"“Yazarın en büyük düşmanı; ilhamın tam WC'de, kahve bittiğinde ve internet kesildiğinde ziyaret etmesi.” – Franz Kafka"

Yûşa Irmak

Çekyataltı Romanlar II

Yakup Kadri Karaosmanoğlunun Hep O Şarkısını okudukça, Roman diyordum kendi kendime, silinip gitmiş, herkesin artık unutmuş olduğu acıları anlatmalı Niye peki? Vallahi hiç bilmiyordum niyesini, nedenini, nasılını Başkalarının fark etmediği, hissedemediği acıları yüzlerine çarpmak hoşuma gidiyordu belki de kim bilir

Çekyataltı Romanlar

Nurullah Ataçın zamana meydan okumuşluğunu kim yadsıyabilir? Ataçın eserlerini okuduğunuzda onunla için için tartışır, dil konusundaki görüşlerinden irkilirsiniz!

Mutluluk

Bunca yıl.. ne olmuştu, nerede kalmıştık? Şimdi su içtikten sonra nefes nefese kalan bir adam gibiyim. Üzerimde taşıdığım bu yavaşlık; halsizlik, uyuşukluk yüzünden bir gün aniden organlarımın tümü çalışmayı bırakacak görenlerde beni canlı sanacaklar diye endişe ediyorum..

Ankaraya Övgü

Denizi olmayan bir kenti sevebilir miyim? Bu soruyu geçen sene sormuş olsaydılar hiç tereddüt etmeden sevmem derdim. Bugün bir arkadaşım sorunca pekâlâ sevilir dedim. 1997 yılından beri İstanbulda yaşıyorum. Az da olsa İstanbullu sayılırım. Bu kenti neden seviyorum? Elbette sırf denizi olduğu için değil, medeniyetlerin başkenti olduğu için

Yaz İzlenimleri

Yaz, Necatigilin Kır Şarkısı şiirinin sonundaki dizeleriyle söyleyecek olursam; sakin, dinlenmiş, rahat bir şekilde bitecek benim için. Ya da tam tersi olacak..

İnsanlara Bakmaya Alıştım

Ne kadar anı, ne kadar ayrıntı varsa büyüyor, hayali başka bir şey yaratıyor sanki. İçimde kendisiyle başbaşa kalmış tuhaf tuhaf karakterler.. Ya da kentin tamamı ruh sağlığı hastanesi, boyutlarını ancak deli edenlerin bildiği

Başörtülü Cadılar

Arthur Miller Cadı Kazanını yazdığında Amerika McCarthy dönemini yaşıyor ve komünistler girdikleri inlerde bir bir avlanıyordu. Daha bir yüz yıl bile geçmeden yeni bir cadı avı başladı ve hepimiz bu avın Müslümanlara yapıldığını yakinen biliyoruz!

Arzu Yeterli Değil

Hümanizm insanı değişik farklılıkların üzerine çıkarmak, dini ve milliyeti ne olursa olsun insanca muamele edilmesi gerektiği fikrine dayanıyordu. Batıda mezhep kavgaları, Hıristiyan milletlerin birbirlerini boğazlamaları kızışınca, hümanizm fikri de revaç buldu; bu düşünce sistemi de laik devletin doğuşuna zemin hazırladı.

Nasıl Bir İnsansınız?

Ahlaki bunalımların baskısı vicdanınıza dokunmuyor mu? Dokunmuyor mu? Halkın sosyal bağlarının çözülüşünü görürken bir eziklik hissediyor musunuz? Hissetmiyor musunuz?

Onun Ahlakı Benim Ahlakım

Belki de bizlere bahar diye dayatılan tüm sistemler bir aldatmacadır. Geçmiş zamanlardaki o sıcak ilişkiler, aile, komşuluk, sokak, mahalle, akrabalık velhasıl toplumda eşitliği gerçekleştiren o dayanışma ruhunun bugün nereye gittiğini hepimiz aramıyor muyuz? Onunla şunca yıllık hukukumuz var! sözünü nedense artık duyamaz olduk!

İçe Mecburi Dönüş

Birkaç gündür İstanbul soğuk Hatta haberlere bakılırsa kar bile tekrar yağabilirmiş Keşke yağsa. Hatta önce güzel bir yağmur, ardından kar, yeryüzünü beyaza bürüse.

Katilleri Tanıyoruz

Yine Ak Parti üzerinden Müslümanları hedef almaya çalışıyorlar Bu ülkede acımızı bile birilerinin lanet siyasetinin uzağında yaşayamıyoruz. Kimin PRı güçlüyse tanrı o! Kim yaptığının selfisini çekip hesabından paylaşıp beğendirmişse kral o!

Sempati ve Antipati

Radyo, televizyon ve günümüzde elinde telefon olan herkesin kendini gazeteci diye tanımladığı neidüğü belirsiz milyon takipçili kişilerin sorumluluğu, ilgili ve önemli enformasyonu toplamak ve doğru, dürüst ve yansız bir tutumla halka gördüklerini aktarmak, iletmektir.

Başa Dön