Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes |
|
||||||||||
|
Geçen Cuma akşamı bir İstanbul seyahatim oldu otobüsle... İtiraf edecek olursam; seyahat etmeyi seven birisiyim ve seyahatlerim genelde karayoluyla/otobüsle olur. Ve ilk kez otobüs seyahatinden nefret ettim. Bundan böyle otobüsle seyahat benden uzak olsun… Aslında bazen istemeden seyahat etmek durumunda kalıveriyor insan. Benimkisi de öyle oldu; bir taziye için yola çıkmak zorunda kalmıştım… Şansızlık bu ya aldığım numara orta kapının girişindeki sol kol üzeri ‘buzdolabın’ arkasına yani anlayacağınız ayaklarımı uzatamayacağım yere düştü. Yanımda da iriyarı birisi; kocaman iki adam kutucuk kolluklara sığdırmaya çalıştık kocaman bedenlerimizi. Haliyle kramp girdi ayaklarımıza... Ertesi gün dönüşüm daha da beter oldu. Bu kez ayaklarımı uzatabiliyordum lakin… Beni rahatsız eden kapı değildi tabii ki, muavinin zırt-pırt gidip-gelip -mutfağa dönüştürdüğü- oralarda bir şeyler alıp götürürken koltuğumu asılması, sarsması, gürültü-patırtı çıkartması ve her uyumak istediğimde beni uyandırması… En fenası da yanımdaki adam… Aman Allah’ım… Ben yaşadım, kimselerin aynı şeyi yaşamasını istemiyorum, düşmanım bile olsa… Adam o kadar yaşlı da değildi ama kiloluydu, epey kiloluydu. Öyle ki sarkıyordu göbeği… Rahatsızlık duyduğum şey ise kokuyor olması idi…. Evet evet yanlış duymadınız adam basbayağı kokuyordu… Hayır, içkili falan da değildi. İnsanlarda olmaması gerekken bir koku ile kokmuyordu adam. Leş, leş… Bildiğiniz leş… Sanki yanıma bir leş bırakılıvermiş… Kaç kez muavini çağırıp; “burada çok kötü kokan bir leş var, alın çöpe atıverin” diycem, diyemedim. Anlayacağınız tüm olup bitenlere sabretmeye çalıştım. ‘Olup bitenler dedim’ zira iki koltuk ilerde bir kız çocuğu ha bire kusuyordu. Öte yandan genç bir anne yüksek sesle muavinden -az önce içtiğimiz- boş kola şişesini isteyince dikkat kesildim; meğer erkek çocuğuna beylettirmek için… “Bütün aksilikler seni mi buldu” şeklinde siz sormasan ben cevap vereyim; evet o gün bütün aksilikler beni buluvermişti… Bütün bu olup bitenleri yazı olsun-köşe dolsun niyetiyle yazmıyorum tabii ki… Vermek istediğim mesaj; çağımız rekabet çağıdır, insanlar her zaman en iyisini en yenisini yaşamak/görmek isterler… Malumunuz olduğu üzre; şehrimize/Malatyamıza yeni otobüs firmaları girmiştir ve milliyetçi damarım tuttuğu için ben binmedim henüz ama söylediklerine göre bizim yerlilerinkinden daha çok konforlu… Yerli otobüs firmalarımıza tavsiyem, sizler de kendiniz yenileyiniz/yenilenin lütfen… Aksi takdirse müşteri kaybı yaşarsınız… Bana gelince ‘otobüsle seyahat mi’ dediniz… Benden uzak olsun…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Şevket Başıbüyük, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |