Edebiyat Düşüncesi Üzerine
Sanatın ortaçağ boyunca rahmani ve içsel gayeleri önemsemiş olması bizi, bugünkü edebiyatın bir eksen kayması yaşayıp yaşamadığı sorusuyla karşı karşıya getirir.
"“Yazarlık, kelimelerle oynadığın sakkaysa; bazen şah mat ederken, bazen de sadece kahveni dökmeni sağlar.” – Mark Twain"
"“Yazarlık, kelimelerle oynadığın sakkaysa; bazen şah mat ederken, bazen de sadece kahveni dökmeni sağlar.” – Mark Twain"
Sanatın ortaçağ boyunca rahmani ve içsel gayeleri önemsemiş olması bizi, bugünkü edebiyatın bir eksen kayması yaşayıp yaşamadığı sorusuyla karşı karşıya getirir.
Belki de bizlere bahar diye dayatılan tüm sistemler bir aldatmacadır. Geçmiş zamanlardaki o sıcak ilişkiler, aile, komşuluk, sokak, mahalle, akrabalık velhasıl toplumda eşitliği gerçekleştiren o dayanışma ruhunun bugün nereye gittiğini hepimiz aramıyor muyuz? Onunla şunca yıllık hukukumuz var! sözünü nedense artık duyamaz olduk!
Birkaç gündür İstanbul soğuk Hatta haberlere bakılırsa kar bile tekrar yağabilirmiş Keşke yağsa. Hatta önce güzel bir yağmur, ardından kar, yeryüzünü beyaza bürüse.
Yine Ak Parti üzerinden Müslümanları hedef almaya çalışıyorlar Bu ülkede acımızı bile birilerinin lanet siyasetinin uzağında yaşayamıyoruz. Kimin PRı güçlüyse tanrı o! Kim yaptığının selfisini çekip hesabından paylaşıp beğendirmişse kral o!
Düşünüyorum da acaba seninle konuşmamın özel bir zamanı olsa ve senin günlük vakit anlayışına, duyguna nasıl dahil olup karışabilirim? Seni yalnız kafamda yaşatmıyorum.
Radyo, televizyon ve günümüzde elinde telefon olan herkesin kendini gazeteci diye tanımladığı neidüğü belirsiz milyon takipçili kişilerin sorumluluğu, ilgili ve önemli enformasyonu toplamak ve doğru, dürüst ve yansız bir tutumla halka gördüklerini aktarmak, iletmektir.
Yazıya yazılanlar var, bir de yazı yazanlar Bu ikisi arasında da farklar var. Yani, Yazıya yazılanda, yazı ile yazıcısı arasında herhangi bir mesafe yoktur; yazan, yazıya konu olmuş şeyi sadece muhayyilesinde taşımaz, o konunun içinde yaşar ve konunun adeta kendisi olur.
Gündüzlerimizi çaldığınız o günden sonra / Söylemek, susmak kadar zor /
Onların ne doğumu ne yaşantısı ne de ölümü haber değeri taşır bu ülkede.. Onlar ki gözlerinin karası kadar derin ve sessiz yaşarlar hayatı.. Öyküleri de bu sebepten her zaman meçhuldür ve sadece kendilerinde saklıdır Onlar, başkalarının gündemine ancak 3. sayfa haberi olarak girebilirler.
Ağzımdan çıkan tüm kelimeler, cümleler ölü gibi Bir tek anlamım varsa o da yakıştırdığın dünyanın en yüce, en soylu yapıtı enim artık ben
bir dosta uğradım bugün / ilgisi olmasa da ismin anıldı /
Şiddet kullanarak bir amaca varacağına inanan ve bunu meşru gören, bir kişiyi, bir örgütü, bir devleti; ancak o şiddeti bertaraf edebilecek bir kuvvet bu niyetinden caydırabilir. O kuvvete sahip olmayan, hitabetle, siyasetle, ikna yeteneğiyle bir sonuç elde etmesi mümkün değildir.
İntihar yeni bir şey, bir rastlantı ya da âni bir karar değildi onun için; düpedüz tasarlanmış, hatta tecrübe edilmiş bir eylemdi.
Soru sormaktan vazgeçtiğimiz gün kendimiz olmaktan çıktığımız gündür. Yaşamın akışına, olup bitene, kendine dair sorular sordukça ayakta kalır insan.
Artık yorum almıyor, onaylamıyorum dediğim bir okuyucu. Yorumlarını onaylamadığım için: Siz edebiyatçıları bir türlü sevemedim diye giriş yapmış ve güzel bir mail döşemiş
Kapitalizme-modernizme yenik düşmenin sebebi, güya eleştirirken onun yaptığını bir başka biçimde yaparak onu dolaylı yoldan güçlendirmeye çalışmaktır. Marksizmin yaptığı da bu değil mi? Hatta halen böyle yollarına devam etmiyorlar mı?
"Bana ister inanın ister inanmayın, yakın bir gelecekte ülkemin insanları da tıpkı Avrupalılar gibi akıl hastanelerinin koridorlarını dolduracaklar. Hatta bu hastaneler isteklere cevap bile veremeyecek..."
Şairlik yolu güç yoldur, taliplisinden hayatını ister, her babayiğit o yükün altına giremez, heveslisi çok, gerçeği kuyrukluyıldız gibi azdır; bu azlardan birisi de bu ülkede yaşamış Dilaver Cebecidir!
İnsanın hayatı, insanın hayalidir diyor André Gide. Öyle mi gerçekten? Bu ifade aslında bir bakıma doğru. Ya da bu ifadeye doğru diyebilmek için birçok sebep olmalı.
İlk cümleyi nasıl kurmalıyım, nasıl başlamalıyım diye düşüncelere dalıyorum Giderek yazamayacağımdan, konuşamayacağımdan, hayal edemeyeceğimden korkuyordum ki korktuğum şeyler başıma gelmeye başladı
Metropol çobanı. İletişimci, felsefe ve edebiyat aşığı!
türkiye
Deneme
halen araştırıyorum