..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Özcan Nevres




5 Ağustos 2003
Ne Zaman Akıllanacağız  
Özcan Nevres
Evde yalnızım. Yine bir şeyler yazmaya çalışmaktayım. Kapımızın dink donk zili donklamaya başlayınca kalkıp kapıyı açtım. Kimse olmadığını görünce sokak kapısını açan düğmeye basıp bilgi sayarımın yanına döndüm.


:AGJA:
Ne Zaman Akıllanacağız
Evde yalnızım. Yine bir şeyler yazmaya çalışmaktayım. Kapımızın dink donk zili donklamaya başlayınca kalkıp kapıyı açtım. Kimse olmadığını görünce sokak kapısını açan düğmeye basıp bilgi sayarımın yanına döndüm. Nedense kiminde anahtar taşımama hastalığı var ki, kapıyı açtırmak için hep bizim kapının zil düğmesine basarlar. Bazen öyle bıktırırlar ki, sokak kapısının yanındaki zil bütonunun yanına bu büton kapıcının bütonu değildir. Lütfen gideceğiniz dairenin bütonuna basın diye yazmayı düşünüyorum. Bunları düşünürken zil yine çaldı. Kapıyı açtım karşımda genç bir kız. Koltuğunun altındaki dosyayı yazma pozisyonuna getirdikten sonra, ?efendim ben ....... firmasından geliyorum. Televizyon programları ile ilgili bir anket yapıyorum. En çok hangi televizyonu izliyorsunuz? Diye sordu. Düşünmeden TRT 4 ü dedim. ?Peki başka?? Başka yok dedim. Zira hiç birinin yaptığı programları kalitesizliği yüzünden izlemiyorum. Kartlar uzattı. ?Lütfen birini seçiniz dedi. Birini seçtim. Kazımak için bozuk para istedi. Verdim. ?Aman ne güzel dedi. Islak kuru elektrik süpürgesi kazandınız. Dilerseniz bu ürünü başka bir ürünle değiştirebilirsiniz? Doğrusu şaşırmadım diyemem. Zira şans oyunlarından yana hiç şansım yoktur. Bu ara formunuzu doldurmak için içeri girebilir miyim diyerek içeri girdi. Doğruca bilgisayar odasına geldik. Şans oyunlarında hiç şansım olmadığını yazmıştım. Oyunun ne olduğunu kavramaya başlamıştım. Bu işin altında tezgah vardı.
Efendim sizin bizde kaydınız olmadığını söylemiştiniz. Sizin firmamızın bilgisayarına kaydolmanız için küçük bir alışveriş yapmanız gerekiyor. Örneğin şu ekmek kızartıcısını size verebilirim. Beş sene garantili. Taksitli fiyatı yüz kırk milyon liradır. Peşin almak isterseniz. Seksen milyon ödeyeceksiniz. Hanım efendi o ekmek kızartıcısını kırk milyona almayanları dövüyorlar. Efendim bizimki tam beş yıl garantili. Ne olursa olsun almak istemiyorum. Peki bu şansınız ne olacak? Bakın ne güzel bir elektrikli süpürge kazandınız. Evimde üç tane var, istemiyorum. Bunun üzerine yazdıklarını iptal edip gitti.
Yıllardır televizyonlarda, gazetelerde bu konu ile haberler yayınlanmakta ve halkımız uyarılmaktadır. Kapınıza gelenlerden bir şey almayınız. Hele hele senet imzalamayınız diye uyarılarını sürdürmekteler. Buna rağmen bu tip satıcılar sitemizi sık sık ziyaret etmekteler. Alan var ki geliyorlar. Oysa sattıkları küçük bir cihaz için değerinin on katı bir televizyon, müzik seti veya televizyon vermeleri olası mı? Bunu ne zaman anlayacağız? Daha ne kadar kazıklanmaya devam edeceğiz.
İnternet?te siyaset grubundaki gençler başbakanın attan düşmesini bakın nasıl değerlendiriyorlar. Allahın sopası yok ama işte böyle uyarır. Ben de orman affı yüzünden hızlanan orman yangınlarında yanan hayvanların ahı tutmuştur diyorum. Neyse ki başbakanımız bu kazayı hafif atlatmış. Allah beterinden korusun.
Amerika Türkiye?nin Irak?a asker göndermesi için dayatıyor. Ordunun her işe karışmasından şikayetçi olan hükümet, buna rağmen topu hemen orduya attı. Bu konuda Genelkurmayın karar vereceğini söylediler. Amerika?nın istediği bir tümen asker. Yani ortalama sekiz on bin asker. Irak gibi çok sorunlu olan bölge için bu güç az. Orada askerimizin gereken disiplini sağlaması için sayısının çok daha fazla olması gerekir. Aksi halde can kaybımız çok olur. Gönlümüzün Irak?a asker göndermemekten yana olduğunu da belirtmek isterim.
İklimler mi, yoksa iklimimiz mi hastalandı. Okulda ülkemizde Akdeniz iklimi hakimdir diye öğretmişlerdi. Yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlı. Dün Kumbağ?a bize öğretenlere inat gibi göz açtırmayan yağmur yağmış ve her taraf göl olmuş. Aynı günün akşamı Silivri?ye de yağmaya başladı. Şüphesiz ay çiçek ürünü için bu yağışlar çok yararlı. Tütün ve pamuk içinse çok zararlı. Adamın iki kızı varmış. Birini tuğlacıyla, birini de tarımcıyla evlendirmiş. Tuğlacıyla evli olan ah baba demiş. Bu yıl kurak giderse kocam bana kürk manto alacak. Diğer kızı da bu yıl yağışlar bol olursa bereket olacak ve bana kocam kürk manto alacak deyince adam biriniz bu kürk mantoyu giyecek ama bakalım hanginiz demiş. Yaz yağmurları işte böyle. Kimini güldürür, kimini de ağlatır.
Gülen bir Türkiye dileğiyle.
                              Özcan Nevres
ozcannevres@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Baykuş ve Serçeler
ADD nin Uyarıları
Bozuk Orman Arazisi Arıyorum
Bir İstek Üzerine
Uyan Ey Türkiye Uyan
Televizyonda İçine Eder Hanım
Küçükçekmece Gölü
Yeni Yıla Bakarken
Dürüst Olabilmek
İşkence Suç Mu

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bilim Nereye Gidiyor?
Siyasetin İçinden
Pazar Günkü Gezimiz
Çok Sevmiştim Bu Kenti

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Acılarla Yaşamak [Şiir]
Özleyiş [Şiir]
[Şiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Şiir]
Sevgiliye [Şiir]
Seni Düşündüm Yine [Şiir]
Alın Götürün Beni Dalgalar [Şiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Şiir]
Bir Rüzgardır Yaşamak [Şiir]
Uyan Be Memet [Şiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan Fazıl hüsnü Dağlarca


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.