..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsan gülümsemeyle gözyaþý arasýnda gidip gelen bir sarkaçtýr. -Byron
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Aþk Romaný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




19 Aralýk 2012
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/12. )  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Kapý zili çalýndýðýnda mutfaktan salona doðru elinde dilimlenmiþ ekmeklerle gelmekte olan Nisa haným, yön deðiþtirerek elinde ekmeklerle kapýyý açmaya geçti.


:AADH:
Kapý zili çalýndýðýnda mutfaktan salona doðru elinde dilimlenmiþ ekmeklerle gelmekte olan Nisa haným, yön deðiþtirerek elinde ekmeklerle kapýyý açmaya geçti. Salondan antreye açýlan kapýyý açýk býrakan Nisa hanýmýn, dýþ kapýyý açtýktan sonra içeri aldýðý Ümmühan ile kapý aralýðýnda sarýlýp öpüþtüðü görülüyordu. “Hoþ geldin, prenses!”
“Hoþ bulduk, Nisa anne! Halil kalktý mý?”
“Kalktý, kalktý… Kahvaltý yapýyoruz.”
Ümmühan Nisa hanýmýn yanýndan geçerek, salona girdi, doðruca yemek masasý baþýna gelerek, önce Bedri bey ile sonra Halil Kaya ile (biraz emrivakiyle) yanak yanaða öpüþtü. “Afiyet olsun!”
Bedri Kaya, “Sað ol, kýzým! Hoþ geldin!” dedi.
Nisa haným kýza Halil Kaya’nýn karþýsýndaki sandalyeyi gösterdi. “Otur da, sen de bizimle kahvaltý yap…”
Ümmühan onun gösterdiði sandalyeye oturmadý, geçti, hemen Halil Kaya’nýn yaný baþýndaki sandalyeye oturdu.
Halil Kaya, “Saat on’da demiþtin… Saat henüz dokuz bile deðil!” diye çýkýþtý.
Ümmühan, “Erol’a da saat on’a randevu verdiðinizi duyduðum için, onu ekebilmek için biraz erkene almak zorunda kaldým!” diyerek güldü.
Halil Kaya, “Erken olmaz! Görüyorsun, kahvaltý yapýyorum,” diye söylendi.
Ümmühan, “Saat dokuz buçuða kadar kahvaltýný bitirmeni beklerim… Erol’a patronundan izin alýp gelinceye kadar, yakalanmadan çýkarýz, nasýl olsa!” diyerek kendinden emin, önündeki yumurtanýn kabuðunu soymaya koyuldu.
Halil Kaya, “Sýrf kahvaltý deðil derdim, tabii ki! Bugün Sarýmsaklý’ya gelemeyeceðim. Arabanýn ufak tefek arýzalarý var. Sanayiye onlarý götüreceðim…” dedi.
Ümmühan, “Beraber götürürüz. Oradan geçeriz Sarýmsaklý’ ya…” diyerek sýrnaþtý.
Halil Kaya, “Baþka iþlerim de var…” dedi. Bu kýzla baþ etmesi olanaksýzdý tabii ki, o da aþaðýdan almak için, “Sarýmsaklý’ya yarýn sabah gidelim. Lütfen!…” diye yalvardý.
Bedri Kaya, oðlunu sýkýntýdan kurtarabilmek için yardýmcý oldu. “Halil söylemek istemiyor ama bugün bana yardýmcý olacak, kýzým. Yarýn sabah gitseniz?”
Ümmühan, iþin içine Bedri bey girince çark etti. “O zaman baþka… Tamam, Bedri amca…Yarýn sabah olsun mademki…”
Halil Kaya, babasýna minnetle baktý.
*
Ümmühan ile Bedri Kaya yemek masasýnda iddialý bir tavla maçý yapmaya baþlamýþlardý.
Bedri Kaya, bu defa sert bir rakibe çatmýþtý anlaþýlan; sürekli, her þeye itiraz ediyordu.
“Zar tutmadan at!”
Ümmühan, “Tutmadan nasýl atayým?” diyerek güldü.
“Tutacaksýn, ama zarlarý ayarlamadan. Avucunda çalkala da at…”
Ümmühan, iki avucu içinde çalkaladýðý zarlarý tavlanýn içine býraktý. Zarlar düþeþ geldi. “Düþeþ. Al iþte. Ýlahi adalet,” diye söylendi. Pullarýný hareket ettirerek Bedri beyin bir pulunu kýrýp þeþ kapýsýný aldý. “Altý kapýya girdin iþte. Mars olacaksýn.”
Bedri bey, zar attýðýnda gele geldi ve pulunu koyamadý. “Tuh. Allah kahretsin! Ne bu þans böyle, yahu!”
Ümmühan, zarýný attý, pullarýný toplamaya baþladý. Ýyice keyiflendi. “Nisa anne, Bedri amcama mendil getir. Gözyaþlarýný silecek.”
Bedri bey zar attý, bir kez daha kýrýk pulu koyamadý. “Ayýp oluyor ama… Dalga geçmeden oyna oyununu.”
Ümmühan zarýný attý, yine çift gelmiþti, dört pul birden toparladý. “Koysan da marstan kurtulamazsýn artýk. Ezdirme kendini, teslim ol.”
Bedri bey, pullarý toparladý, yeniden dizmeye baþladý. “Tamam. Bu el mars oldum. Dört bir galipsin. Çýkmayan candan umut çýkmazmýþ. Diz pullarý.”
Ümmühan pullarýný yeniden dizmeye baþlarken gülmekteydi.
*
Ertesi sabah, Erol Soylu odasýnda giyinmekteyken Ümmühan geldi; itinayla giyinmiþ ve süslenmiþ bir görüntüsü vardý.
Erol, kardeþini küçümsemeyle seyrederken, “Nereye gidiyorsun?…Gerçi nereye gittiðin belli… Niye soruyorsam!” dedi.
“Sorma o halde!”
“Nereye varacak bu iþin sonu, çok merak etmeye baþladým…”
“Sen karýþmasan, bir yerlere vardýracaðým…”
“Biriniz kýz kardeþimsiniz, biriniz kan kardeþimsiniz. Nasýl karýþmam?”
“Karýþma, diyorsam karýþma! Yoksa, ben de senin metreslerine, sevgililerine karýþmaya baþlarsam, bütün aleme rezil ederim seni…”
“Makbule hakkýnda bir þey kaçýrýrsan aðzýndan, babamýn üzülmesine sebep olursun, biliyorsun. Onu üzmek mi istiyorsun?”
Ümmühan aceleyle düþüncelerini anlattý. “Babamý üzmek istemiyorum. Hayýr! Sadece, Halil konusunda bana destek olmaný istiyorum. Ben, O’nu seviyorum. Ve, onunla evlenmek istiyorum. O da beni isteyinceye kadar mücadele edeceðim… Eðer yoluma çýkarsan, mücadelemi sana karþý da vereceðimden emin olabilirsin… Bugün, ne mazeret uydurursan uydur, onun yanýna gitme!” Odadan çýkarken… “Bu önerimi bir düþünmeni rica ediyorum senden!” dedi.
Erol’un pes etmekten baþka çaresi kalmamýþtý. Kýzgýnlýkla, “Ne halin varsa, gör! Karýþmýyorum iþte…” dedi. Düþünceler içinde, kendi kendine konuþmaya baþladý. “Yandýn oðlum Halil sen! Seni Ýsmet Ýnönü bile kurtaramaz artýk!…”
*
Nisa Haným, Bedri bey ve Halil, salondaki masada sabah kahvaltýsýný yapmaktaydýlar. Kapý zili çalýnýnca, Nisa haným, oturduðu yerden kalkmaða yeltendi. Halil, atik davranarak kalktý. “ Erol gelmiþtir. Ben açarým anneciðim!” dedi.
Kapýyý açmaya gittiðinde, kapýnýn önündeki Ümmühan ile yüz yüze gelince hayal kýrýklýðýna uðradý.
Ümmühan, ”Günaydýn!” dedikten sonra Halil’in karþýlýk vermesine fýrsat býrakmadan uzandý, yanaklarýndan öptü. Halil’in, bu öpüþmelerden sýkýldýðý her halinden belli olmaktaydý.
Halil Kaya, kýza soðuk bir ”Günaydýn!” dedikten sonra kapý dýþýna bakýnarak, hayal kýrýklýðýyla, “ Erol gelmedi mi?” diye sordu.
Ümmühan, ”Geldi! Görmüyor musun? “ diyerek, o anda sokakta hareket halindeki bir sokak köpeðini gösterdi. Köpeðe seslenerek; muzipçe; “Gel, Erolcuðum, kan kardeþin benimle yalnýz kalmaktan korktuðu için seni istiyor…” dedi. Halil kapý aðzýnda durmakta ve giriþi engellemekteydi ama, Ümmühan, onu, hafifçe iterek kendine yol açýp, içeri girdi.
Halil de, kapýyý kapatarak onun peþinden içeri girdi.
Ümmühan, pozitif bir enerjiyle kahvaltý masasýnda oturan Bedri beyin ve Nisa hanýmýn yanýna giderek, onlarý yanaklarýndan öptü.
”Afiyet olsun!”
Bedri bey, “Hoþ geldin, kýzým!” diye karþýladý kýzý.
Nisa haným, ”Otur kýzým! Kaynanan seviyormuþ…” diyerek sandalye gösterdi.
Ümmühan ile Nisa Haným, birbirlerine anlamlý gülümseyerek, göz kýrpýþtýlar.
Ümmühan, ”Bilmem! Seviyor mudur acaba?” diyerek sandalyeye oturdu.
Nisa Haným, ”Seviyordur, seviyordur!…” diyerek gülümsemeyi sürdürdü.
Onlarýn bu gülümsemeli danýþýklý dövüþünü fark eden Halil, Ümmühan’a ve annesine imalý bakarak masadaki yerine oturdu. “Senin bir kayýnvaliden mi var da, seni seviyor olsun?”
Ümmühan, Halil’in karþýsýndaki sandalyeye oturuyordu, gözlerini Halil’in yüzüne dikti. “Biz, Nisa anneyle, gelin kaynana olmak için kararlýyýz!” diyerek gülümsedi.
Tam o anda aðzýna bir parça peynir atmýþ bulunan Halil’in, yediði peynir boðazýna durdu, týkandý, öksürdü, aksýrdý, çayýndan koca bir yudum alýp boðazýný temizledi. Nisa haným oðlunun sýrtýna vurarak, onun haline sempatiyle gülümsemekteydi.
“Helal oðlum, helal!…”
Ümmühan, “Beni Sarýmsaklý’ya götürüp getirinceye kadar ölme!” diye takýldý.
Halil Kaya onlarýn bu esprili tavýrlarý karþýsýnda bir çocuk muamelesi gördüðünü hissetti. Bozulduðunu belli ederek, “Bekleyelim! Erol da gelecek… Birlikte götürürüz iþte…” dedi.
“Erol, gelmemeye karar verdi!”
Ümmühan’ýn bunu sadistçe bir keyifle söylediðini fark etti.
Ýnanmak istemeyerek, “Ne demek?… Gelecek!” diye itiraz etti.
“Gelmeyecek. Sana bir yalan uydurup, gelemediði için özür diler sonra, nasýl olsa!”
Galiba kýz doðru söylüyordu.
“Siz, abi kardeþ ne dolaplar çeviriyorsunuz Allah aþkýna?”
“Çevirdiðimiz bir dolap filan yok! Ben buraya gelmek için evden çýkmak üzereyken, baktým o da çýkmak için hazýrlanýyor. Þayet gelirse, ben de bildiðim bir açýðýný annemle babama ihbar etmekle tehdit ettim, oturttum yerinde…”
Bedri bey ile Nisa haným kýzýn bu esprili açýk sözlülüðünden dolayý gevrek gevrek gülmeye baþladýlar.
“Þantaj yaptýn yani?”
“Öyle…”
“Senden kurtuluþum yok mu, yani?”
Nisa haným ve Ümmühan birlikte: “Yok!…”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk romaný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/40)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/37)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/36. )
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/10. (1. Bölüm Sonu)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/39)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/35. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/38)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/34. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/32. )
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/7. )

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bizim Köyün Ayýlarý
Paþazade... 2
Paþazade…1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/9.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/3.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/4.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/2.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/8.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/6.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.