|
• ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik |
21
|
|
|
|
GARAJ PÝSLÝÐÝNDE PUSUYA YATMIÞ ÝNSAN YÜZLERÝNDE,YERDEN TOPLANIP 'ÝÇÝLMEYE ÇAILÞILAN NEFES OROSPUSU OLMUÞ ÝZMARÝTLERDE,ELDEKÝ TÜTÜN KOKUSUNDA,YEPYENÝ YOLCULUKLARDA AÇIÐA ÇIKAN ESKÝ HÜZÜN YUMAKLARINDA... |
|
22
|
|
|
|
Dedi ve tam sýnýftan çýkarken arkalardan bir hýþýrtý ve müdürümüzün tam sýrtýna isabet eden yumurta, krem rengi elbisesini sarýya çalmýþtý. Tüm sýnýf aniden sessizleþmiþti; bazýlarýmýzýn arkalara doðru radar gibi çevrilen baþlarý adeta bir suçlu arar gibiydi. |
|
23
|
|
|
|
Temmuzun haþin sýcaðý altýnda Hürriyet Parkýna doðru týrmanýrken gözüme gene o enteresan yazý iliþti.
“1969’DAN BERÝ BABADAN OÐULA…..” |
|
24
|
|
|
|
Öðle tatillerimde birden ortadan kaybolmamý neden sýr gibi saklýyordum, bilmem ama arkadaþlarýmýn -herhalde o yavru kedileri annesinden alýp ayýracaklarý korkusu - yavrulara zarar verecekleri düþüncesi, çocuk yüreðimi kaygýyla dolduruyordu. Beni arayýp da bulamayan, derste yakalayýp “nerede?” olduðumu soran arkadaþlarýma “Annem dýþarý salmýyor, evde yemek yememi istiyor…” gibi bahanelerimle savuþturuyordum.,, |
|
25
|
|
|
|
Ýzmir de bir edebiyat atölyesinde eleþtirmen Hülya Soyþekerci Hoca'mýzla birlikte "Kafka'nýn Dönüþüm" adlý eserini iþlemiþtik. Hülya Hoca'mýz "Dönüþüm" eserinden yola çýkarak öykü yazmayý denememizi önerdi. Ben de bu öneri üzerine "Kim Ben, Ben Kim" adlý öyküyü yazdým. |
|
26
|
|
|
|
Etiler ve elitler... beyaz türkler.. |
|
27
|
|
|
|
Öðle tatillerimde birden ortadan kaybolmamý neden sýr gibi saklýyordum, bilmem ama arkadaþlarýmýn -herhalde o yavru kedileri annesinden alýp ayýracaklarý korkusu - yavrulara zarar verecekleri düþüncesi, çocuk yüreðimi kaygýyla dolduruyordu. Beni arayýp da bulamayan, derste yakalayýp “nerede?” olduðumu soran arkadaþlarýma “Annem dýþarý salmýyor, evde yemek yememi istiyor…” gibi bahanelerimle savuþturuyordum.,, |
|
28
|
|
|
|
Bu üç kadýn ne kardeþlerinin, ne babalarýnýn, ne de kuzenlerinin, daha sonralarý da kocalarýnýn ellerinden bir kerecik olsun, çiçek bile almamýþlardý! Ayný þekilde kendilerine iltifat ve teþekkür bile edilmiþlik yoktu... Bu kadýnlar benzeri milyonlarcasý gibi, çocuk çoluða karýþtýklarý halde orgazmý dahi tatmamýþ ve tanýmamýþlardý! Ailecek dýþarýda bir gün dahi yemek yemiþlikleri olmamýþ, mum ýþýðýnda çay bile içmemiþler, romantizmin yakýnýndan bile geçmemiþlerdi… |
|
29
|
|
|
|
Ali, koþuyordu, hiç durmadan, ardýna bakmadan. Nefes nefese kalmýþtý , ama; durup dinlenecek zamaný yoktu. |
|
30
|
|
|
|
Yorulan anne gergedan yere yuvarlandý. Fýrsattan faydalanan kurtlarýn baþkaný daha henüz boynuzu çýkmamýþ, savunmasýz yavru gergedanýn yumuþak burnuna diþlerini geçirdi.
“ Kurt amca, ne olur burnumu býrak. Caným çok acýyor. Kurt amca, ölmek istemiyorum. “ Diðer bir kurt da, yavru gergedanýn burnuna diþlerini geçirdi.
“ Anne, kurt amcalar burnumu ýsýrdý. Anne, lütfen yardým et. “
|
|
31
|
|
|
|
Sabah erkenden ustalardan bir telefon geldi. “Aðabey, tutkallar yok” dedi. “Hemen geliyorum” dedim. Arkadaþa gittim. Arkadaþ, dükkânda yok. Dükkâna bakan genç bir çalýþan var. Soruyorum. “Ustan nerede?” Cevaplýyor: “Aðabey, ustam dýþarýda. Öðleden sonra ancak gelir.” |
|
32
|
|
|
|
Býrakýrken usulca öptü onu. ''Benim iyilik meleðim'' diyerekten... |
|
33
|
|
|
|
Yaþlý bir çiçek bakýcýsýyla "sanal bir iliþki arasýndaki fark birbiriyle ne kadar iliþkilidir? |
|
34
|
|
|
|
O þaþkýnlýk hali bende kýsa sürdü tabi...Yerini ani geliþen bir öfke tepkisi almýþtý. O an nasýl bir kuvvet hakim olduysa bana; elimde tutmakta olduðum süt þiþesini sarý kediye fýrlatmýþtým. Sersemleyen kedi, merdiven altýndaki yan duvara çarptý. sonra da lastik top gibi geri yuvarlanýp, dört ayak üstüne düþtüðü an bende ileri doðru bir hamle yapmýþtým. Kaçmamalýydý. |
|
35
|
|
|
|
Gözlerimi göðe diktim. Hera’yý aradým. Belki yardýmýma koþardý; kadýnýn, doðumun ve ihanetlere öfkenin Tanrýçasý, neler olup bittiðini anlatýrdý bana. Belki Afrodit’i yollardý yardýmýma. Þaþkýn, yorgun sesimle çaðýrýrken onu, lirinin týnýlarý arasýnda Safo’nun sesi çalýndý kulaðýma. O da Afrodit’e yakarýyordu:
|
|
36
|
|
|
|
Tez-Can buraya geleli kaç gün, kaç ay ya da kaç yýl olmuþtu? Bilemezdi. Býrakýn bunu bilmeyi o gün günlerden ne olduðunu sorsanýz, bunun bile cevabýný veremezdi. Buradaki zaman anlayýþý çok farklýydý, belki de tuhaftý. Kimse zamanla ilgilenmiyordu, zamansa bildiði gibi akýp gidiyordu. Yoo belki de akmýyordu, gitmiyordu; duruyordu olduðu yerde. Ya da o aslýnda yoktu, bir aldatmacaydý; deðiþimin kurnazca kurguladýðý bir aldatmaca... |
|
37
|
|
|
|
Tere bulanmýþ bir mendil gibi kokardý daima Ömer!Ýnsaný tuza ve aþka davet ediyordu sanki o koku...Yanýnda olmasýný,tenine dokunmasýný..... |
|
38
|
|
|
|
Simetriler beynimizdedir. Yaratýlandýrlar. |
|
39
|
|
|
|
Tez-Can, eski hayatýna döndü. Tabii bu hayatta onun adýnýn Tez-Can olduðunu bilen yoktu. O, þimdi karþýlaþtýðý olaylara, yaþadýklarýna, etrafýndaki insanlara baþka bir gözle bakýyor; tahammül ve anlayýþ gösteriyordu. |
|
40
|
|
|
|
(Öykünün çok yerinde yöresel aðýz kullanýlmýþtýr. Okunuþ zorluðunu gidermek ve anlam deðiþikliðini önlemek için bazý sözcüklerde çift harf tercih edilmiþtir. Ayrýca, yöresel bazý sözcüklerin açýklamasý öykü sonundadýr.)
|
|
|
|