layık kızları bulmak çok zordu.Leyla çöllerden kaçıp diskoteklere düşerken, Ferhat dağları sanki, o saf,temiz sevgiler sel olup aksın diye delmişti.İnsan yüzünü bile görmediği yan yana gelip konuşmadığı, huyunu dahi bilmediği birine nasıl aşık olabilirdi?Çağ mı değişiyor, yoksa aşklar mı? Anlaşılan o ki aşklar çağa ayak uyduruyordu.Bu nasıl bir teknolojiydi ki, hayatımıza girerken aşklarımızı, sevgilerimizi, saflıklarımızı ve bir çok hasletlerimizi de birlikte alıp götürüyordu.
|
|
67
|
|
|
|
Bu dağ mengene dağıdır
Tanyeli atanda van'da
Bu dağ nemrut yavrusudur
Tanyeli atanda nemruda karşı
|
|
68
|
|
|
|
Peki o zaman.
Anlat derdinin bana, dök içini.
Ama hepsi gayet normal.
Hepimizin kötü zamanları oluyor.
Yalnız şu var;
ben karıma aldığım, boğazdaki villanın manzarasını bozuyor diye, önündeki koruluğu da satın almaya uğraşmıyorum belediyeden yada köpeklerimin bakımıyla ilgilenmesi için tecrübeli bir bakıcı aramıyorum.
Kendimce hayatta kalmaya çalışıyorum sadece. |
|
69
|
|
|
|
Adam, çığlık çığlığaydı; geçmişinin aynasında habersiz, kendini izliyordu... |
|
70
|
|
71
|
|
|
|
Hayatında hiç mektup almamış ve hiç mektup yazmamış olan Servet, mektuplara dokundukça içinde garip duygular oluşmaya başlar. Ne yapacağını şaşırmıştır.
Ellerini yüzüne kapatır ve sallantı geçinceye kadar öylece kıpırtısız kalır. Depremin yarattığı o korkunç uğultuya karışan, yakın ve uzakta düşen eşyaların sesleri yüzünden yerinden kıpırdayamaz hale gelmiş, korkuya teslim olmuştur. |
|
72
|
|
|
|
Bir araba ve kavurucu yaz sıcağı, önü arkası sağı solu bizi ilgilendirmeyen, aslında kendileri de ne olduklarını bilmeyen, birbirlerini tanımayan 4 gencin yolculukları... Ve tekbir noktada birleşiyorlar, bir kokuda... |
|
73
|
|
|
|
Mit'ler en sonda ve en derindedir... |
|
74
|
|
|
|
"Büyük bir kitabevi…
Gürültülü sayılabilecek bir ortam; etrafta kitaplarla ilgilenenler, kitaplarla ilgilenenlerle ilgilenenler, öylesine etrafına bakınanlar, zaman geçirmek için buldukları ilk kapalı alana girenler…
Ve ben…
Ve sen…"
|
|
75
|
|
|
|
Mutluluk buradaki hiçbir meskun mahalde demir atmaz. |
|
76
|
|
|
|
Neydi karın bölgemde kıpırtılı bir heyecan yaşayan. Gözlerimi kapatıp sabah ola hayrola dedim |
|
77
|
|
|
|
gidişimi izle. Seni bu gece terk ettiğimi hatırlamanı istiyorum, ölmek üzere olmak, bunun çaresizliği beni tüketiyor, seninde tükendiğini görmek istemiyorum. Şimdi ben arkama bakmadan gideceğim, sen de öyle yap...
Bir ayrılık için, eşsiz bir ayrılık için tanrının yazdığı en güzel senaryo icra edildi böylece. Adam arkasına bakmadan gitti, kadın adamın geceye karışmasını izledi.
|
|
78
|
|
79
|
|
|
|
...Bir an için odayı sessizlik kapladı.Oda zaten yeterince sessizdi.Pencereler yalıtılmıştı.Kapı bile ses geçirmeyecek şekilde tasarlanmıştı.
Doktorun,her hastasında olan “Acaba bu odada konuştuklarım bu odadan dışarıya çıkar mı?” sorusunun Handan'ın kafasını meşgul ettiğini anlaması uzun sürmedi.
-Lütfen rahat olunuz.Burası sadece bize acı veren hayatla değil,aynı zamanda kendinizle yüzleştiğiniz bir odadır.Ve eğer ki söyleyemeyeceğiniz bir şey olduğunu düşünüyorsanız size yardım edemem.Kendinizi dünyadan soyutlanmış bir odada düşünün.Burası sizin mahşeriniz!!!
Handan,bu konuşmadan sonra soru işaretlerinden kurtulmuş gibiydi.
-Ben kocamın öğrenmiş olmasından korkuyorum...
-Neyi???...
Bir avukat ve bir doktor.Yaşamları iyiydi.Ancak beklenmeyen bir olaydan sonra düzenleri bozuldu.Handan tekrar hayatını bulabilecek mi?Yoksa mahvettiği hayatların acısına katlanabilecek mi? |
|
80
|
|
|
|
Yaşadığın ömrün nasıl devam edeceğini bilemezsiniz.Her zaman istediklerimiz olmaz. Beklenmedikler hayatınızı felç edebilir.Yaşlı iken yatağın da öleceğini kim söyledi?Hen kim bunu idealize etmiş ki? |
|