..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Özcan Nevres




21 Eylül 2001
O Anýlarýný Yaþarken Öldü  
Özcan Nevres
Biliyorsun niþanlýyým. Peki de, hemen bu yüzüðü bir zarfa koyup postalayayým


:AHBG:
     Metin bey evinin balkonunda oturmuþ, karþý sahildeki ýþýklarýn denizde oluþturduðu revnaklarý seyrediyordu. Bu sýcak yaz gecesinde hafif hafif esen meltem, ruhunda ürpertiler yaratýyordu. Gök yüzünde dolunay tüm ýþýðýný boca etmiþti yeryüzüne. Her taraf ýþýl ýþýl. Dolunayýn denize aksettiði yerde insaný büyüleyen kýpýr kýpýr oynayan ýþýltýlar onu, yaþadýðý dünyadan koparýp ta gençlik yýllarýna, daha da öteye çocukluk yýllarýna taþýmýþtý.
     Ne güzeldi o çocukluk yýllarý. Kargýdan atlarla tabanlarý yarýla yarýla yalýnayak koþtuðu, körebe oynadýklarý, oyunda kaybettiði veya kaybedenlerle kýyasýya dövüþtüðü günler unutulur muydu. Bazen arkadaþlarý bir olurlar, onu kýyasýya döverlerdi. Gözlerinde yaþ, burnu sümük dolu, sümüðünü çeke çeke, aðlayarak giderdi annesine ve tüm arkadaþlarýný annesine þikayet ederdi. Annesi
     Neden dövdüler seni diye sorardý. O
     Hiçbir þey yapmadým ama yine de dövdüler beni derdi. Annesi
     Hadi kes aðlamayý git te burnunu güzelce yýka. Sümüklerin tüm yüzüne daðýlmýþ, kaka çocuk olmuþsun. Hele sen temizlenip cici bir çocuk ol, ben akþam babana söylerim. O da arkadaþlarýna tembihler seni bir daha dövmesinler diye. Elini yüzünü yýkadýktan sonra hemen arkadaþlarýnýn yanýna döner
     Oh olsun iþte, babam eve geldiðinde annem babama beni dövdüðünüzü söyleyecek, babam da hepinizi dövecek derdi. Arkadaþlarý bas bas baðýrýrlardý
     Benim babam da senin babaný döver diye. Yine ortalýk karýþýr, oradan kaçmaktan baþka çaresi kalmazdý. Çabuk unutulurdu küslükler. Bir gün önce kavga edip dövüþenler sanki onlar deðillerdi. Sýmsýký bir dostluk ve arkadaþlýk baþlardý aralarýnda.
                    ***

     On beþ yaþlarýndayken annesiyle Urla içmelerine gitmiþlerdi. Sýra sýra hasýrdan yapýlmýþ çardaklardan birini iþletme sahibinden kiraladýlar. Beraberlerinde getirdikleri incecik yataklarý yerdeki hasýrýn üstüne serdiler. Yaz günü yorgana gerek yoktu. Ýncecik bir çarþaf yeterliydi ama ah o sivrisinekler olmasaydý. Akþam saatlerinde yanmaya baþlayan elektik ampulleri, sabahýn ilk aydýnlýðýnda sönerdi. Jeneratörün yetersiz olmasýndan kaynaklanan voltaj düþüklüðü yüzünden, mum ýþýðý kadar bile çevreyi aydýnlatamýyorlardý. Mum dibine ýþýk vermez derler. Bu lambalar mumlarýn aksine yalnýz kendi diplerini aydýnlatýrlardý. Ýlk gece çok monoton geçmiþti. Karanlýk onu çok sýkmýþtý. Gelirken çok sevinçliydi. Oysa þimdi annesi izin verse gün ýþýr ýþýmaz geri dönecekti.
     Þifalý sulardan þifa umanlar erkenden þifalý suyun baþýna gitmiþlerdi. Kimileri idrar söktüren sudan, kimileri baðýrsaklarý temizleyen sulardan bardak bardak içiyorlardý. Az sonra iç bulandýran bir manzara oluþmaya baþlamýþtý. Baðýrsaklarý hýzlý bir boþalma sürecine girenler, koþarak kovalýklarýn arasýna dalýyorlar, çökmeye bile fýrsat bulamadan þalvarlarýný yada pantolonlarýný indirip cýrtlatmaya baþlýyorlardý. Ortalýk adeta bir kýç teþhir panayýrýna dönmüþtü. Ýçi bulanmýþtý, kusacak gibi olmuþtu. Koþarak daðýn yamacýndaki kayalýklara gidip bir kayanýn üstüne týrmanarak oturmuþtu. Buradan her þeyi izlemek daha güzeldi. Hiç olmazsa ne cýrt sesi vardý, ne de o cýrtlamadan kaynaklanan pis kokular.
     Aþaðýdan bir gurup kýz bulunduðu kayalýklara doðru yönelmiþlerdi. Yanýna geldiklerinde içlerinden biri, hem de en güzeli seslenmiþti
Hey arkadaþ bakar mýsýn? Biz buraya saklambaç oynamaya geldik, sen de bize katýlýr mýsýn
     Memnuniyetle diye yanýtlamýþtý kýzý. Çevik bir hareketle kayadan aþaðýya atlayýp kýzlarýn yanýna gitmiþti. O güzel kýz arkadaþlarýndan birini ebe seçmiþti. Herkes saklanmak üzere bir tarafa daðýldýðýnda o güzel kýz kendisine iþaret etmiþti bu tarafa gel diye. Hemen kýzýn yanýna gitmiþti. Kýz elinden tutarak,
     Hadi çok ötelere gidelim, kimse bulamasýn bizi demiþti. Koþarak tepeye doðru týrmanmýþtýlar. Kuytu bir yer bulduklarýnda sýrtlarýný kayaya dayayarak yan yana oturmuþlardý. Bu kýz bana aþýk oldu galiba diye düþünüyordu. Ne yapsam da onunla daha serbest konuþsam diyordu. Sanki dili tutulmuþtu. Kelimeler boðazýnda düðümlenmiþti. Elinde kýzýn sýmsýcak elini fark ettiðinde kalbi duracak gibi olmuþtu. Yüzünü kýza çevirdi. Göz göze geldiklerinde, kýz
     Hadi ne duruyorsun öpmeyecek misin beni diye sormuþtu. Kýzýn dudaklarýna doðru eðildiðinde kalbinin göðüs kafesinden fýrlayýp gideceðini sanmýþtý. Kýzýn dudaklarýný doyasýya emerken hayatýnýn ilk ve en mutlu heyecanýný yaþýyordu. Çok uzun kalmýþlardý kayalarýn arasýnda. Öðle vakti kayalýklardan ayrý ayrý çardaklara doðru yönelmiþlerdi. Altý gün sürmüþtü bu doyumsuz aþklarý. Her sabah ve öðleden sonralarý kayalýklarda buluþup doyasýya seviþiyorlardý.
     Sakýn beni terk etme. Ben seni ölesiye sevdim. Ýleride mutlaka evlenmeliyiz. Eðer beni terk edersen kendimi öldürürüm ve katilim olursun demiþti. Adresini vermiþti. Evlerini kolay bulmasýný saðlamak için büyük bir bankanýn ismini verip, bankanýn karþýsýndaki sokakta otuz dört numaralý evde oturuyoruz. Seni her zaman bekleyeceðim. Ayrýlýrken ne de çok aðlamýþtý. Kendileri de o gün evlerine geri dönmüþlerdi.
     Evlerine döndüklerinde aklý fikri içmelerdeki o güzel kýzdaydý. Büyüdüðümde mutlaka onunla evleneceðim diyordu kendi kendine. Bahçe iþlerindeki yoðunluk nedeniyle, iþinden bir türlü ayrýlamýyordu. Sevgilisinin hasretiyle cayýr cayýr yanmasýna raðmen kýrk kilometre uzaklýktaki sevgilisine bir türlü ulaþamýyordu. Ýþlerin kolaylaþtýðý bir dönemde babasýndan izin alarak bahçeden ayrýlýp, koþarcasýna tren istasyonuna gitmiþti. Tren saatini beklemeye baþladý. Giþe açýldýðýnda hemen giþeye koþtu. Manisa’ya bir bilet istedi. Parasýný ödeyip biletini aldý. Dýþarýya çýkýp peronda gezinmeye baþladý. Ne sýkýntýlý, ne bitmek tükenmek bilmez dakikalardý onlar. Sonunda tren geldi. Hemen ilk vagona bindi. Kýrk kilometrelik yol ne bitmez tükenmez bir yoldu. Zaman öldürmek için durmadan vagonlarý dolaþmýþtý. Kondüktör Manisa yolcularý kalmasýn diye baðýrdýðýnda hemen kapýya yönelip en önde trenin garda duracaðý aný beklemeye baþlamýþtý. Tren durduðunda basamaklarý kullanmadan aþaðýya atlamýþtý. Kýzýn verdiði adrese doðru sora sora, hýzla ilerlemiþti.
     Bankayý bulduðunda derin bir oh çekmiþti. Verdiði numaradaki evi bulup kýzýn kapýsýný çalacaktý. Ýstenmeyen bir durum olursa af edersiniz yanlýþ adrese gelmiþim deyip özür dileyecekti. Sokaða girip otuz dört numarayý bulduðunda donup kalmýþtý. Zira o numara boþ bir arsaya aitti. Sokaða paralel sokaklara girip otuzdört numaralý ev aramýþtý Sokaklar kýsa olduðundan otuzdört numaralý ev yoktu. Aldatýldýðýný, kendisine oyun oynandýðýný anladýðýnda aðlamamak için kendisini zor tutmuþtu. Belli ki yýldýrým aþkýyla aþýk olduðu o kýz kendisiyle bir yaz bekarý macerasý yaþamýþtý.
     Aldatýlmýþlýðýn bu denli acý olacaðýný nereden bilecekti. Daha on beþ yaþýnda kendisine ilk aþký tattýran o güzel kýzýn ihanetinin acýsý çok aðýr gelmiþti ona. Bir daha mý aþýk olmak, asla demiþti o gün. Bundan böyle bu yýkýlmýþlýðýn acýsýný ben de baþka kýzlara tattýracaðým. Onlar da öðrensinler terkedilmiþliðin ne denli yýkýcý olduðunu.
               ***
     Kapý karþý komþularýnýn kendine yaþýt bir kýzý vardý. Eve geliþ gidiþ saatlerinde hep yolunu gözlerdi. Belli ki kýz, çocuk yaþýna raðmen, kendisine aþýk olmuþtu. Eskiden evlerinin geniþ beton avlusunda kaydýrak oynarlardý. Yorulduklarýnda da oturma odasýnýn önündeki kerevete oturup ablasý ve kýz kardeþiyle birlikte radyo dinlerlerdi. Annesi komþu kýzýyla olan arkadaþlýðýna çok kýzardý.
     Gitme onlara seni ayartýp baþýnda kalacak biri. Sen baþýna bela mý arýyorsun derdi. Kan kaynamýþtý bir kere. Olacaðýn ve akacaðýn önüne geçmek olasý mý. Kýz yine kapýda kendisini bekliyordu. Yakýnýna geldiðinde kýz
Gelsene dedi. Radyoda çok güzel türküler var. Evlerinin kapýsýna baktý. Kapý kapalýydý. Belli ki annesi evde yoktu. Bu fýrsatý deðerlendirmeliydi. Hemen kýzýn evine girmiþti. Kýz kapýyý kapattýktan sonra elinden tutup ilerlemeye baþladýlar. Kýz onu doðruca misafir odasýna götürmüþtü. Ýçeri girdiklerinde kýzýn beline sýmsýký sarýlýp kendine doðru çekmiþti ve dudaklar birbirlerine hiç ayrýlmayacak gibi kenetlenmiþlerdi. Doyasýya, ölesiye seviþirken sokak kapýsýnýn açýldýðýný duydular. Kýz avlu kapýsýna doðru baktýðýnda,
Eyvah demiþti, D.D.T. ciler ilaçlama yapmaya geldiler. Çabuk saklan bir yere. Odanýn ortasýndaki koca masanýn altýna girmeyi denerken kýz
Orasý olmaz buraya gel diyerek oda kapýsýnýn arkasýnda kalan küçük bir kapýyý açmýþtý. Hemen girmiþti oraya. Burasý bir banyo odasý idi. Oldukça küçük, ancak ayakta duþ almaya elveriþli bir odacýk. Ýlaçlama sýrasý bulunduðu odaya gelmiþti. Oda ilaçlandýktan sonra, ilaç atanýn gözüne o küçük kapý iliþmiþti. Burada ne var diye kapýya yöneldiðinde, kýz önüne geçip orayý sakýn açma, orayý ilaçlamaya gerek yok demiþti.
Eyvah yakalandýk demiþti içinden. Gözüne yüklüðün altýna giden geniþ delik iliþmiþti. Eðilip hemen dalmýþtý oraya. Örümcek aðlarý öylesine yoðundu ki, göz gözü görmüyordu. Örümcek aðlarýna aldýrmadan ilerlemiþti. Az sonra kýz dýþarýdan seslenmiþti.
Nereye kayboldun öyle, hadi artýk çýk demiþti. Geri geri giderek odacýða çýkmýþtý. Ayaða kalkarak misafir odasýna geçtiðindeki haline, kýz katýla katýla gülüyordu.
Ne bu senin halin böyle. Ne bu üstündeki örümcek aðlarý. Kýz sevgilisinin üzerine yapýþmýþ örümcek aðlarýný temizlerken yine sokak kapýsý açýlmýþtý. Gelenler annesi ve yengesiydi. Önce kucaklarýndaki uyuyan çocuðu yatak odasýna götürüp yatýrdýlar. Sonrada kendileri küçük odaya girip oturdular. Annesi
Kýzým ne bu koku böyle, ilaççýlar ilaç mý attýlar diye sormuþtu.
Evet anne demiþti kýz.
Koþ Sevinay’ýn odasýnýn kapýsýný aç zehirlenmesin çocuk diye baðýrmþtý annesi. Koþup küçük kardeþinin yattýðý odanýn kapýsýný açtýktan sonra, misafir odasýnýn da kapýsýný da açmýþtý. Annesi yine baðýrmýþtý
Kýzým sana Sevinay’ýn yattýðý odanýn kapýsýný aç dedim, sen misafir odasýnýn da kapýsýný açtýn. Çabuk kapat orayý.
Anne açýk kalsýn orasý. Havalansýn içerisi. Zira bu ilaç çok pis kokuyor.
Peki nasýl istersen öyle olsun demiþti annesi. Az sonra ana kýz bir þeyler konuþtular. Annesi neþeyle baðýrdý gelinine
Gelin kýzým hadi biraz daha dolaþalým seninle demiþti gelinine. Beraberce sokak kapýsýný kapatýp gitmiþlerdi. Örümcek aðý temizleme faslý yeniden baþlamýþtý. Ne kadar uðraþsalar boþuna. Tümden temizlenmesi olasý deðil. Yeter bu kadar temizlik deyip yine kýzý belinden kavrayýp dudaklarýný kýzýn dudaklarýna kenetlemiþti. Uzun uzun öpüþmüþlerdi. Veda edip ayrýlmak istediðinde
Ne olur gitme. Temelli kal burada. Biliyorum ailen beni istemiyor. Babam sana nasýl olsa bir iþ verir. Ömür boyu hep beraber yaþarýz demiþti.
Olur mu öyle þey demiþti. Daha biz evlenme çaðýnda deðiliz. Hele yaþýmýz on sekizi doldursun. O zaman kimseden korkmadan evleniriz. Zor kurtulmuþtu kýzýn kollarýndan. Uzun sürdü gizli gizli buluþmalarý. Annesi bir gün babasýna
Bizim oðlan çok azýttý. Hiç çýkmýyor komþu kýzýn evinden. Kýz baþýnda kalacak, bizim de baþýmýza bela olacak
Yine orada mý
Orada tabi, baþka nerede olacak.
Git çaðýr onu. Annesi komþu kýzýn sokak kapýsýný açarak içeriye seslenmiþti
Metin oradaysa gönderin gelsin.
Eyvah demiþti. Babam geldi her halde ondan çaðýrýyordur annem. Hemen evden çýkýp evlerine gittiðinde, içeri girerken baþýnýn üstünde bir karaltý fark etmiþti. Eðilip ileriye doðru bir hamle yaptý. O karaltý baþýna inerken, ufak bir sýyrýkla babasýnýn kafasýna vurmaya çalýþtýðý çoban cizmesinden kurtulmuþtu. Koþarak odaya girip kapýyý kapatýp sürgülediðinde, babasý bas bas baðýrýyordu dýþarýda.
Çabuk aç þu kapýyý. Senin o kemiklerini un ufak edeceðim. Ne iþin var senin o komþu kýzýnda. Memlekette kýz kalmamýþta ona mý mum oldun. Hele senin o eve bir daha girdiðini duyayým ve ya göreyim gebertirim seni. Bereket kapý çok saðlamdý. Bu yüzden feci bir baba dayaðýndan kurtulmuþtu. Bir süre sonra yeni inþa ettikleri eve taþýndýklarýndan, komþu kýzýyla iliþkileri tamamen kopmuþtu. Hiç üzülmemiþti bu ayrýlýða. Zaten hiç sevmemiþti o kýzý.
               ***
Zaman hýzla ilerleyip gidiyordu. Delikanlýlýðýn saman alevi aþklarý sürüp gidiyordu. Terk etmeler, terk edilmekler artýk oldukça olaðandý. Askerlik çaðý geldiðinde o da her Türk genci gibi güle oynaya gitmiþti askere. Yakýþýklýlýðý yüzünden olsa gerek, izinli çýktýðý günlerde edindiði kýz arkadaþlarla tatil günlerini hoþça geçiriyordu.
Adanalý çok zengin bir ailenin kýzý abayý fena yakmýþtý kendisine. Götürüp ailesiyle tanýþtýrmýþtý.
Kýz ailem seni çok beðendi. Eðer evlenirsek otellerimizin birini bize verecek. Ailem sayesinde çok rahat bir yaþantýmýz olacak demiþti.
Aileme durumu bildireyim. Ýzin verirlerse bende evlenmek isterim seninle demiþti. Mektupla durumu ailesine bildirdiðinde babasý küplere binmiþti.
Biz fakir miyiz: Seni evlendirecek gücümüz yok mu ki iç güveyisi girmeye kalkýþýyorsun. Eðer böyle bir evlilik yaparsan seni reddederim ve miras hakkýndan mahrum ederim diye yazmýþtý mektubunda. Bir sürü Pazar aþklarý yaþamýþtý doyasýya. Onun için terhis edileceði zamanýn hiç önemi yoktu. Onun için varsa yoksa Pazar aþklarý. Her Pazar deðiþik kýzlarla el ele dolaþmaktan doyumsuz bir zevk alýyordu. Bu yüzden Pazar günlerini iple çekiyordu. Arkadaþlarý soruyorlardý ona,
Bu kadar kýzý nereden buluyorsun ve nasýl tavlýyorsun diye
Meslek sýrrýdýr açýklayamam diyordu arkadaþlarýna. Cebindeki bozuk paralarýn çokluðu arkadaþlarýnýn dikkatini çekmiþti.
Ne yapýyorsun onca bozuk parayý. Cebini delecek o bozuk paralar. O yýl çok büyük bir bozuk para sýkýntýsý vardý. Oysa bozuk paralar çok iþine yarýyordu. Arkadaþlarýna
O bozuk paralar öylesine iþe yarýyor ki, öðrendiðinizde aptallýðýnýza çok yanacaksýnýz
Söyle de öðrenelim
Bedavaya öðrenmek nerede görülmüþ?
Bedeli ne? Gerçekten iþe yarýyorsa bedeli ne ise öderiz.
Mesai bitiminde, Harbiye’den tramvaya bindiðimizde, Sirkeci’ye kadar bu bozuk paralarýn ne iþe yaradýðýný kanýtlayacaðým. Kanýtlarsam siz bana bir ziyafet çekeceksiniz. Kanýtlayamazsam, ben size ziyafet çekeceðim.
Tamam anlaþtýk demiþlerdi. Tramvaya Harbiye duraðýndan binmiþlerdi. Az ilerideki Radyoevi duraðýndan tramvaya çok güzel bir kýz girmiþti. Kýzýn harika uzun saçlarý vardý. Biletçi bilet için yanýna geldiðinde elindeki iki buçuk lirayý uzatmýþtý. Biletçi önceden kestiði bileti kýza verdikten sonra, aldýðý iki buçuk lirayý çantasýna atmýþtý. Çantanýn içine baktýðýnda, paranýn üstüne verecek bozuk parasýnýn kalmadýðýný görmüþtü.
Paranýn üstünü idareye gider alýrsýn diyerek diðer biletsizlere bilet kesmek için uzaklaþtýðýnda, kýz
Biletçi bey paramýn üstünü niye vermiyorsunuz. Benim üzerimde ondan baþka para yok ki. Kýz neredeyse aðlayacaktý. Hemen kýzýn yanýna gitmiþti ve kýza
Size yardýmcý olabilir miyim demiþti. Paranýzý biletçiden alýn bozuvereyim. Hemen cebinden çýkardýðý bozuk paralardan iki bir lira, dört on ve iki de beþ kuruþ seçip kýza vermiþti.Kýz bilet bedeli olan yirmi beþ kuruþu biletçiye uzatýp iki buçuk lirasýný geri almýþtý. Kýz
Nerelisiniz diye sormuþtu.
Ýzmirliyim.
Belli
Neden belli
Tabi ki efendiliðinizden. Ýzmir çok güzel deðil mi?
Her ne kadar Ýstanbul Boðazý gibi bir boðazýmýz yoksa da, çok güzel körfezlerimiz ve koylarýmýz var.
Çok görmek isterim Ýzmir’i.
Pazar günü buluþalým sizinle. Ben size Ýzmir’i anlatýrým. Siz de benim Ýstanbul’un henüz tanýyamadýðým yerlerini anlatýrsýnýz.
Tamam buluþalým demiþti kýz. Buluþacaklarý yeri ve saati kararlaþtýrdýktan sonra daha fazla konuþma fýrsatlarý kalmamýþtý. Kýzýn ineceði Karaköy duraðýna varmýþlardý. Kýz tramvaydan uzaklaþýrken gülerek el sallamýþtý. Arkadaþlarý gülerek gelmiþlerdi yanýna
Ah ulan ah yine sen kazandýn demiþlerdi. Sirkeci’de inip, Sirkeci’nin ünlü iþkembecisine gitmiþlerdi. Yemekte bile arkadaþlarýný iðnelemekten geri kalmamýþtý. Sipariþ almaya gelen garsona
Ustaya söyle, arkadaþlarýn tuzlamasýndan kýssýn ve kýstýklarýný benim tabaðýma koysun
Niye diye sormuþtu garson.
Aramýzda bir iddiaya girdik Ben kazanýrsam yediklerimizin bedelini arkadaþlar ödeyeceklerdi. Onlar kazanýrlarsa ikisinin de yediklerini ben ödeyecektim. Benim tabaðýmda iþkembe daha çok olsun ki hak yerini bulsun. Garson gülerek aktarmýþtý söylediklerimi ustaya. Usta üçümüze de kýyak yapmýþtý. Üçümüzün de tabaklarý tepeleme iþkembe doldurmuþtu. Ýki duble tuzlamadan sonra üzerine birer de zerde yedikten sonra, arkadaþlarým hesabý ödemiþlerdi. Ertesi gün komutanlýða gittiðimde mesai arkadaþým Talat ayakta karþýlamýþtý beni. Gülerek cebindeki bozuk paralarý þýngýrtadýyordu.
Zaman hýzla akýp geçmiþti. Eline terhis belgesini ve yol biletini sýkýþtýrdýklarýnda, doðrusu memleketine geri dönmeyi hiç arzulamýyordu. Bir hafta kadar avare avare dolaþmýþtý Ýstanbul sokaklarýnda. Ýþ arasa hemen iþ bulabilecekti. Evlenmek istese, yolunu gözleyenler vardý. Evlilik yine dolaþýp dolaþýp iç güveyiliðine dayanýyordu. Geri dönmeye karar vermiþti. Babasýnýn çok güzel vaatleri vardý. Kendisine çok güzel bir iþ yeri açacaðýný vaat etmiþti.
               ***
Geri döndüðünde babasý umduðu gibi sýcak karþýlamamýþtý kendisini. Belki de Ýstanbul’da kalmak istemesine gocunmuþtu. On beþ gün akraba ve arkadaþ buluþmalarýyla geçmiþti. Annesi babasýna
Oðlumuz dükkan açmak istiyor. Yardým et te açsýn dükkanýný dediðinde
Benim bu kadar arazim var ve iþimde hep eller çalýþýyor. Dükkan açýp ta ne yapacak. Gelsin beraber çalýþalým. Söyle ona ya iþimde çalýþýr, ya da baþýnýn çaresine bakar. Babasýnýn annesine söylediklerini annesinden öðrendiðinde, dünya sanki baþýna yýkýlmýþtý. Ýstanbul’a geri dönmeye karar vermiþti. Gidiþ hazýrlýklarýný yaparken, annesi sürekli yalvarmýþtý
Ne olur bizi býrakýp gitme. Ben sensiz ne yaparým. Acele etme, belki babaný sana iþ yeri açmana yardým etmesi için ikna edebilirim. Birkaç gün sonra babasý eline bin lira sýkýþtýrmýþtý.
Al bu parayý, görüp göreceðin mürüvvet bu. Sakýn bir daha bana para için gelme demiþti. O parayla ne yapýlabilirdi. Çaresiz sokak içerisinde bir dükkan kiralamýþtý. Tanýdýðý bir marangoza raflar ve tezgah yaptýrmýþtý. Ýzmir’den alýp geldiði az miktardaki malzemeyi raflara sýralamýþtý. Boþ kalan raflarý da boþ kutularla doldurmuþtu. Dükkanýnýn çok sapa yerde oluþu yüzünden iþleri bir türlü düzene girmiyordu. Çaresiz dükkanýný kapatýp inþa halindeki hava alanýna elektrikçi olarak girmiþti. Vatan Cephesine girmeyi reddettiði için bir ayý doldurmadan iþten kovulmuþtu. Bu kez bedesten içerisinde bir dükkan kiralalamýþtý. Yeni dükkanýnda iþler iyi gitmeye baþlamýþtý. Yoðun bir þekilde çalýþýyordu. Tüm aþklara kalbini kapatmýþtý. Yalnýzca iþini düþünüyordu.
               ***
Annesi seni ille de evlendireceðim diye tutturmuþtu. Öylesine övmüþtü ki müstakbel gelinini peki demek zorunda kalmýþtý. Kýzý görmeye gittiklerinde þok olmuþtu.
Anne bula bula bu kara kýzý mý buldun bana. Ben onunla kesinlikle evlenmem demiþti. Annesi gözyaþlarý içinde yalvarmýþtý
Ne olur kýrma beni. Kýz esmer, çok ta güzel deðil ama, çok iyi, çok tatlý dilli bir kýz. Üstelik çok zenginlerde. Günlerce kavgasý sürdü annesinin o kýzla evlenmesini istemesinin.
Eðer sen o kýzla evlenmezsen ben intihar ederim. Benim ölümüme neden olursun demiþti annesi. Çaresiz peki demek zorunda kalmýþtý. Ýþ yeri açmakta oldukça cimri davranan babasý çok görkemli bir niþan töreni yaptýrmýþtý. Ayný þekilde görkemli bir düðünle dünya evine girmiþlerdi. Cicim ayý deðil, cicim günleri dahi uzun sürmemiþti. Gelin ve damat ailesi, genç evliler üzerinde otorite kavgasýna giriþmiþlerdi. Bir aile damada, diðer aile de geline sahip çýkmaya uðraþýyorlardý. Gelin hanýmýn sivri dili çok çabuk çýktý ortaya. Evde huzur diye bir þey kalmamýþtý. Eve biraz geç gitse, bir acuze kýlýðýnda karþýlýyordu eþi kendisini.
Nerede kaldýn bu saate kadar, hangi garýlarlaydýn yine.
Ne karýsý haným, iþim uzun sürdü, bu yüzden biraz geciktim dediðinde
Ben seni bilmez miyim, sen az ceviz kýrmadýn o orospu garýlarla. Kim bilir yine hangi orospu garýyla beraberdin.
Yeter be býktým usandým senin bu kýskançlýðýndan. Kapat artýk o kýrýlasýca çeneni dediðinde
Dediklerim zoruna mý gitti ulan pezevenk. Tepesinden aþaðý sanki bir kova buz gibi su dökülmüþtü. Saçlarýndan yakalayýp hýzla sarsmýþtý karýsýný
Ne diyorsun sen be. Çabuk sözünü geri al yoksa beynini daðýtacaðým dediðinde, aldýðý yanýt çileden çýkmasýna yetip artmýþtý.
Pezevenk olmasaydýn evine erken gelirdin. Yumruðunu var gücüyle vurmuþtu yüzüne. Düþtüðü yerde bas bas baðýrýyordu.
Pezevenksin iþte. Pezevenk olmasaydýn evine erken gelirdin. Yumruðunu vurdukça burnundan kan fýþkýrýyordu. Zor toparlamýþtý kendisini. Vazgeçti vurmaktan. O yine ayni sözleri söylemeye devam ediyordu.
Hadi kalk elini yüzünü yýka da seni babanýn evine götüreyim. Daha fazla bir arada kalamayýz demiþti. Kalkýp elini yüzünü yýkadýktan sonra yine diklenmeye baþlamýþtý.
Ben seninle anamýn evine gitmek için evlenmedim. Hiçbir yere gitmiyorum iþte demiþti. Bir an gýrtlaðýný sýkýp öldürmeyi geçirdi içinden.
Deymez demiþti kendi kendine. Maþa varken elimi ateþe niye sokayým. O geceyi ayrý odalarda geçirmiþlerdi. Sabah ilk iþi ailesine haber göndermek olmuþtu, gelin kýzýnýzý alýn diye. Az sonra karýsýnýn annesi ve akrabalarý gelmiþlerdi. Hepsi de ne olur yuvanýzý yýkmayýn diye yalvarýyorlardý.
Bak karýn hamile. Yakýnda doðuracak. Ayrýlacaksanýz yine ayrýlýn. Ama çocuðunuz analý babalý doðsun. Çok ýsrar etmiþlerdi. Sonunda,
Peki öyleyse ayrýlmayý doðumdan sonraya býrakalým demek zorunda kalmýþtý. Doðuma kadar ayrý odalarda kalmýþlardý. Doðumdan sonra da bu ayrýlýk devam etmiþti. Doðan bebeði bir kez dahi kucaðýna alýp sevmek gelmemiþti içinden.
Hadi artýk doðum oldu, bitirelim bu evliliði dediðinde,
Hele bir kýrký çýksýn, düþünürüz diye yanýtlamýþtý. Ne bitmez tükenmez kýrk gündü o günler. Kýrk gün doldu Haným efendinin anasýnýn evine gitmeye hiçte niyeti yoktu. On gün sonra bayramdý. Bayram günü geldiðinde,
Hadi annenlere gidip bayramlaþalým dediðinde
Hayýr gitmeyeceðim. Gideyim de beni orada býrak deðil mi ? Bu sülüðü baþýndan atmanýn tek çaresi onu annesinin evine bayramlaþmaya gitmeye ikna etmekti.
Mademki benden kuþkulanýyorsun al, evin anahtarý sende kalsýn diye anahtarý uzattýðýnda, geri döneceðine inanmýþtý. Hemen anahtarý alýp çantasýna koymuþtu. Evlerine vardýklarýnda kapýyý açan annesi kýzýyla damadýný karþýsýnda görünce hemen içeriye seslenmiþti,
Çocuklar bakýn kimler geldi. Bizim damadýn burnu sürtülmüþ, bayramlaþmaya gelmiþler. Sinirden tir tir titriyordu. Az sonra kimin burnunun sürtüleceðini göreceksin diye geçirmiþti içinden. Sessiz kalmayý yeðlemiþti. Soðuk bir hal hatýr sormaktan sonra,
Ben gidip çarþýyý dolaþacaðým diye ayaða kalktýðýnda, karýsý önüne geçip
Hayýr gitmeyeceksin. Niyetin beni burada býrakmak deðil mi demiþti.
Otur oturduðun yerde. Sakýn arkamdan gelmeye kalkýþma. Bu evliliðin bittiðinin halen farkýnda deðil misin demiþti. Hýzla ayrýlmýþtý evden. Dükkanýna gidip önceden aldýðý asma kilidi ve bir de çekiç alarak evine gitmiþ, eski kilidi çekiçle kýrýp, yenisini taktýktan sonra tekrar dükkanýna geri dönmüþtü.
Ayrýldýklarýnda kýzlarý elli günlüktü. Beþ gün sonra komþularýyla bebeði gönderdiler. Komþularý
Bebeðin annesi istemiyor. Alsýn da piçine kendi baksýn diyor. Kusura bakmayýn, elçiye zeval olmaz. Çok ýsrar ettiler bebeði size getirmem için. Tekrar tekrar özür dileyerek ayrýlmýþtý evden. Bir hukukçuya danýþmýþtý ne yapayým diye. Hukukçu ben sana bir dilekçe yazayým, dilekçeyi savcýlýða götürüp iþlem yaptýr. Ola ki bebek ölür . Ölümüne sen neden oldun diye seni mahkemelerde süründürmesinler. Savcýlýðýn görevlendirdiði iki polisle ayrýldýðý eþinin evine götürmüþtü bebeðini. Polislere
O bebek artýk benim deðil, alsýnda piçine kendi baksýn dediðinde,
Vah vah ne anneler varmýþ yer yüzünde. Yazýklar olsun sana diyerek bebeði alýp kendisine getirmiþlerdi.
Eðer boþanmanýz için þahit gerekirse bizi þahit yazmayý unutma demiþlerdi
***
.
Uzun süre iki tarafta boþanma davasýný karþý tarafýn açmasýný beklemiþti. Babasý bir gün
Oðlum madem ayrýlmakta kararlýsýn, neden boþanma davasý açmýyorsun demiþti.
Baba benim bir daha evlenmeye niyetim yok. Býrak davayý onlar açsýnlar. Böylece boþanmamýz daha kolay olur. Ayrýldýðý eþinin ailesi tarafýndan haber üstüne haber geliyordu
Ya boþanýn, ya da barýþýn diye. O ise
Evlenmeye niyeti olan açsýn davayý diye yanýtlýyordu. Sonunda davayý açtýlar. Mahkeme günü gelip çattý. Hayatýnda hiç yargýlanmamýþtý. Bu nedenle heyecandan ölecek gibiydi. Yargýcýn
Sen hanýmýn saðýna geç dediðini anlayamamýþtý. Yargýç yinelemiþti,
Sen hanýmýn saðýna geç diye.
Güçlükle yine anlayamadým efendim deyince boþanacaðý eþi kolundan tutup öfkeyle
Sana bu tarafýma geç diyor be deyince hakim þok olmuþtu.
Sen eþinden boþanmak için dava açmýþsýn. Ne söylemek istiyorsan söyle bakalým.
Efendim bu herif var ya, iþi gücü garýlarla gezip tozmak. Evi aklýna bile gelmiyor. Üstelik tüm ziynetlerimi alýp sattý ve garýlarla yedi. Yargýç
Biz burada ziynet davasý görmüyoruz. Davanýz boþanma davasý. Boþanmak mý istiyorsun onu söyle.
Boþanmak istiyorum tabi Bu kez de kendisine sormuþtu,
Bak eþin ne diyor, sen ne diyeceksin bu söylediklerine
Bütün söylediklerine aynen katýlýyorum. Söylediklerinde eksikler var gerekirse ben tamamlayayým efendim.
Anlýyorum sizi, bir þey söylemenize gerek yok. Davacýya
Bak kýzým sizin bu evliliðiniz bitmiþ, dýþarý çýk ve iki þahit bul hemen boþayayým sizi. Dýþarý çýkýp geri dönmesi bir olmuþtu.
Þahit bulamadým hakim bey demiþti. yargýç,
Araya adli tatil giriyor. Ýki buçuk ay ileriye atýyorum mahkemenizi. Gelirken iki þahit getir de boþayayým sizi.
                    ***
Ýki buçuk ay sonra yine yargýç karþýsýndaydýlar. Yargýç
Getirdin mi þahitleri diye sorduðunda
Getirdim efendim. Yargýç þahide sordu
Bunlarý tanýyor musunuz diye. Tanýk
Tanýyorum efendim.
Bak bunlar geçinemiyorlarmýþ, bir araya gelseler geçinemezler deðil mi?
Niye geçinemesinler efendim. Ýkisi de genç deyince yargýç diðer tanýða ayný soruyu sormuþtu. Ýkinci tanýkta ayný þeyleri söyleyince öfkeyle katibe yaz bakayým demiþti. Davalý ve davacýnýn kesin ifadelerine tanýklarýn da ifadelerinden bir araya gelip geçinmeleri mümkün olmadýðý görüldüðünden boþanmalarýna karar verildi. Son sözünüz ne diye sormuþtu taraflara.
Çocuðumu haftada bir gün görmek istiyorum. Yaz demiþti yine katibe.
Çocuðun her cumartesi günü icra marifetiyle annesine gösterilmesine karar verildi. Senin bir diyeceðin var mý diye sormuþtu yargýç
Var efendim demiþti. Çocuðun her hafta annesi tarafýndan görülmesi onun psikolojik geliþmesini etkiler. Mümkünse bu kararýn kaldýrýlmasýný istiyorum.
Ben kararýmý verdim. Beðenmezsen temyiz edersin. Birden bir sevinç dalgasý sarmýþtý benliðini. Her hafta icraya baþ vuracak. Gerekli harcý yatýrdýktan sonra icra gelip çocuðu alýp icra dairesine götürüp çocuðun annesine gösterilmesini saðlayacak. Ölme eþeðim ölme. Olacak bir iþ deðildi o. Yargýcýn kendisine nasýl bir kýyak yaptýðýný fark etmekte gecikmemiþti. Sonuç düþündüðü gibi olmuþtu. Çocuk annesi tarafýndan hiç aranýlmamýþtý. Her hangi bir düðünde rastlaþtýklarýnda çocuðunu görmemek için sýrtýný dönerdi çocuða.
                    ***

Boþandýktan sonra uzun süre kadýnlardan kýzlardan uzak durmuþtu. Tümünden nefret ediyordu. Bir gün minibüsle Ýzmir’e giderken genç bir kýz oturdu yanýna. Kýz pek güzel deðildi ama, oldukça konuþkan biriydi. Çabucak bir dostluk kurulmuþtu aralarýnda. Kýza
Ýzmir’e mi gidiyorsun diye sormuþtu.
Evet, Konak’ta bir sinemada Ýngiliz’ce bir film oynatýlýyor. Ýngilizcemi ilerletebilmek için o sinemaya gidiyorum. Az sonra Konak’a vardýklarýnda minibüsten indiler. Kýz sinemaya doðru yöneldiðinde kýzýn peþine takýlmýþtý. Sinemanýn giþesi önüne geldiklerinde
Ýzin verirseniz biletleri ben alayým demiþti kýza.
Siz zahmet etmeyin ben alýrým. Kýzdan önce davranýp giþeye yanaþmýþtý. Giþe görevlisine iki bilet verir misiniz demiþti. Giþe görevlisinin uzattýðý biletleri ve paranýn üzerini aldýktan sonra beraberce sinemaya girip, koltuklara yan yana oturmuþlardý. Film baþladýðýnda kýzýn elni sýkýca tutmuþtu. Kýz hiç itiraz etmemiþti bu yaptýðýna. Zaman zaman elini kýzýn bacaklarýnda gezdirdiðinde, kýz derin bir nefes alarak omuzuna dayanýyor ve ne olur yapma diye mýrýldanýyordu. Oysa sesinin tonu yaptýklarýna devam et diyordu. Duymamazlýktan gelerek bacaklarýný okþamayý sürdürüyordu. Film bittikten sonra ilk pazar buluþmak için sözleþmiþlerdi. Bir terslik olur düþüncesiyle, kýza iþ yerinin adresini ve telefonunun numarasýný vermiþti.
Pazar günü Konak’ta buluþmuþlardý. Yürüyerek Basma neye gidip, oradaki motor sýkletçilerden bir motor sýklet kiralamýþtý. Motorsýklete binip Belkahve’ye gitmiþlerdi. Belkahve’de yanak yanaða,omuz omuza, bazen de dudak dudaða Ýzmir’i seyretmiþlerdi. Motorsýklete binip daha ileriye ormanýn daha yoðun aðaçlarla kaplý olduðu bir yere gitmiþlerdi. Motor sýkleti yol kenarýna park ederek ormana dalmýþlardý. Çimenlerin yoðun olduðu bir yere uzanarak seviþmeye baþlamýþlardý. Zaman diye bir kavramlarý yoktu. Bir sesle irkilivermiþlerdi.
Davranmayýn yoksa yakarým. Hemen dönüp baktýðýnda bir köy bekçisinin elindeki mavzerle burun buruna gelmiþlerdi.
Sen köyünün hudutlarýný þaþýrdýn galiba, burasý orman bakanlýðýna ait, buraya karýþmaya hakkýn var mý diye sormuþtu.
Ben orman morman anlamam arkadaþ, hadi kalkýn bakalým yürüyün karakola.
Gitmesine gidelim de, yalnýz senin köy odana gitmeyeceðiz. Ýlerideki jandarma karakoluna gideceðiz. Orada senin bu gibi iþlere karýþmaya yetkin olmadýðýný iyice öðreteceðim sana.
Tamam, jandarma karakoluna gidelim.
Sen o silahýn namlusunu niye bana doðru tutuyorsun. Benim babam koruma baþkaný. Bekçilere verilen silahlarda mermi bulundurmanýn yasak olduðunu adým gibi biliyorum. Sen benim belimdekinde kaç mermi olduðunu biliyor musun. Mavzerin namlusu yavaþça baþka tarafa doðru dönmüþtü. Daha evvel korkutup yanýndaki kadýný býrakýp kaçanlardan olmadýðýmý anlamýþtý.
Hadi gidin, bir daha da sizi buralarda görmeyeyim.
Neden gidecekmiþim. Önce karakola gideceðiz ve orada senin orman içerisindeki bu gibi durumlara karýþmaya hakkýn olmadýðýný öðreteceðim sana. Hak ettiðin cezanýn verilmesini saðlayacaðým. Kolundan tutup sürüklemeye baþlamýþtým. Korkma sýrasý ona gelmiþti.
Ne olur býrak beni. Ben bir hata ettim. Bir daha böyle bir davranýþta bulunmayacaðýna dair yemin üzerine yeminler sýralýyordu. Sevgilim ha bire dürtüyordu beni, býrak adamý da gidelim diye iþaret ediyordu.
Sen bu haným efendiye dua et. O ýsrar ettiði için býrakacaðým seni. Elindeki mavzeri alýp ne olur ne olmaz diye kontrol ettiðimde boþ olduðunu görmüþtüm. Mavzerini geri verdiðimde kurtulmanýn sevinciyle hýzla uzaklaþmýþtý. Sevgilimse korkudan tir tir titriyordu. Bulunduðumuz yerin tadý kalmamýþtý. Ola ki intikam almak için köyün delikanlýlarýný salardý üstümüze. Motorsýklete binip geri döndüðümüzde motor sýkleti sahibine teslim edip kirasýný ödedikten sonra fuara girmiþtik. Doðruca Palmiyeler restaurantýna gidip oturmuþtuk. Yemekten sonra yürüyerek minibüs duraðýna gitmiþtik.
Her hafta buluþuyorduk. Ýliþkimiz belki de çok daha uzun sürecekti. Evlenmemiz için ýsrar etmeye baþlayýnca terk etmiþtim onu. Gömlek deðiþtirir gibi sevgili deðiþtirmeye baþlamýþtým. Suzan, fikriye, Cihangül, ve daha niceleri bir film þeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden. Cihangül’ü anýmsadýðýnda, bir burukluk çökmüþtü içine. Çok yalvarmýþtý, evlenelim diye.
Senden hemen nikah kýydýrmamýzý istemiyorum. Dilediðin kadar nikahsýz yaþayalým. Seni mutlu edeceðime inandýrdýðýmda kýydýrýrýz nikahýmýzý. Biliyorsun niþanlýyým. Peki de, hemen bu yüzüðü parmaðýmdan çýkarýp bir zarfa koyup niþanlýma postalayayým.
Yapamam demiþti kýza. Ben mutlu olacaðým diye bir baþkasýnýn mutluluðuna engel olmak istemem. Tüm ýsrarlarýna raðmen beni kendisiyle evlenmem için ikna edememiþti. Göz yaþlarýyla evimden ayrýlýrken
Yine de senden umutla peki demeni bekleyeceðim.
Evliliði nasýl gidiyor acaba diye düþündü. Ýnþallah mutlu olmuþtur. O gerçekten çok iyi bir kýzdý. Eðer mutlu olmuþsa çok sevinirim. Yýllar önce kucaðýnda bebeðiyle yürürken görmüþtü onu. Çok zayýflamýþtý. Gözleri yürüdüðü yoldaydý. Etrafýný görecek durumda deðildi. Belki de ayaðý bir yere takýlýp, kucaðýndaki bebekle düþmekten korkuyordu. Ayrýldýktan sonra, ilk ve son görüþü olmuþtu onu.
Gençlik sanki hiç bitmeyecekti. Hey gidi gençlik hey. Saman alevi miydin sen. Ne tez geçti o deli dolu günler. Saçlar aðarmýþ, yüzümde yýðýnla kýrýþýklar.Yine de eþ dost
Vazgeç þu bekarlýktan, eþ insana asýl ihtiyarlýkta gerekir diyorlardý.
Ne olur ýsrar etmeyin. O evlilik denilen kazýk bir defa yenilir diye yanýtlýyordu dostlarýný. Yaþlandýðýndan olsa gerek kadýnlar da yüz vermez olmuþlardý. Haftada bir eve temizlik için gelen kadýna bolca bahþiþ vererek idare ediyordu durumu. Nedense bu parayla saðlanan iliþkiden de zevk almaz olmuþtu. Koskoca evin içinde yalnýzlýktan bunalan bir insan olmuþtu. Hýzlý yaþam kalp saðlýðýný da bozmuþtu. Anýlarýndan sýyrýlýp kurtulmak için dikkatini, dolunayýn ýþýltýlara boðduðu yere yönlendirdi. Dolunay ne kadar güzel dedi bu gece. Denizin yüzü sanki gümüþle kaplanmýþ. Ýçeride kýsýk sesle açýk býraktýðý radyosunda çok sevdiði bir parça çalýnýyordu.” Ah ediyor divane gönlüm eyvah eyvah aldanýyorsun. Tüm dikkatini bu hüzünlü þarkýnýn naðmelerine vermek istedi. Aðýr bir burukluk kaplamýþtý yüreðini. Göðsünde bir sýkýþma oluþtu. Nefes almakta zorlanýyordu. Baþýný geriye dayayýp nefes almayý kolaylaþtýrmaya çalýþtý. Gözleri sanki gökteki soluk yýldýzlara takýlmýþtý. Öylece tüm bedeni hareketsiz kaldý. Ölüm onu dolunayýn en güzel olduðu, gümüþ rengi ýþýklarýný cömertçe denize ve yeryüzüne serpiþtirdiði bir gecede yakalamýþtý.

                              Özcan NEVRES
17. 2. 2000



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Onu Ölesiye Sevmiþti
Severek Ayrılalım
Neden Terk Ettin
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi
Aþk Bu Mudur
Ölümüne Aşk
Aðlatan Anýlar
Unutulmayan acý
Aþk Nedir

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhabbet Kuþlarý Nasýl Üretilir
Mutluluðu Ölümü Ararken Buldu
Mustafa Efe
Bir Zamanlar Ben De Politikacýydým
Baðýmsýz Aday Deli Osman
Tarýmda Neden Ýlerliyemiyoruz
Bebek Can
Giritli Nevres Cafer Aða
Çýldýrtan Aþk
Yasak Aþk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarla Yaþamak [Þiir]
Özleyiþ [Þiir]
[Þiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Þiir]
Sevgiliye [Þiir]
Seni Düþündüm Yine [Þiir]
Alýn Götürün Beni Dalgalar [Þiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Þiir]
Bir Rüzgardýr Yaþamak [Þiir]
Uyan Be Memet [Þiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Ümit Yaþar Oðuzcan Fazýl hüsnü Daðlarca


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.