Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. / Nasılsan öyle gel. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
SATMIYORUZ Genç ve güzel sarışın, alışveriş merkezinin beyaz eşya reyonuna girer ve satıcıya sorar: - "Su küçük televizyonu almayı düşünüyorum, fiyatı nedir ?" - "Kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz.!" Genc kadın sinirlenir, evine gider, saçının rengini değiştirir ve ertesi gün mağazaya geri gelir, ayni satıcıya yaklaşır ve: - "Şu küçük televizyonu satın almak istiyorum." der - "Kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz !!!!" Kadın iyice sinirlenmiştir, soluğu bir kuaförde alır, bu defa köklü bir değişiklik yapar, hatta makyajından,göz rengine o tam bir esmer bombadır artık.. Aynı mağazaya gider, aynı satıcının yanındadır ertesi gün: - "Su küçük sevimli beyaz renkli televizyon ne kadar ???" - "Kusura bakmayın hanımefendi, sarışınlara satış yapmıyoruz" - "İnanmıyorum, nasıl anladınız sarışın olduğumu, üç gündür kendimi esmere cevirmek için yapmadığım kalmadı! - "Hanımefendi 3 gündür satın almaya calıştığınız şey Mikrodalga fırın!" ** DOĞAN'IN YENGESİ Bir gün Temel ormana ağaç kesmeye gitmiş.Baltasını alıp ağaçları kesmeye başladığı sırada ormanda gezinti yapmakta olan Greenpeace üyeleri,Temel'i yakalayıp,evire çevire dövmüşler. Temel perişan halde evine dönerken yolda arkadaşlarına rastlamış. -Uyy, ula Temel, uşağum, ne oldi sağa? -Ula birileri geldi Doğanın yengesinu bozmişsun dedi, verdiler sopayi,verdiler sopayi...Şerefsuzler. Ne Doğan'ı tanırım, ne yengesinu... ** VERGİLERİ ARTTIRIN ‘‘Padişahlardan biri, yeni vergiler koyduğunda ya da mevcut vergileri artırdığında, sadrazama; - Git bakalım, halkın arasında bir dolaş. Vergilere alışmışlar mı? dermiş. Sadrazam da, halkın arasında dolaştıktan sona padişaha; - Padişahım, halkın suratı biraz asık, canı da sıkılmış durumda ama işlerine devam ediyorlar... Dediğinde padişah da şu şekilde yorum yaparmış. - Tamam, demek ki sorun yok. Alışırlar alışırlar... Bir süre sonra yine vergiler artırıldığında, padişahın talimatı üzerine sadrazam halkın arasında dolaşır ve izlenimlerini aktarırmış; - Padişahım, bu kez suratları çok asık. Merhaba desen, yüzüne dik dik bakıyorlar. Sonraki her an kavga edecek gibiler. Suratlarından düşen bin parça. Galiba bu kez vergileri çok artırdık. - Yok yok. Merak etme sen. Önemli bir şey gözükmüyor. Alışırlar, alışırlar... Bu böyle devam etmiş gitmiş. Günlerden bir gün, yine yeni vergiler getirildiğinde, sadrazam halkın arasına karışmış, dolaşıp geldiğinde şaşkın bir vaziyetteymiş. - Padişahım hiç sormayın. Bu kez kafam karmakarışık. Çünkü hiçbir şey anlamadım. Herkes çok neşeli, gülüyor hatta sokaklarda dans ediyorlar, oynuyorlar... -‘Aman' demiş padişah. Eğer halk dansetmeye ve oynamaya başladıysa, demek ki durum çok kötü . Hiçbir şeyi umursamıyorlar demektir. Galiba vergileri çok artırdık. Hemen vergileri indirelim. Yoksa perişan oluruz...’’
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |