Yalnızca sevgiyi öğret, çünkü sen osun. -Anonim |
|
||||||||||
|
. Belki de o çevrelerce yalnızca muhabirler gazeteci. Benim gibi köşe yazarlarının gazetecilikle ilgisinin olmadığını sanıyorlar. Trakya Ekspresin Silivri temsilcisi Mithat Önal, abi Genç Partinin yerel basın temsilcileriyle tanışma yemeği var. Bana unuttuğumuz isimler olabilir, sen tanıdıklarını bizim adımıza davet et, muhabir veya yazar olması fark etmez dediler. Sahildeki Orfoz gazinosunda sen de gel dedi. Bu vesileyle bu toplantıya ben de katılmış oldum. Katılmam da çok isabetli oldu. Hani derler ya, sen gittiğinden beri ya da o zamandan beri köprülerin altından çok sular geçti. Gerçeği anlatan ne güzel bir deyim. Meğer benim on beş günlük gezim sırasında köprülerin altından nice sular geçmiş. Yerel bir gazetede sayın Selami Değirmenci hakkında bir yazı çıkmış. Yazıda Sayın Selami Değirmenci aslına uygun olarak restore ettirdiği sarnıçta, sarnıca ibadet etmeye gelen Rumlarla birlikte ibadet etmiş Toplantıda konu gündeme getirildiğinde Değirmenci şu sözlerle tepkisini dile getirdi. Ben Rumca bilmiyorum. Eğer ibadet ettiğim söz konusu ise kendi dilimde, kendi dinime göre ibadet etmişimdir. Bundan kime ne? Avrupa’da Amerika’da inşa ettirdiğimiz camilerle övünürken sarnıçta ibadet eden Rumlardan kime ne? Avrupalılar, Amerikalılar bizim ülkemizde cami yapamazsınız, ibadet edemezsiniz diyorlar mı? Hani turist altın yumurtlayan tavuktu? Hani turizm patlamalarıyla ülkemize döviz yağdırılacaktı? Bu mantıkla mı? Ülkemizi her yıl milyonlarca turist ziyaret ediyor. Onlara ülkemizde ibadet edemezsiniz demek kimin haddine? İbadet Yüce Allaha kulluk içindir. Dinin ve dilin ne önemi var? Kul ibadetini kendi dilinde yapma özgürlüğüne sahiptir. Onun bu hakkını elinden kimse alamaz. Silivri’nin park bahçe müdürlüğü bu yıl geçen yıllara göre çiçek fidanı yetiştirmekte çok daha başarılı. Kış çiçeklerinin yerini alan yaz çiçekleri doyumsuz güzellikte. Çiçekli görmeye alıştığımız caddeler ve meydanlar bu yaz petunyalarıyla, ateş çiçekleriyle, kadifeleriyle, sardunyalarıyla olağan üstü bir güzelliğe bürünmüş. Başta Mefture Tunçelli ile Zerrin Budak olmak üzere çiçek fidanlarını yetiştirenlerle birlikte tüm park bahçe çalışanları kutlarım. Kuraklık bu yıl Trakyalı üreticilerin belini büküyor. Sıcakların başlamasıyla çok hızlı büyüyen ekinler, yine sıcakların etkisiyle erken sarardılar. Erken sararan ekinlerin başaklarındaki taneler dolgun olmaz. Bu nedenle hem kalite düşer, hem de kilo basmaz. Bir de bu olumsuzluklara düşük taban fiyatını eklersek yine ortaya çok kötü bir tablo çıkıyor. Üretici yine zararda, yine perişan. Silivri’de bu günlerde siyaset oldukça hareketlendi. Parti genel başkanları, il yöneticileri her vesileyle Silivrililere merhaba demek için Silivri’ye taşınıyorlar. Amaç olası bir erken seçimde başarılı olmak ve gafil avlanmamak. Üç dönemdir belediye başkanı seçilen sayın Selami Değirmenci’nin CHP Genel Başkanıyla ters düşmesi, Değirmenci’nin Genç Partiye katılmasına neden oldu. Bu durum diğer partileri umutlandırmıştır. CHP bölünmüştür. Bu bölünme partim için avantajdır diye düşünenler, adaylığa soyunma hazırlığındalar. *** Çocuklar içektir diye çok hoşuma giden bir deyim vardır. Çocuklar duymasın dizisindeki Havuç gibi olmak ve onun gibi konuşmak hemen hemen her çocuğun tutkusu. Ah o şiddet içeren filimler yok mu? Dört buçuk yaşındaki torunum sumacı olacağım. Sumacı donu istiyorum diye tutturdu. Babaannesi bakalım ne yapacak diye bir tane dikiverdi. Donu çıplak tenine giymek raconuna ters düşermiş. Bu nedenle külotunun üzerine giydikten sonra annesine tekme yumruk girişti. Annesinden hak ettiği tepkiyi aldıktan sonra sumocu olmaktan vazgeçti. Şimdi de Batman elbisesi istiyor. Sakın dedim öyle bir şey yapmayın. Çocuk aklı bu, Batman oldum diye kendini beşinci kattan atıverir. Komşu çocuğu hışımla yanıma geldi. Gözlerindeki kin görülmeye değerdi. Sen benim cipimi alıp kendi evine koymuşsun. (merdiven altı) Ben de onu oradan alıp kendi evimize götürdüm. Sakın onu bir daha alıp evine götürme, yoksa seni çok fena döverim. Polise söylerim seni öldürür. Anlaşılan torunumun cipini çok fena sahiplenmiş. Babası ona da bir cip almış. Bu yüzden torunumun cipine gereksinimi kalmamış. Deniz, halen beni dövmeyi düşünüyor musun diye soruyorum? Hayır diyor artık sinirlerim yatıştı. Çocuğuna söyle, o benden daha güçlü, beni dövmesin. Sen onunla arkadaşsın. O seni sever, dövmez diyorum. Bunlardan biri üç buçuk, diğeri dört buçuk yaşında. Konuşmalarına bakıyorum sanki büyüyüp küçülmüşler. Evet bu çocuklar televizyon çocukları. Kimi de bilgisayar çocuğu. Biz o yaşlarda halen leylekler tarafından getirildiğimize inanırdık. Oysa onlar annelerinin karnından doğduklarını biliyorlar. Eskiden çocuktur anlamaz derlerdi. Şimdiki çocukların bilmedikleri yok. Bu nedenle çocukların eğitimine çok özen gösterilmesi ve onların televizyonlardaki şiddet içeren filmlerden uzak tutulması gerekir. Özcan Nevres
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |