"Kitaplar, gerçek arkadaşlardır; çünkü asla sesinizi kısmadan, sayfaları çevirirken bile sizi dinlerler." – Umberto Eco"

Yûşa Irmak

Eylülde İstanbul

İstanbul, rahmetli Topbaş zamanında her mevsim usulüne uygun bir şekilde süslenir, püslenir, sokakları, yolları, caddeleri, araçları, tertemiz ve koordinasyonlu bir şekilde yönetilmeye çalışılırdı. Şimdi öyle mi? Değil

Bize: "Bol Acılı" Aşk Lütfen

Michael Curtizin Casablancasında, aşk insanı başkalarına karşı daha iyi yapıyorsa, daha diğerkam kılıyorsa gerçek aşktır demiyor muydu? Tutkuyla istemenin diğer adı olan aşkın gerçekliğini test eden şeyin yitirmeyi tercih edebilmek, karşı tarafın iyiliği için gerekirse vazgeçmek gibi bir paradoks olması, geçen yüzyılda kaldığını sandığımız aşkın bir haldi

The Man Who Wasnt There 2001 (Orada Olmayan Adam)

Gözle görülemeyen bir quantum parçacığı ile kimsenin görmediği bir berber arasında ilinti kuran Coen Kardeşlerin, Ed Cranee biçtikleri rol mutlak değil, bir film-noir gereksinimindendir herhalde Çünkü kaderimizin fonksiyonunun karanlık ya da aydınlık yüzlerce olasılıktan birine çökmesinde tercihlerimizin ve fıtratlarımızın da etkisini yadsıya bilir miyiz?

"Anlamı Yok Tüm Sözlerin"

Fikret Kızılokun en çok sevdiğim artık kült bir şarkısı olan: Bu Kalp Seni Unutur mu?da geçen bu dize zaman zaman dilime takılır Başlıktaki söz ve şarkının tamamını mırıldanınca; halin susup, dilin konuştuğu ve sözün çürümeye başladığı bir zamanın bedbahtlarından bir bahtsız olarak, sessizliğin kalbindeki o sükunete giremediğimi de

Soytarılar

Prof. Dr. Mina Urganın Elizabeth Devri Tiyatrosunda Soytarılar adlı eserinde; soytarılık güç meslektir der. Gerçekten de soytarılık sanıldığı gibi öyle kolay bir meslek değil, aksine çok güç bir meslektir.

Budalalık Nedir, Nasıl Keşfedildi?

Edward Said, Şarkiyatçılıkta, bilginin yozlaşmasına ve insani çabanın beyhudeliğine ilişkin bir çeşit ansiklopedik güldürü romanı olan Bilirbilmezlerde Gustave Flaubertin, 19. yüzyıl Burjuvazisinin kendi eşitleştirici yetersizliklerinin, sıradanlıklarının acemi kurbanları haline getiren o hayal kırıklığına uğratıcı deneyimlerinin bütününü ele almıştır.

Tesirsiz Sözler 6

Oysa bu deni dünyada temiz ve uyanık kalmanın, vicdani ve ahlaki çürümeye karşı durabilmenin, toplumu meşru kılabilmenin, hatta kişisel gelişimin bile mihenk taşı aşk, sevgi ve muhabbetten başka birşey değildi

"Suya Kanat" Ummana Karışan Şiirler

Her ne ise, hem kitapları bilirsiniz, bıraktığınız köşede, evet tam da oracıkta bir kedi gibi sessizce bekler, bir insan elinin ciltlerine, insan gözünün içlerine bakmasını isterler Kitapların bu bakışına kayıtsız kalamadığım için şöyle minik, şirin bir çırpıda okuyabileceğim kitabı kitaplığımdan alıp okudum. Hacmi küçük ama etkisi büyük bir

Negatifin Diyalektiği

İnternette ne ararsanız buluyorsunuz. Videolar, kitaplar, belgeler, eşyalar Mini bir taramayla istediğiniz dokümana anında ulaşabiliyorsunuz. Bir zamanlar yakın bir gelecekte internetten tıraş bile oluruz diye espri yapmıştım ama bunun da gerçekleştiğini gördüm.

İlla da Ben Ben!..

Çoğumuzun Çeşmeler Kâşifi veya İstanbul Seyyahı olarak tanıdığı Ruşen Eşref Ünaydının Diyorlar ki kitabını lise çağlarımda okumuştum. Hatta 10 yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı bu eseri ortaöğretim öğrencileri için tavsiye eserler arasına alınca sevinmiştim. Ancak benim kadar sevinmeyen arkadaşlarım olduğu gibi bir sürü yazarın kitabın tavsiye edilmesini eleştirdiklerini

Trafik Bir Aynadır

Eskiden trafik kazalarının bir numaralı sebebi aşırı hızdı. Hatta hızın aşırı oluşu, yolun, arabanın ve trafiğin durumuna bağlı olarak değişirdi. Bir yerde aşırı sayılmayan hız, farklı şartlarda aşırı sayılır. Fakat en açığı, hız göstergesini alabildiğine yükseltme arzusudur.

Eskimek

Ahmet Hamdi Tanpınarın, 20 Mart 1960ta Adalet Cimcoza kaygılar içinde yazmış olduğu bir mektubu var. Pariste o dönemde birden bahar geliyormuş Önce; kaygı söz konusu değil, yol boyu giderken, çiçek hali çıkıyor şairin karşısına. Divan edebiyatının şükûfenâmelerini ha­tırlıyor. Sonra, adlarını bilmediği otuz çiçek. Bu renk ve şekil şöleninden

Verem Edebiyatı

Yahudi asıllı Amerikalı yazar Susan Sontagın eseri Bir Metafor Olarak Hastalıkı hafızam beni yanıltmıyorsa bundan 5 yıl önce bir arkadaşın tavsiyesi üzerine okumuştum Bir Metafor Olarak Hastalık kitabı 1988 yılında Dr. İsmail Murat tarafından Türkçeye çevrilerek BFS (bilim-felsefe-sanat) yayınları tarafından basılmış.

Hayde Hep Birlikte Arayalım Suçluları

Öyledir hep. Bu ülkede ne zaman bir sıkıntı yaşansa; yüreğimizi burkan, içimizi yakan bir afetle, felaketle karşılaşsak, daha acımız bir seksen yerde yatıyorken, başlarız işaret parmağımızı bir yerlere çevirmeye Milletçe huyumuzdur bu, kuruması gereken. Ama kurumaz nedense

Sadettin Kaplanı Kimler Tanıyor?

Bir edebiyat ansiklopedisine giremeyince üzülen arkadaşını Peyami Safa şöyle teselli etmiş: Bizim gibi ülkelerde bir ansiklopediye girmek, ancak onu hazırlayanın yakını olmakla mümkündür. Yani üstat kimsenin, bileğinin hakkıyla bir yere gelemediğine, dost ahbap ilişkilerinin önemli olduğuna dikkatlerimizi çekmiş bu sözüyle

Başa Dön