Sevgi sabırlı ve yürektendir, sevgi kıskanç ve övüngen değildir. -İncil |
|
||||||||||
|
Sulandırılmış, cılkı çıkartılmış bir konu bu lakin gazetecinin kaderi olsa gerek; gündemdekini yazmadığın zaman pirim yapmıyorsun. Kaldı ki sırf prim yapayım diye de yazmıyorum bu konuyu. Bu konuyu bana yazdıran Orduzu Leylekpınarı İlkokulu’nda yaşanılan bir hadise oldu. Durun! Hemen heyecanlanmayınız öyle! Kesinlikle ilk aklınıza gelen şey değil benim bahsedeceğim husus. “Orduzu Leylekpınarı İlkokulu’nda yaşanılan hadise” dediğim şey… Evet konu Özgecan lakin bir Özgecan hadisesi yaşanılmış değil bahsettiğim okulda. Asayiş berkemal, korkulacak bir şey yok… İsmi geçen okulda bir erkek öğretmen veliler toplantısında, toplantıya katılan bayanlara yarenlik yapmak adına bakın neler konuşmuş… Siz buna “bir öğretmenin gafı” ya da “zırlamaması” da diyebilirsiniz. Hatta başka kelimeler de kullanabilirsiniz. Bay muallim, tabiri caizse -ki caizdir- aktrisçe bir girişle bayanlara döner: “Hepinizden özür diyorum, özür diyerek söze başlıyorum!” der. Çocuklarıyla uğraşmaktan gündem mümdem takip edemeyen bayanlardan biri; “neye ki gardaş, durup dururken ne diye özür dilersin?” Bizimkisi pişkince biraz da asalakça; “Erkek olduğum için!..” Kadınlar kendi aralarında; “Erkek mi, ne erkekliği bu?” şeklinde bay muallimin sözünü anlamaya çalışırlar. Bir başka bayan; “gız yoğsa bu herif sabığ mı, bakışları da peğ eyi değil?!” der. Güya günün en popüler sözüyle söze başlamış bizimkisi. Lakin köylü kadınlar ne dediğini anlamamışlar. Anlaşılmadığı için biraz da mahcup bir ses tonuyla cümlesini şöyle açar: “Hani tüm televizyonlarda haber olarak geçen Özgecan’ın tecavüz hadisesi var ya… İşte ondan bahsetmek istedim. Olayı protesto amaçlı açtım, bir erkek olarak sizlerden bir kez daha özür diliyorum” Sevgili okurlarım, yorum yapmıyorum, sadece yaşanılanı aktarmaya çalışıyorum. Burnumuzun dibinde yaşanılan bu hadisenin yorumunu sizlere bırakıyorum. Bahse konu okulda çocuklarım okumuyor, en yakınlarımdan kimsemde yok o toplantıda. Lakin hadiseyi duyduğumda sinirlenmiştim. Şahsen orada olmuş olsaydım kesinlikle elimde bir kaza çıkacaktı ve kimseler de buna mani olamayacaktı. Memleketin halini görüyor musunuz? Ne günlere kaldık! Mesele çok köpürtülünce cılkı nasıl da çıkıveriyor. Evet, Tarsus’ta 20 yaşındaki genç kızın tecavüz edilip hunharca öldürüldüğü olayından bahsediyorum. Sadece kadınların ve çocukların değil erkeklerin dahi emniyette olmadığı bir memleketten bahsediyorum. Tecavüz cinayetleri, anne baba cinayetleri, evladını öldürüp çöpe bırakan bir toplumun geçirdiği cinnet serencamından bahsediyorum. Bir sapık erkeğin yaptığı suçtan dolayı tüm erkekleri suçlu gören, daha vahimi bahsettiğim okuldaki öğretmenin kendini –bilinçli ya da bilinçsiz- sabık olarak görebildiği hadiseden bahsediyorum… “Fatmagülün suçu ne?”, “Aşk-ı memnu” gibi dizilerin izlenildiği bir memlekette toplumun nasıl olmasını beklersin? “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mümin kadınlara söyle: Ev dışına çıktıkları zaman dış elbiselerini üzerlerine salıversinler. Böyle yapmaları onların iffetli tanınmaları ve kendilerine sarkıntılık edilerek incitilmemeleri yönünden en uygun bir davranıştır. Allah gafurdur, rahîmdir/çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur.” (Ahzab, 33/59) emri ilahiyi görmezlikten gelirsen… “Kim Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsa, yanında mahremi olmayan bir kadınla yalnız kalmasın; çünkü bu takdirde üçüncüleri şeytandır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned ) hadisi şerifi dinlemezsen… Bu gidişle toplumun çöküşü, gün gelir herkesin çöküşüne dönüşecektir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |