Öküzün rengini dışında, insanın rengini içinde ara. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
“Çıt,” “çıt”, “çıt….” Siz bu “çıt”, çıtları daha da uzatabilirsiniz… Ya da “çıt” “çıt” çekeceğinize “la havle vela kuvvete..” çekiniz… Ama ben bilinçli olarak “çıt”, “çıt” çekmeyi tercih ettim… Haberi alınca önce iki gözyaşı döktüm. Hayır, kesinlikle hayır; O’nun ölümüne ağlamadım ben… Ben sadece O’nun bu şekilde itibarsızlaştırıldığına ağlamadım… Vah vah… Bir dönem medyasının gıpta ile kendisinden bahsettiği/haber geçtiği Hüseyin Üzmez şimdi hangi sıfatla anılıyor/haber geçiliyor görüyor musunuz?!.. Görüyor musunuz insanın başına gelenleri… Yerin dibine batsın e mi? Yerin dibine batsın ki… Hiç kimse bu fani dünyada ne hak ettiğinden fazla övünsün ne de yersin… Hüseyin abi, -bir zamanlar- yaptıklarından dolayı çok övündü çok… Hem övündü hem yerdi… Belki de hak etmediği derecede kendini övdü ve hak etmediği derecede de birilerini yerdi… Çatal yürekliydi Hüseyin abi… Lakin hep kullanıldı… Bakmayınız siz onun gazeteci Ahmet Emin Yalman’a “33 kurşun” saydırdığını… “33 kurşun” sayarken de, “Cumhuriyetin Tosuncukları”nı yazarken de iradesini kullanmadı. Hep başkası için yaşadı Hüseyin abi… Şu fani dünyanın merdivenlerinden şan-şöhretin zirvesine çıkarken de bir başkasının gazıyla çıktı, inerken de... Güldürürken de ağlatırken de hep bir başkasını memnun etmek için yaptı. Deli-dolu yaşadı lakin kendisini hep ıskaladı… Sevabıyla-günahıyla bu fani dünyada 83 yıl yaşadı ve çekti gitti… Çekti gitti lakin arkasından hiç de hak etmediği haberlerle gitti… Şu gazetelerin -Hüseyin abinin arkasından- yazdığı haberlere bakar mısınız? “….. Bursa’da 2008 yılında, 14 yaşında olan kız çocuğu B.Ç.’ye cinsel tacizde bulunmak suçundan 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasını İstanbul’daki Metris Cezaevi’nde çeken 83 yaşındaki Hüseyin Üzmez, psikolojik sorunları ve prostat rahatsızlığı nedeniyle, cumhuriyet savcısı tarafından ‘cezanın infazının ertelenmesi’ kapsamında 12 gün önce tahliye edilmişti. Hüseyin Üzmez’in Ankara’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiği öğrenildi.” “cinsel taciz, psikolojik sorunlar, prostat rahatsızlığı….” Koskoca 83 yıllık ömrün haykırışları, kavgaları, bağırıp çağırmaları değil de neden “taciz” olayı? Hüseyin abi, böyle çirkin ve kerih bir olayla anılacak biri miydi? Ne desem boş!..... Bir gerçek var ki o şimdi Rabbi ile/ameliyle ile baş başa… Geride kalan bizlere sadece O’na dua etmek düşer. Ey mağfireti ve rahmeti bol olan Allah’ım! Bir çirkin komplo ile itibarsızlaştırılarak kendisinden bahsedilen Hüseyin kuluna rahmet et, mağfiret eyle… (Amin)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |