Bir gün karþýma biri çýkacak ve bana: "Herþey olmasý gerektiði gibi olmaktadýr, efendim" diyecektir. -A. Aðaoðlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Dil denildiðinde doðal olarak insan akla gelmektedir. Dili icat eden insan olduðuna göre, bu dilin temel kaynaklarý durumundaki düþünce ve duygularýn aracý olan, yazýlý ve sözlü edebiyatýn (Lingustik) gerçekleþmesi insana has bir özelliktir. Bazýlarýnýn ifa ettiði gibi dilin, Allah vergisiyle herhangi bir alakasý bulunmamaktadýr. Tarihçede de görüleceði gibi insan dünya yüzünde var olduktan milyon yýllar sonra, düzenli konuþmaya baþladýðý gibi, yazmayý ise bundan da geç öðrenmiþtir. Dilin temel araçlarýndan yazýlý ve sözlü edebiyatýn özünü hatýrlayarak devem etmeye çalýþalým. Sözlü Edebiyat; insan düþünce ve duygularýný ifade ederken, kelimelerden oluþan cümleleri kolay ve anlaþýlýr þekilde anlatma sanatýdýr. Yazýlý Edebiyat ise; duygu, düþünce ve konularý tüm ayrýntýlarýna kadar detaylarýyla ortaya koyan kelime ve cümleler bütünü demektir. Böyle bir sanat dünya yüzünde insandan baþka bir canlýda görülmediði için, insaný insan yapan temel deðerin dil olduðu rahatlýkla anlaþýlmaktadýr. Bu bakýmdan bilinçli olarak bir insanýn ya da halkýn anadilinin yok olmasýna çalýþmak, insanlýkla baðdaþmayan bir durumdur. Ve tüm olumsuzluklara raðmen insanlýk ve dilin geliþim tarihi þöyle bir yol izlemiþtir. Ýnsan dünya yüzünde yaþamaya baþladýðý günden itibaren hemen konuþma yeteneðine sahip deðildi. En açýk tarihsel kaynaklardan anlaþýldýðý gibi M.Ö. 165 milyon yýllarýnda bile, konuþma denmeyecek biçimde düzensiz ses ve iþaretlerle anlaþmaya çalýþmýþtýr. Ýfade edilen tarih öncesi çaðlarda insanýn bu basit ve anlamsýz sesler çýkardýðý yaþamý tarif etmek gerekirse, diðer hayvanlarda olduðu gibi his ve duygular doðrultusunda iç güdüsel yarý hayvani bir durumdu. Evren ve dünyada devam eden evrimleþme, canlýlarda da ayný þekilde gerçekleþirken, bunun insanlarda daha hýzlý yaþanmasý giderek farklý bir özellik kazandýrmýþtýr. Ýnsanýn gerek fiziksel yapýsýnda gerekse düþünce ve dilinde meydana gelen farklýlaþma, genetik özelliklerinin yanýnda beyindeki 14 milyar hücrenin dünyadaki baþka bir canlýda görülmemiþ þekilde fazla olmasýdýr. Her canlýnýn temel geliþim ve deðiþimi fiziksel yapýsýndan çok, beyin içerisindeki hücre sayýsýna göre gerçekleþmektedir. Bu yüzden deðil midir? Ýnsan diðer birçok hayvan türüyle ayný dönemlerde var olduðu halde, bugün hiçbir canlýyla kýyaslanamayacak þekilde fiziksel ve düþünsel farklýlýða kavuþmuþtur. Tekrar dilin tarihçesine geçecek olursak, insanlar ilk toplu ve basit birkaç kelimeyle konuþmaya Avcýlýk (Paleolitik) Çaðý'ndan itibaren baþlamýþlardýr. Aðýrlýklý olarak avcýlýða dayanan insan yaþamý, daha fazla av için baþlattýðý deneme ve yanýlma yöntemindeki düþünme egzersizi, farklý ses ve iþaretleri de beraberinde geliþtirmiþtir. Bu çalýþma ve üretim biçimi bildiðimiz gibi belirli bir plan, düzen ve disiplin içerisinde bilinçli olarak organize edilmiþ deðildir. Sadece doðal his, duygu ve pre düþünme doðrultusunda gerçekleþen bir durumdur. Neolitik Çaða kadar dar ve basit kelimelerle devam eden dildeki bu yapý, tarým ve toplayýcýlýkla ortaya çýkan aile ve köy topluluðunun oluþumuyla sözlü ifadede önemli bir geliþme yaratmýþtýr. Dildeki sözlü ifade þekli Sümer Uygarlýðý'na kadar devam ederken, Sümer, Mýsýr, Urartu, Babil, Girit, Hitit ve Mezopotamya krallýklarýnda resim ve çivi (Hiyoriglif) yazýlýmýn icadý, edebiyatýn ilk adýmý niteliðindedir. Ancak insanýn sosyal yaþamýyla birlikte geliþen düþünce ve duygularýna cevap olmayan resim yazýlardan sonra, M.Ö. 1200 yýllarýnda Fenikeliler tarafýndan ilk harfli “Alfabenin” icadý, insanlýk tarihinde eþi benzeri olmayan bir devrimdir. Büyük çoðunluðu sessiz harflerden oluþan bu alfabe, konuþma ve yazmada sýkýntýlarý tam anlamýyla gidermemiþtir. Yunanlýlar sesli harfleri icat ederek günümüzdeki yazýlý ve sözlü edebiyata geçilmiþ olundu. Buraya kadar dilin oluþumundan tutalým sözlü ve yazýlý edebiyatýn tarihçesini özetledikten sonra, “Anadillere dayanan Halklaþma ve Uluslaþmanýn” temel kriterlerini hatýrlamakta büyük fayda vardýr. Modern yaþam ve uluslaþmanýn baþladýðý 1789 yýllarýna kadar dünya toplumlarýnýn bazýlarý en az 17 adet harfle konuþurlarken, farklý toplumlar ise 20, 30 ve 38 adete kadar çýkardýklarý görülmektedir. Ýfade edilen döneme kadar toplumlar anadillerini geliþtirirken, kendilerini daha çok inanmýþ olduklarý dinin temeline göre millet adýyla tanýmlamýþlardýr. Örneðin Hristiyan ya da Müslüman milletler þeklinde. Milliyetin anlam ve ifadesindeki din cemaat ve topluluk içeriði, çoðu zaman anadile olan duygu ve baðlýlýðý zayýflatmýþtýr. Dini temsiliyet ve hegomanyayý elinde bulunduran toplumlar, diðer halklarýn hem din ve kültürlerini hem de anadillerini asimilasyona tabi tutmuþlardýr. Sanayi ve makineleþmeyle kendi kendine yeten toplumlarýn giderek çoðalmasý, doðal olarak milliyet temelli dini yönetim ve hegomonyalarýn zayýflamasýnda önemli rol oynamýþlardýr. Dil, sanat, sanayi ve modern icatlarla zenginleþen ticaret ve yaþam, bir daha belirsizlik ve karmaþaya düþmemesi için, anadilleri temel alan modern ulusçuluða inanýlmaya baþlanmýþtýr. Modern uluslaþmanýn temelini her ne kadar anadil oluþtursa da, bunun yanýnda halklarýn icat ettikleri üretim araçlarý, ekonomik model, yönetim, sanat ve bilimsel çalýþmalarda bunu tamamlayan diðer unsurlardýr. Çaða göre en mantýklý ve rahat yaþam anadilin korunup geliþmesinde gören toplumlar, zora dayalý asimilasyonlara karþý ortak düþünceyi geliþtirmiþlerdir. Ve böylece halklarýn dillerinin geliþim ve yaþamasýnýn önü açýlmýþ oldu. Diðer taraftan çeþitli kiþilik sorunlarýnýn mevcut olduðu aþaðýlýk ve yükseklik kompleksi yaþayan geri toplumlarda ise din, etnik, kültür ve bölge milliyetçiliðine saplanýlmasý nedeniyle, anadillerini geliþtirmedikleri gibi modern ulus olma noktasýndan da sýnýfta kalýnmýþtýr. Örneðin her türlü baðnazlýkla yaþayan toplumlarýn büyük bir çoðunluðunun anadilleri, her ne kadar Dil Bilgisi (Gramatik) açýsýndan kendi dil yapýsýný kullanmýþ olsalar da, yabancý dillerden devþirilen kelimeler çok büyük bir zorluk ve engel teþkil etmektedir. Yabancý kelimelerin yoðunluðu ve din aðýrlýklý düþünen toplumlarýn mantýk yürütme, algýlama, düþünme, yorumlama ve yenilikler üretme noktasýnda her zaman cahil ve geri kaldýklarýný rahatlýkla söyleyebiliriz. Dini baðnazlýkla ortaya çýkan kompleks, tembellik, bölge, kültür ve etnik milliyetçilikler, uluslaþmanýn önünde en büyük engeldir. Dinin etkisiyle kendi anadiline baðlý kelime hazinesini geliþtirmeyen devlet ve toplumlar, gerek dil konusunda gerekse barýþ, sanayi, bilim ve modernleþmede her zaman dünyayý geriden takip ettikleri görülmektedir. Bunun sonucunda deðil midir? Önemli saðlýk malzemeleri baþta olmak üzere hayati diðer araç ve gereçlerden tutalým, kelimelere kadar hepsi yabancýlardan devþirilmedir. Ýþte tüm bunlar dilin geliþimini engellediði için, dýþa baðýmlýlýkta her geçen gün artmaktadýr. Toplumlarýn uluslaþmalarýnda “Anadilin” sadeleþip kelime hazinesinin çoðalmasý demek, o toplum veya halkýn düþünce ve bilimde geliþmesi anlamýna gelmektedir. Onun için Anadil her þeyin geliþiminde temel ve en büyük anahtar durumundadýr. Önemli Not : (Bizim toplum Arapçanýn zengin bir dil olduðuna inanýr. Gerçekte ise Arapça sadece din ve ticaret alanýnda kýsmi zenginliðe sahiptir. Felsefe sanat, teknik, bilim ve psikoloji alanýnda kelime bakýmýnda en fakir dildir). Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |