• ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik |
101
|
|
|
|
Bütün suç Didem'deydi. Telefonda çocuðu o saçma sözlerle kýzdýrmasaydý tüm bunlar olmayacaktý. |
|
102
|
|
|
|
Duygularla vedalaþmak keþke kimseyle el sýkýþmadan, öpüþmeden, sarýlmadan kapýnýn eþiðinden “cümleten allahýsmarladýk” demek kadar kolay olabilseydi. Daha o kadar çok cümlesi vardý ki. Düþünceleri boþ durmuyordu. Sessiz sedasýz bir þekilde; yüreðine, ruhuna rastgele bir þeyler karalýyordu. Görünmüyor, okunmuyor olmasý özelinde hissetmesine engel teþkil etmiyordu. |
|
103
|
|
|
|
“Sen benim neþemsin, yaþama sevincimsin, sana bir þey olursa biliyorsun yaþayamam, üstelik babanda bizimle deðil”. Babanda bizimle deðil derken Ural’ýn varlýðýna ve vereceði akla, yardýmýna o kadar ihtiyaç duymuþtu ki, kendisi de þaþýrdý. “Sen sadece benim deðilsin, babandan bana bir emanetsin Denizim” dedi.
|
|
104
|
|
|
|
Yalpalayarak giden at ya sakattýr ya da hasta!!!!Nasýl olsa ölecek !!Eðer bunlardan hiçbiri deðilse neden HAYATI adý gibi yaþayamýyoruz.? Hemen bir ayna bulun ve yaþayanýn siz olduðuna karar verin. |
|
105
|
|
|
|
Pet þiþeyi yumuþak oyuncak ayýcýðý gibi yanaðýna dayadý. Yanaðýný pet þiþeye, ona göre ise hayali ayýcýðýna sürterken muhtemelen çocukluk düþlerine daldý. Annesinin güvenli kucaðýnýn sýcaklýðý sesine yansýdý. Biraz daha kendini kaptýrsa, sýcak sütünü içir |
|
106
|
|
|
|
Sabah on gibi uyanan Wýktoira kahvaltýda yiyeceði zeytini düþündü. Komidinin üzerinde duran zeytin çekirdeðini aðzýna alarak göðüslerinden aþaðýya klitorisine yuvarladý.
|
|
107
|
|
|
|
Boþluk, yalnýzlýk deðildir. |
|
108
|
|
|
|
Döþemesi bir hayli eskimiþ olan koltuðuna, vücudunu olduðu gibi býrakmýþtý. Son günlerde, kendi gibi beyni de pinekler olmuþtu. Sanki düþünme yetisini yitirmiþti. Gözleri yuvasýnda o kadar aðýr hareket ediyordu ki. Birbirine kenetlediði elleri, göðsünün üzerinde ritmik bir þekilde hareket ediyordu. Bir aþaðý bir yukarý! Burnunun üstü kaþýnýyor fakat istirahat halindeki elleri tek bir parmaðýný bile oynatamýyordu. Dudaðýný büzerek bir saða bir sola kuvvetlice çeviriyor, býyýklarýnýn üst komþusunu rahatlatmaya çalýþýyordu. |
|
109
|
|
|
|
Hürriyet ne de yakýþýyordu benim kýza,bu hürriyeti beyaz bir gelinlikle süslemek bana nasip olamayacaktý bunu adým gibi biliyorum,ama o lanet olasý umut var ya o umut,peþimi býrakmýyordu. |
|
110
|
|
|
|
Erken kaybetmeye ve yoksullukla yetiþen bireyin unutulmazlarýna dair bir öyküme. |
|
111
|
|
|
|
Gün gelir hiç te ilginiz olmamasýna karþýn bir olayýn parçasý oluverirsiniz de kendiniz de þaþarsýnýz. Hatta bazen þaþýrmaya bile zamanýnýz kalmadan çýkar gidersiniz o olaydan, baþkalarý þaþar.. |
|
112
|
|
|
|
Otobüs yolculuðuna devam ederken pýrýl pýrýl bir gecede dolunay otobüsün içini aydýnlatmaktaydý. Otobüs ara ara daðlarý, tarlalarý, ara ara kasabalarý, þehirlerin ýþýklarýný yararak gidiyordu. Kaptan Ali muavini sürekli yanýna çaðýrýyor çay ve kahve getirmesini istiyordu. |
|
113
|
|
|
|
O otobüste olmak ister miyim? Belki de o otobüsteyim. "...................Otobüs yol alýrken, gün ýþýðýný karanlýða býrakmaktaydý. Gözlerini yumdu ve bir an kendinden geçti."
|
|
114
|
|
|
|
Yarým kalmýþ bir hikaye belkide sonundan korktuðum için yazmadým, bilmiyorum...
|
|
115
|
|
|
|
Hasan geçen yýl dokuz yaþýndaydý. Bir gün evlerinin arkasýndaki bahçede bir tavþan gördü. Tavþan kaçmadý Hasan’dan. Hasan tavþaný sevdi, tutup kaldýrmak istedi. Tavþan çok aðýrdý, hem karný þiþti. Belli ki yakýnda yavrulayacaktý. Babasý yoktu Hasan’ýn. Beþ yýl olmuþtu, aralarýndan ayrýlýp bu dünyada onlarý yalnýz býrakýþý. Anasý evlere temizliðe gidiyor, öyle geçiniyorlardý. Aradan on beþ gün geçti ki tavþan dört tane yavruladý. Bir ay sonra anne tavþan ortadan kayboldu. |
|
116
|
|
|
|
romantik baþlayýp bitiðinde yazaný ve okuyaný bir sürü gereceðine inandýðým bir öykü denemesi. |
|
117
|
|
118
|
|
|
|
Omzuna dokunan elle korktu. Geri kaçýp karanlýkta üzerine doðru gelen kiþinin kim olduðuna baktý. Serkan’ý görünce rahatladý.
|
|
119
|
|
|
|
Çocuk sanki bir iskelenin tam ortasýnda bekliyordu.
Yere düþmüþ baþýný kaldýrýp doðruldu.
“Yaþamak çok güzel” dedi içinden... |
|
120
|
|
|
|
Mehmet, genetiði ile oynanmýþ yiyeceklerden yemediði için düþünme yeteneðine sahipti ve bu sayede kendini ele vermeden hayatýný devam ettirebiliyordu. Mehmet hayatta pek baþarýlý olamamýþtý bu çok normaldi çünkü, o kul köle efendi zincirine girmiyordu. Özgürlüðüne düþkündü. Mehmet’in çocukluk yýllarýnda recep diye bir arkadaþý vardý. Recep çocukluk yýllarýnda birileri tarafýndan adam yerine konulmadýðý için anti sosyal kiþilik yapýsýný seçmiþti. Recep’e genetik artýk recep derlerdi.
|
|