Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Hadi söyleyin, neredesiniz? Neden dut yutmuş bülbülden beter sesiniz çıkmaz oldu? Yoksa sizce müttefik güçlerin bombaladığı, sivil asker ayırımına bile gerek görmediği Bağdat’ın tarihi hiçbir değeri yok mu diyorsunuz? Orada çok önemli bir tarih masum sivillerle birlikte yok ediliyor. Amerika’nın bölgedeki çıkarları için bu savaşın çanak yalayıcı ülkeleri o görüntülerini izlediğiniz ölü siviller, ölü çocuklar ve yerle bir edilen tarihi değerler karşısında hiç mi vicdanlarınız sızlamıyor. Amacınız sadece Saddam’ı devirmekse aceleniz ne böyle? İlk savaşta koyduğunuz ambargoyu çıkarlarınız uğruna delik deşik etmeseydiniz, bu gün ne Saddam ülkesinin başında olabilirdi ne de bu savaşa gerek kalırdı. Neden insani yardımlardaki ambargoda kuş bile uçurtmadınız. O ambargoda ilaçsızlıktan nice çocuklar ve masum insanlar can verdi. Oysa kimyasal silah yapımına engel olma amaçlı ambargonuzu kevgire döndürdünüz? Biraz daha çok para kazanmak, biraz daha fazla zengin olmak uğruna çıkardığınız bu savaş ölümlerine neden olduğunuz insanların yaşamlarından çok mu önemli? Tüm Irak’ı sınırsız teknolojinizle cehenneme çevirmeye başlamadan önce vicdanınızda muhasebesini yapmadınız mı? Kendi elinizle yarattığınız canavarı bir an önce yok etmek için neden çok acele ediyorsunuz? Nedeni Irak petrolünden alacağınız pay için sulanan ağzınız değil mi? Hani neredesiniz tarihi eserlerin siyanet melekleri, neredesiniz? Bağdat bombalanırken, günahsız siviller ve çocuklar petrol uğruna katledilirken neden sesiniz çıkmaz oldu. Ya siz yeşil çevreciler? Siz ne alemdesiniz? Bu dünyayı kirleten yalnızca asbestler, pet şişeler, naylonlar ve çöpler mi? Bu savaş sizin kavgasını yaptığınız kirliliğin kaç katı kirli? Eylemlerinizde üzerinize sıkılan basınçlı sulara kahramanca göğüs geriyordunuz. Zira o sıkılan suyun ölümünüze neden olmayacağını çok iyi biliyorsunuz. Dünya yeşilcileri neredesiniz? Müttefiklerin bombalarına, füzelerine karşı etten bir duvarı ne zaman öreceksiniz. Bağdat haritalardan silinince mi? Yoksa Bağdat’ta yaşayan tüm sivillerin, kadınların ve çocukların tümünün can vermelerini mi? Siz yeşilciler yani çevreciler, yani benim gibi düşünenler bu anlamsız savaşa dur demek için ne zaman harekete geçeceğiz. Atmış sekiz yaşında olmama rağmen bu savaşı durdurmak için yapılacak her türlü eyleme katılmaya söz veriyorum. Müttefikler adına yapılan bir açıklamada “bu güne kadar kitle imha silahlarına rastlanılmadı” deniliyor. Oysa bu savaş kitle imha silahları yok etme amacıyla çıkarılmıştı. Bu durumda müttefiklerin özür dileyerek savaşı sona erdirmeleri gerekmez mi? Hani derler ya, amaç üzüm yemek değil, üzümü bahane edip bağcıyı dövmek. Müttefiklerin de amacı aynı olsa gerek. Kimyasal silahları bahane ederek Bağdat’ı ve önemli Irak beldelerini yakıp yıkmak. Temelinde petrolün yattığı bu savaş için yapılan harcamalara bir bakın. Akıl almaz rakamlar. Merak ediyorum, Irak petrolü bu harcamaları karşılayabilecek mi? Yoksa 0 + 0 elde kalan sıfır mı olacak? Görünen o ki öyle olacak. Zira Irak askerleri kolay yutulacak lokma olmadıklarını şimdiden kanıtladılar bile. Bundan böyle sürdürülecek savaş müttefikler için sadece prestiş savaşı olacaktır. Bu prestiş uğruna daha kim bilir nice kanlar dökülecektir. Bu savaş çok uzayacaktır. Zira her geçen gün İslam ülkelerinde savaşa tepkiler büyümektedir. İslam ülkelerinden gönüllüler Irak’a ulaştılar bile. Savaş uzadıkça bu katılımlar inanılmaz boyutlarda artacaktır. Bu satırları yazarken televizyonda Iraklılarca tüm dünya mücahitlerine Irak’a katılma çağrısı yapılmaktadır. Şu sıralarda Fransa ÜNOSCO ya Bağdat’taki tarihi eserlerin korunması için baş vuruda bulunmuştur. Savaş kurallarının amansızca çiğnendiği bombardımanlarda sivilleri koruyamazken tarihi eserleri nasıl koruyacaklar? Bu savaş uzadıkça üçüncü dünya savaşı riski büyümektedir. Bu nedenle savaşın bir an önce sona erdirilmesi gerekir. Aksi halde bu savaşın kötü sonuçlarının izlerini gelecek nesiller bile çok zor sileceklerdir. Özcan Nevres
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |