Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Karanlığa bakıyor, Bakıyor karanlığa usul usul. Karanlık sonsuz, Uçsuz bucaksız açılıyor Çağırıyor acımasız karanlık kapkara... Karanlık bitimsiz, Ve çıplak bir karanlık. Karanlık uçsuz bucaksız çığlıklar atıyor... Bir hayat bir uçurum kenarında. Bomboş gözlerle bakıyor boşluğa Boşluk sonsuz, Boşluk uçsuz bucaksız... Bir hayat yankılanıyor boşluğun uçsuz bucaksızlığında. Sonra bir hayalet fışkırıyor boşluktan kap kara. Kirli ve kara bir hayalet Taşıyor hayata acımadan Geçmişin suçlarını... Bir hayat var hayata karışmış Karanlıkta ve uçurum kenarında. Anlamsız gözlerle bakıyor boşluğa, Ve alışamıyor karanlığa bir süre... Korkuyor hayat Hayatın karanlığından Ve kaçmak istiyor çığlık çığlığa. Sonra görüyor hayat, Hayata karışmış kap kara hayaleti Geçmişin tüm suçlarını taşıyan Hayat, hayalet, hayat... Aoranın ışığı yükseliyor doğudan mazdaya karşı Ve mazda karanlığını saklıyor hayata. Mazda hayalet oluyor, Ve hayalet hayat. Sonra hayata karışıyor hayat, Aora oluyor, Mazda oluyor. Ve kovuyor hayaleti büsbütün. Sonra bir serften bir çığlık yükseliyor Up uzun krisnaya uzanan. Krisna sessiz, Krisna kör, sağır, dilsiz... Ve susuyor tüm dualar, Serf yok oluyor. Karanlıkta özgürlük arıyor, Ve boşluk oluyor özgürlük, Herşey bitiyor... Hayata karışmış bir hayat, Hayatın karanlığında Ve aydınlığında hayatın. Sürgününe yerleşiyor hayat Geçmişin kap kara hayaletinin. Sonra serf duaya başlıyor yeniden, En olmaz şeyleri istiyor. Karanlıktan özgürlük, Ve ateşten bir hayat. Krisna suskun. Krisna kör, sağır, dilsiz. Ve kastın dibine vuryor serf kasıtsızca. Sonra yok sayıyor krisnayı, Krisna oluyor aydınlıkta. Aydınlığa karışıyor büsbütün. Işık oluyor serf, Dişleriyle yırtıyor karanlığı. Yeniden yazıyor kitapların tümünü Ve yeniden anlıyor hayatı. Anlıyor, büsbütün hayat oluyor, hayal oluyor... Hayata karışmış bir hayat, Bir masaldaki duaya karışıyor. Sonra masal oluyorlar. Hayalete sarılıyor mazda, Karışıyor karanlığa, Yok oluyor, boşluk oluyor. Ve bozuluyor suskunluk, Konuşuyor krisna En gizli bilgiyi sunuyor aydınlığa. Sırlarının tümünü sunuyor. Ve sırlar karışıyor hayata, Hayat oluyorlar büsbütün. Sonra aydınlık konuşuyor, Yansımaydım! Yanılsamaydım diyor. Kızıyor krisna, Gökten üç çığlık iniyor, Karmadaki üç kötülüğü sarıp götürüyor gökyüzüne. Amon konuşuyor sonra, Güneşten yanmış Ve parlak sesiyle güneş kadar, Bir kedinin sesiyle konuşuyor. Kızgın ve masum, Var eden ve yok eden, Ağlamaklı gülen bir sesle konuşuyor. Ve susuyor tüm sesler. Susuyor hayat, hayaller susuyor. Üç çığlık susuyor, Ve susuyor krisna büsbütün... Hayattan ayrılmış bir hayat. Güneşin altında dinliyor yalnızca Ve başlıyor suskunluğa karışmış en sessiz sesler amonun sesinde. “ey hayat” diyor amon, ve başlıyor konuşmaya. “ey hayat! Ve Dinle sende hayat! Neden kaçıyorsun? Ve ne kadarda hazırsın karanlığa karışmaya! Yıldız ışığı adına, Ve adına ay ışığının. Yemin yemin üstüne çocuklar, Bu ne anlamsız yatsıma, Ve bu ne kolay kabulleniştir, Hani güç? Hani ateşin kudreti? Nerede kaldı savaş yemini? Hani etmiştin sıcak bir öğle güneşi altında... Hani tam tependen izliyordum seni. Acımak yoktu, Yoktu kaçmak Ve eğer anlamışsan, Ve eğer sevmişsen Anlamışsan seni ve sendekini Hani her şeyi yok edecektin? Şimdi ne oluyor? Nereye gidiyorsun? Bırak mazdayı kendi haline, Bitsin krisnanın duası Yalnızca beni gör, Ve bil bendeki engin sırrı Ki o yaşamın sırrıdır. Ey hayat! Neden kaçıyorsun sunmaktan Aydınlığın tümünü? Ve neden korkuyorsun karanlığından hayatın, Hani hayaletin sürgünündeydin? Hani sen yerleşmiştin oraya? Kendi isteğinle, Hani kovmuştun hayaleti kendi varlığınla? Evet yandı hayalet, Yok oldu. Sen gitsen de yok artık. Peki ne istiyorsun? Ve ne veriyorsun hayata? Hani sessizceydi herşye? Ve bitimsizdi bir başlarsa? Hani anlıyordun? Ve anlatıyordun hani? Neydi anladığın? Ve anlattınmı anladığını ap açık? Yemin yemin üstüne çocuklar! Nergale yoldaş olayım, Ve yanayım korkunç Marduk’un kızıl ateşinde eğer anlıyorsam sizi Eğer anlıyorsam sizi, Kibelenin duası eksik olsun ışığımdan... Bitermi bir şey öyle kolay? Hele başlamamışsa kolayca Ateşten çemberlerden geçmişse, Ve karanlıkta boşluktan gelen hayaletle sarılmışsa sım sıkı Kurtulmuşsa bundan Ve çıkmışsa tertemiz Başlamışsa yeniden, Güneş şahidim olsun, Ve şahidim olsun parlayan her şey yeryüzünde ışıl ışıl, Yemin yemin üstüne çocuklar, Anlamıyorum.” Son sözünü söyledi amon sakince, Yargıladı teker teker aydınlığı Ve karanlığı Yargılayıp astı Çürümüş güçlerin tümünü Ve hayata döndü Sonra baktı hayata Ve söyledi son sözünü, ve sustu ondan sonra, Her şey açıktı Ve parlaktı ışık kadar Yargılamıştı amon Yargılamış, ve vermişti sonsuz hükmünü Dediki sessizce; “Marduk yok etsin beni yanılıyrsam eğer hükmümde, biliyorum duyuyorum ve anlıyorum. Ve söylüyorum. Duy ey marduk Ve duy ey lanetli nergal, Tüm tanrılar duysun beni Duysun ve anlasın Kavuşupta krisnanın en gizli bilgisine Bilmeden yatsıyanları Sonsuza dek aydınlığa mahkum ediyorum...”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mahmut dağ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |