..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Umutsuzluğa düşmeyin. -Charlie Chaplin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Tuna M. Yaşar




27 Mart 2023
Çizikler  
Tuna M. Yaşar
Hayal bazen gerçektir.


:DDA:


Evet her şey Palandöken dağında başlamıştı. Arkadaşı “Başlangıç değerlidir. Benimde ilk çalıştığım dağ. Öğrettiğim şeyi aynı yerde dene.” Demişti.
Neydi arkadaşının öğrettiği bilginin kökü. Ve bunu kendisine sanki işin uzmanıymış gibi apaçık, anlaşılır şekilde anlatmıştı.
Kemal ‘Henüz erken’ diyerek dağa gitmeyi ertelemişti. Sabaha daha vardı. Erken gitse karanlıkta bir şey yapamazdı. Ama taşları getirip öğrendiği şeyi evinde çalışabilirdi. Kemal içinden “Ne akıllısın be Rıdvan, iyi ki öğrettin bana. Ah bu bilginin kaynağını da öğrenebilsem.” Dedi. Dağa çıkacak ve tarife uygun taşı getirecekti. Telefon çaldı. Baktı Rıdvan'ın ismi görünüyor. Hemen açtı.
Rıdvan “Alo Kemal senin oraya geliyorum. Köpeklerin bana saldırmasın.”
Kemal “Bir şey yapmazlar. İki köpekte bağlı. Serbest olan yavruları. Çık gel, senin bilgilerine bayağı meraklıyım.”
Rıdvan “Beni iyi dinle Kemal, öğrettiğim şey çok tehlikeli. Taşın üzerindeki şekilleri kağıda aktarırken aynı çiziği tekrar yazmayacaksın. Yazarsan işte o zaman başın bir şekilde belaya girer. Köpeğin ölebilir, ağılına kurt girer. Yani seni uykusuz geceler bekliyor.”
Kemal “Şunu bir daha anlatsana, şekilleri kağıda çizdikten sonra kendini, nasıl oldu da bir anda dağda buldun?”
Rıdvan “İlk yaptığımda inanmamıştım. Ama çizikleri kaydetmeye devam ettim. Bir cilt kadar biriktirdim. Bilirsin sonucu hemen olmayan bir şeye ilgim azdır. Çizdiklerimi imha etmeyeyim diye takip böceği ile dağda bir taşın altına gizledim. Aradan bir iki sene geçmişti. Etrafımda öyle inanılmaz öyle tehlikeli şeyler gelişiyordu ki aklıma birden kaydettiğim çizdiklerim geldi. Ama koca dağda sakladığımı bulamazdım. Takip böceğini hatırladım. O heyecanla kendimi birden dağda buldum. Ya aklım fazla meşguldü veya yürüdüğüm yolları bir gizem benden sakladı.”
Kemal “Böyle bir şey keşfetmişsin, çizdiğin şekillerin gizemine inanıyorsun. Peki yaşayacaklarını kontrol altına almayı başarabiliyor musun. Çünkü etrafında tehlikeli olaylar yaşadığını söyledin.”
Rıdvan “Evet bu keşfimin geçmişi gençliğimden beri var. Bir hayli birikim elde ettim. Şimdi sana işi ilerlettiğimi söyleyebilirim.”
Kemal “İlerlememiş bilgiyi bana bırakıyor, ilerlemişini kendine saklıyorsun, öyle mi. Bütün o tehlikeli şeyleri etrafımda görecek miyim yani?”
Rıdvan “Bak sana söyleyeyim. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir bilgi yok. Sadece ikimizde var. Kıymetini bil. Sen okült bilgilere meraklı birisin. Sana bilinmeyen, sadece ikimizin bildiği bir kapı açtım. Ya merak eder kapıdan girer veya meraktan çatlarsın.”
Kemal “Kızma hemen. Ne dedik ki. Gizemli kapıdan içeriye gireceğim. Sadece biraz ipucu versen benim için yeterli olur.”
Rıdvan “İlerlemiş bilgi yine şekillerle bağlantılı. Ben bu çizdiğim şekilleri kategorize ettim. Anladım ki çoğu şekil Eski Mısır demotik yazılarına benziyor. Karmaşık olmasın diye sana şunu anlatayım. İnsan alfabe olmasa da bir şekilde işaretleşir. Adı üzerinde işaret, bir mana gizli. İşareti insan çizmese bile bir anlamı olur. Buda ezoterik bilgilere girer. İnsan anlamı olmayan bir şekle anlam yükleyebilir. Espri yüklemekte. Sanma ki o şekle biz kendimizden anlam yüklüyoruz. Oysa o taştaki izler izin verdiği için anlam yükleyebiliyoruz.”
Kemal “Yani düşünme denen şeyi kendimizden yapmıyoruz. Düşüneceğimiz bize izin veriyor öyle mi?”
Rıdvan “Aynen öyle. Bu sana anlattığım ilerlemiş bilginin birinci bölümü. Beş bölüm var, hepsini sana açıklayamam.”
Kemal “Peki öyle olsun. Aramızda teklif olmadığı için sana, hayrola buraya niye geliyorsun diyorum. Çünkü niye geleceğini söylemedin.”
Rıdvan “Aklımı karıştırma. Bir ipucu daha vereceğim. Şekiller izin vermese sen bir manaya varamazdın. Buda şekillerin ve taşıdıklarının bizim gibi canlı varlıklar olduğunu gösterir, ama bizden daha ileriler. Düşünsene taştaki çizikler, şekiller paleozoik dönemden beri varlar.”
Kemal “Taşlara bakmadan bir şekil çizsem. O zaman çizilecek şekilden izin almamada gerek kalmaz.”
Rıdvan “Sen öyle zannet. Bilgi varlığa geçmek için yazılmaya ihtiyaç duyar. Buda senin aracılığınla olur. Yani bilgi seni köle gibi kullanır.”
Kemal “Haydi gel de söyleyeceklerini dinleyeyim. Herhalde bir plan içinde ilerleyeceğiz ve bana kritik bilgiler vermeye devam edeceksin.”
Rıdvan “Ben oraya çizdiklerimi sana göstermeye geliyorum. Neler oluyor bir bilsen. Çantamdaki ilk çizdiğim şekiller öyle canlı, öyle çok anlatacağı şeyler var ki. Hepsini ilk defterden küçülterek aktardım. Göreceksin sanki büyü defteri gibi.”
Rıdvan yoldaymış. Gelmiş içeri girmişti. Çantasındaki ciltlenmiş defteri çıkardı, Kemal'e verdi.
Kemal “Bunlar harika yazılar. İşte çizdiğin şekiller böyle olmalı. Sanki mutlu bir sıcaklık yayıyor. İnsan baktıkça doyamıyor.”
Rıdvan “Öyle gizemli şeyler var ki. Yazılara bakarken bile insan gizemden gizeme atlıyor. Bil bakalım, bu hangi dağın taşlarından çizdiğim şekiller?”
Kemal düşündü, taşındı “Cevap veremem” dedi, ekledi. “Öyleyse o dağda gizemli şeyler olacak demek. O dağın dumanının tütmesi yakın.”
Rıdvan “Erciyes dağındaki taşlardan. Arabamla yirmi tane taş getirdim Ve taşların üzerindeki, kendiliğinden oluşmuş şekilleri, bir bir, hiç birini atlamadan bir ayda çizdim. Evet yakında Erciyes dağında gizemli şeyler yaşanacak.”

Tuna M. Yaşar



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın fantastik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Delibaş Cumhuriyeti
Cehennemde Toplantı
Ölümsüzlüğe Geçen Çoban
Cadılar Bayramı
Tanrıça İsisin Kütüphanesi

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Reptilian 1
Reptilian 2
Reptilian 3
Reptilian 4
Reptilian 5
Savaş Trafiği 2
Savaş Trafiği 1
Savaş Trafiği 3
Ağaçlara Fısıldayan Adam
Savaş Traiği 8

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Masa [Şiir]
Göbeklitepe 5 [Roman]
Göbeklitepe 4 [Roman]
Göbeklitepe 3 [Roman]
Göbeklitepe 2 [Roman]
Göbeklitepe 1 [Roman]
Çok Eskiden 9 [Roman]
Çok Eskiden 8 [Roman]
Çok Eskiden 4 [Roman]
Çok Eskiden 6 [Roman]


Tuna M. Yaşar kimdir?

Voltaire


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Tuna M. Yaşar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.