Kısa adı DİLRDER” olan Dilek Eğitim Derneği’nin “Şehadet ve Şehitleri Anma Gecesi” tek kelimeyle muhteşemdi…

Sekiz yüz kapasiteli salonu hınca hınç dolduran katılımcılar; Ömer Muhtar, Seyyit Kutup, Hasan el-Benna, Şeyh Sait, Mavi, Marmara Şehitleri ve İsmail Özer’e kadar şehitlerin posterleriyle süslenmiş salonda uzak ve yakın tarihimizin şehitlerini andılar…

Elbette ki tüm konuşmacılar güzel konuştu lakin Ramazan Keskin’in konuşması, dinleyicilere bir başka duygulu anlar yaşatarak 28 Şubat öncesi, Akpınar Medine Mescidinde okuduğu ateşli hutbeleri hatırlattı.

Kur’an tilaveti ve slâyt gösterisi ardından kürsüye davet edilen Keskin Hoca hiç değişmemişti…

Sıkıyönetim dönemlerden tut, 28 Şubat’ın en soğuk süreçlerinden geçirilip onca savrulmalara rağmen hala her zamanki dik duruşu, soyadıyla müsemma ve ateşli konuşmalarıyla Ramazan Keskin aynı Ramazan Keskindi…


Konuşurken 1999 öncesi, Akpınar Medine Mescidi’nde okuduğu hutbelerindeki ses tonunu hatırladım.

Ve o günlere gittim…

Akpınar, Esnaf İş Hanındaki Medine Mescidi’nin Cuma günlerinde dolup yollar taştığı günlere gittim zihnen….

İnsanların fevc fevc Malatya Akpınar, Esnaf İş Hanındaki Medine Mescidine, Cuma Namazına koştuğu günleri yaşadım bir kez daha…

Ramazan Keskin, 28 Şubat’ın Malatya’da henüz fiilen başlatılmadığı ancak, sıkı gözetim ve baskılara aldırmadan Medine Mescidi kürsüsünden Malatyalılara Allah’ın kitabından hutbeler okuduğu bir ses tonuyla Şehitleri Anma Gecesi’nde konuştu. Kendisinden beklenilen de bu idi, aksisi zaten beklenilemezdi ve katılımcıların beklentisi de bu yöndeydi.

Uzun bir aradan sonra, büyük bir kalabalık karşısında konuşan Keskin Hoca’nın ses tonu bana zılgıt’ı çağrıştırdı.

Zılgıtın ne olduğunu bilir misiniz?

Zılgıt; Güneydoğu ve Anadolu Bölgesi’nin bazı yerlerinde düğünlerde eğlenmek amacıyla dili ağız içinde değişik bir biçimde oynatarak ahenkli bir ses çıkarmakmış. Ancak ben o anlamda kastetmedim.

Zılgıt derken….
Coşku ve sevinç anlarda bağırarak melodik sesler çıkartmanın yanı sıra…

Hüzün ve acılı günler de aynı melodik sesleri çıkartmaktır…

Hatta paylamak, bağırarak azarlamak, ağzının payını vermek ve kızmak anlamında da algılayabilirsiniz benim kastettiğim zılgıttan…

Keskin Hoca’nın, “Şehitleri Anma Gecesi’ndeki konuşmasının ses tonu, yukarıda bahsettiğim kavramları çağrıştırdı benden.

28 Şubat öncesi Akpınar Cuma Meydanı’nda perde perde yükselen Keskin Hoca’nın o tok ve davudi sesi, dün akşam (4 Mart 2012) aynı tonda Belediye Konferans Salonu’nda; “Şehitleri Anma Gecesi’deki dinleyicilerde; kah bir halayda çekilen zılgıt sevincini estirirken; kah da şehitlerin tabutundan çekilen zılgıt çağrışımı yaptı.

Elbette ki Yakup Alınak ve Mehmet Yolcu’nun konuşmaları geceye renk kattı ancak Keskin Hoca’dan sonra en tesirli ikinci konuşma Ferda Kürün’den geldi.

Ferda Hanım, merhum dedesi M. Sait Çekmegil’e yakışır bir edayla hem Keskin Hoca’nın “sancağı sizler devrediyorum” sözüne cevap verdi hem de geceye yakışır tarihi bir konuşma yaptı.

Dilek Eğitim Derneği’nin “Şehadet ve Şehitleri Anma Gecesi” hem katılım olarak hem de içerik olarak takdire şayan bir programdı.

Bu vesileyle ilk programıyla Malatyalı Müslümanların bir araya gelmesini sağlayan Dilek Eğitim Derneği’ne tebrik ederek nice güzel programlar gerçekleştirmesini diliyorum…