|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Sevdalanalım
Orhan Bani
Şiir > Garip
Hadi, yine öyle bak seviyor gibi, yeniden yak yüreğimi
Kızarsın yüzüm, tutulsun dilim, bir garip olalım, sevdalanalım
Vakit çok mu geç, sevemezmiyiz, ağarmış saçlarımın suçu benimmi?
Varsın geçsin yıllar, ağarsın saçlarım, yine öyle bak, beraber yanalım
Pek bir şey söyleme, seviyorum deme, yıllar çok şey aldı, sözüm yok kendime
Ben yine suskunum, ben yine sensiz, bir nedeni yok, seviyorum nedensiz
Gönül had bilmiyor, yak ki yanalım, dö
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik |
101
|
|
|
|
Her insanın bir sınırı vardır.Bu sınır aşıldığı an Karşımızdaki kişi tanıdığımız kişi olamaz |
|
102
|
|
|
|
Tinhu, bu ortak sevincin bile bir parçası gibi duyumsayamıyordu kendini. Bu sevinçten garip bir burukluk çıkarımsayabiliyordu sadece ve gördüğü şey, sadece içini kemiren bir duyguya dönüşüyordu. O, bütün bu sahnede yalnızca vakur ama hüzünlü, yorgun yine de giydirilmiş bir iskelet görüyor bu yüzden de acı çekiyordu.
|
|
103
|
|
|
|
Yalpalayarak giden at ya sakattır ya da hasta!!!!Nasıl olsa ölecek !!Eğer bunlardan hiçbiri değilse neden HAYATI adı gibi yaşayamıyoruz.? Hemen bir ayna bulun ve yaşayanın siz olduğuna karar verin. |
|
104
|
|
|
|
Pet şişeyi yumuşak oyuncak ayıcığı gibi yanağına dayadı. Yanağını pet şişeye, ona göre ise hayali ayıcığına sürterken muhtemelen çocukluk düşlerine daldı. Annesinin güvenli kucağının sıcaklığı sesine yansıdı. Biraz daha kendini kaptırsa, sıcak sütünü içir |
|
105
|
|
|
|
Döşemesi bir hayli eskimiş olan koltuğuna, vücudunu olduğu gibi bırakmıştı. Son günlerde, kendi gibi beyni de pinekler olmuştu. Sanki düşünme yetisini yitirmişti. Gözleri yuvasında o kadar ağır hareket ediyordu ki. Birbirine kenetlediği elleri, göğsünün üzerinde ritmik bir şekilde hareket ediyordu. Bir aşağı bir yukarı! Burnunun üstü kaşınıyor fakat istirahat halindeki elleri tek bir parmağını bile oynatamıyordu. Dudağını büzerek bir sağa bir sola kuvvetlice çeviriyor, bıyıklarının üst komşusunu rahatlatmaya çalışıyordu. |
|
106
|
|
|
|
“Sen benim neşemsin, yaşama sevincimsin, sana bir şey olursa biliyorsun yaşayamam, üstelik babanda bizimle değil”. Babanda bizimle değil derken Ural’ın varlığına ve vereceği akla, yardımına o kadar ihtiyaç duymuştu ki, kendisi de şaşırdı. “Sen sadece benim değilsin, babandan bana bir emanetsin Denizim” dedi.
|
|
107
|
|
|
|
Hürriyet ne de yakışıyordu benim kıza,bu hürriyeti beyaz bir gelinlikle süslemek bana nasip olamayacaktı bunu adım gibi biliyorum,ama o lanet olası umut var ya o umut,peşimi bırakmıyordu. |
|
108
|
|
|
|
Sabah on gibi uyanan Wıktoira kahvaltıda yiyeceği zeytini düşündü. Komidinin üzerinde duran zeytin çekirdeğini ağzına alarak göğüslerinden aşağıya klitorisine yuvarladı.
|
|
109
|
|
|
|
Boşluk, yalnızlık değildir. |
|
110
|
|
|
|
O otobüste olmak ister miyim? Belki de o otobüsteyim. "...................Otobüs yol alırken, gün ışığını karanlığa bırakmaktaydı. Gözlerini yumdu ve bir an kendinden geçti."
|
|
111
|
|
|
|
Erken kaybetmeye ve yoksullukla yetişen bireyin unutulmazlarına dair bir öyküme. |
|
112
|
|
|
|
Otobüs yolculuğuna devam ederken pırıl pırıl bir gecede dolunay otobüsün içini aydınlatmaktaydı. Otobüs ara ara dağları, tarlaları, ara ara kasabaları, şehirlerin ışıklarını yararak gidiyordu. Kaptan Ali muavini sürekli yanına çağırıyor çay ve kahve getirmesini istiyordu. |
|
113
|
|
|
|
Gün gelir hiç te ilginiz olmamasına karşın bir olayın parçası oluverirsiniz de kendiniz de şaşarsınız. Hatta bazen şaşırmaya bile zamanınız kalmadan çıkar gidersiniz o olaydan, başkaları şaşar.. |
|
114
|
|
|
|
Yarım kalmış bir hikaye belkide sonundan korktuğum için yazmadım, bilmiyorum...
|
|
115
|
|
116
|
|
|
|
Omzuna dokunan elle korktu. Geri kaçıp karanlıkta üzerine doğru gelen kişinin kim olduğuna baktı. Serkan’ı görünce rahatladı.
|
|
117
|
|
|
|
Hasan geçen yıl dokuz yaşındaydı. Bir gün evlerinin arkasındaki bahçede bir tavşan gördü. Tavşan kaçmadı Hasan’dan. Hasan tavşanı sevdi, tutup kaldırmak istedi. Tavşan çok ağırdı, hem karnı şişti. Belli ki yakında yavrulayacaktı. Babası yoktu Hasan’ın. Beş yıl olmuştu, aralarından ayrılıp bu dünyada onları yalnız bırakışı. Anası evlere temizliğe gidiyor, öyle geçiniyorlardı. Aradan on beş gün geçti ki tavşan dört tane yavruladı. Bir ay sonra anne tavşan ortadan kayboldu. |
|
118
|
|
|
|
romantik başlayıp bitiğinde yazanı ve okuyanı bir sürü gereceğine inandığım bir öykü denemesi. |
|
119
|
|
|
|
Çocuk sanki bir iskelenin tam ortasında bekliyordu.
Yere düşmüş başını kaldırıp doğruldu.
“Yaşamak çok güzel” dedi içinden... |
|
120
|
|
|
|
Bu kez kelimeler: pipo, Bisiklet zili ve kertenkele: |
|
|
|