..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam hoştur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiştir. -Asimov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Şevket Başıbüyük




4 Haziran 2012
Cemal Aslan"a Ağıt Yakmak  
Şevket Başıbüyük
Cemal Aslan’la ilgili, geçmişimin fotoğrafları gözlerimin önünde bir film şeridi gibi gelip geçti… Hiçbir karesinde negatif bir poz göremedim. Güler yüzlü ve gülmesini bilen bir insandı Cemal Aslan. Onun bulunduğu ortamda hep pozitif bir hava eserdi. Çünkü gülmesini bildiği gibi güldürmesini de bilirdi. Mertlik ve delikanlılık onu en iyi tarif eden iki kavramdı. Hiçbir zaman diklenmeyen ancak hep dik durmasını bilen ve bu ilkesinde asla taviz vermeyen hasbi bir insandı… Birkaç satırlık yazı ile onun kitaplara sığmayacak kadar güzel hasletlerini anlatıp bitirecek değilim. Benim maksadım, -birkaç güzel kelam da olsa- onu hayırla yad edip rahmet okumaktır.


:AEEG:
Ölüm haberleri yalan olmaz ama ilk haber aldığımda buna inanamamıştım. Haberi veren telefondaki ses, biraz kısık ve boğuktu ama yine de ‘şaka yapıyor’ diye düşünmüştüm. Ama o; “Ben nasıl şaka yaparım, hem ölüm haberleri yalan olur mu hiç?” demişti.
Maalesef; ölüm haberleri yalan olmuyor…
Ama ben Cemal Aslan’ın ölüm haberinin yalan olmasını ne kadar isterdim.
Yalanları hiç sevmem ama bir kez de olsa arkadaşın söylediği bu haberin yalan olmasını ne kadar isterdim...
Lakin -arkadaşın da söyledi gibi- ‘ölüm haberleri yalan olmuyor’ maalesef…
Nedense bir insanın vefatından sonra insanın zihnine düşen ilk görüntü onu en son gördüğü an oluyor. Ben onunla en son belediye binasında, koridorda karşılaşmıştım, telefonla görüştüğü için bu kez hal hatır soramamış ve birbirimizi selamlamakla yetinmiştik.
Yurt dışında olduğu halde benden önce haber alan ve aynı haberi -belki de- teyit etmek için benimle paylaşın arkadaşın hatırlatmasıyla; “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi Raciûn” diyorum ama hala inanamıyorum Cemal Aslan’ın vefat ettiğini.
Arkadaş telefonu kapattıktan sonra hafif bir baş dönmesi oldu bende, olduğum yere yıkılıp kaldım. O an bahçede çalışıyordum. O haberden sonra kollarımda ayaklarımda bir gevşeme oldu. Ilık bir ter aktığını gördüm alnımdan. Daraldığımı hissettim. Göğüs kafesimin hızla kalkıp indiğini görüm…
Bereket ki, küçük çocuklardan başka kimseler yoktu yanımda. Yetişkin birileri olsaydı o an, kesin beni acile kaldırırlardı çünkü kalp ritmim yine düzensiz atıyordu. Daha önce aynı sorunu yaşayıp, -dinlenmek gayesiyle- yıllık izne ayrıldığımda beni ilk arayan Cemal Aslan olmuştu…
Hastalandığımı üzüntüyle duyduğunu söyleyerek geçmiş olsun dileklerini iletmişti. Sonra o sıcak, içten ve babacan sesiyle nasihatler etmişti. Aynı rahatsızlıktan muzdarip olduğunu vurgulayarak, “yeme içmene dikkat edeceksin ve spor yapacaksın; az yemek, çok spor” diyerek bazı tavsiyelerde bulunmuştu.
Basının içinden geldiğimiz için Cemal Aslan’la arkadaşlığımız eskilere dayanır ancak son 4-5 yıldır da aynı çatı altında mesai arkadaşı olduğumuz için daha çok görüşüp daha çok dertleşiyorduk…
Bu yakın ve samimi muhabbetimizden kaynaklanmış olacak ki, vefat haberini veren telefondaki arkadaşa inanamamıştım. Nedense; insan en yakın dost, akraba ve arkadaşlarını kaybettiği vakit inanamıyor/inanmak istemiyor.
Lakin ölüm haberleri yalan olmuyor…
İsterdim ki arkadaş bana bir şaka yapmış olsundu ama her ölüm haberin şaka olmadığı gibi Cemal Aslan’ın ölüm haberi de şaka değildi maalesef…
Artık gerçek olduğuna inanmış olacağım ki; telefonu kattıktan sonra boğazıma bir kör düğüm çöküverdi ve bir hıçkırık tuttu beni.
Bir hıçkırık tutuverdi ama ağlayamadım.
Ağlasam…
Ağlasam rahatlardım kesin….
Ama ne ağlayabildim ne de o şoktan kurtarabildim kendimi.
Öylece donuverdim, kaldım…
Cemal Aslan’la ilgili, geçmişimin fotoğrafları gözlerimin önünde bir film şeridi gibi gelip geçti…
Hiçbir karesinde negatif bir poz göremedim.
Güler yüzlü ve gülmesini bilen bir insandı Cemal Aslan. Onun bulunduğu ortamda hep pozitif bir hava eserdi. Çünkü gülmesini bildiği gibi güldürmesini de bilirdi. Mertlik ve delikanlılık onu en iyi tarif eden iki kavramdı. Hiçbir zaman diklenmeyen ancak hep dik durmasını bilen ve bu ilkesinde asla taviz vermeyen hasbi bir insandı…
Birkaç satırlık yazı ile onun kitaplara sığmayacak kadar güzel hasletlerini anlatıp bitirecek değilim. Benim maksadım, -birkaç güzel kelam da olsa- onu hayırla yad edip rahmet okumaktır.
Bu yazıda belki Cemal Aslan’a ağıt yakamıyorum ama O’nu rahmetle anıyorum.
Ve gönül isterdi ki, bu emektar insan son yolculuğuna belediye önünden bir törenle uğurlansındı…
Başta oğlu Bekir olmak üzere yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kanını Emen Ayılar
Reis, Ya da "Bizi Sen Vatansız Bırakma Allah"ım!"

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir "Şişirme Duası" Hikâyesi
Kınıfır Bed Renk Olursa…
"Şişirme Duası"
Kitap Okumak Eğlenceli Bir Eylem…
Tarihe Yoculuk
Sağır Kaplumbağa
Dicle Kıyısında Bir Mağara Kent
Tasalanma Ey Reis!..
Piyerloti
Beydağı"na Kar Düştü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Cennet Gülleri [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Çocukluğum [Şiir]
Duvardaki Saat [Şiir]
Olma Geveze [Şiir]
Özgürlük [Şiir]
[Şiir]
Bizim Kadir de Ehliyeli Olunca… [Öykü]
Vay Sözüm Vay… [Öykü]


Şevket Başıbüyük kimdir?

Edebiyatın karın doyurmadığını bile bile aç kalma pahasına yazmaktan imtina etmeyen, hayal gücünden çok izlenim ve gözlemlerini yazmaktan büyük keyif alan, yazarken adeta orgazım olan sıradışı bir yazar

Etkilendiği Yazarlar:
Roman, Hikaye, Şiir, Biyografi, Gezi


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.