Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Bu gün yine ev aramak için Büyükçekmece?deydik. Dönüşümüzde Mimar Sinan kavşağını geçtikten sonra sağımızda uçak sesini andıran bir ses yükseldi. Ne olduğunu anlamadan kırmızı bir BMV ya da Mersedes araba geçti. Aynı ses bu kez de solumuzda gürledi. Yine bir kırmızı araba ses duvarını aşmış bir uçak gibi yanımızdan uçtu gitti. Meğer iki araba yarışıyorlarmış. Nerede? Yetmiş kilometre hız sınırı olan bir yerleşim alanında. Önlerine gelen arabaları sağlayıp sollayarak uçup gittiler. Henüz beş yaşını doldurmamış olan torunum korkuyla arabamızın içine büzüldü. Neden sonra annesi kalk oğlum onlar artık gittiler dedikten sonra yavaşça doğrulup etrafına bakınmaya ve olanları anlamaya çalıştı. Kaç gündür Silivri ile Büyükçekmece arasında mekik dokuyorum. Yol boyunca tek bir trafik kontrolü ile karşılaşmadım. Tek tük karşılaştığımız polis arabalarındaki polisler vazoya konmuş çiçekler gibi yol boyunu süslemekten başka bir iş yapmıyorlardı. Eğer o polisleri görmeseydik haykırmamız gerekecekti devlet nerede diye. Devletin polisi oradaydı ama...... İçişleri Bakanı ne diyor genelgesinde. Bundan böyle yol boyunca polis görülmeyecektir. Gizlendikleri yerden kuralları ihlal edenler izlenip yakalanarak cezalandırılacaklardır. Bu kararı masa başında vermek çok kolay. Sayın bakan korumalarıyla, es kortlarıyla gideceği yere gidiyor. Bir de es kortsuz ve korumasız çıksın yola. Bakalım saçını başını yolar mı? Yolmaz mı? İnanın hayatım boyunca böylesine çılgın bir yarış görmemiştim. Hem de trafiğin en yoğun olduğu akşam saatinde. Hani devlet Anayasamıza göre vatandaşının mal ve can güvenliğini korumakla yükümlüydü? Böyle mi sağlanır güvenlik. Nice günahsız insanlar bu trafik magandaları yüzünden yaşamlarını yitirdiler. Böyle giderse daha kim bilir nice canlar hiç uğruna yitip gidecek. Devlet devlet olma görevini mutlaka yerine getirmelidir. Bu magandaların yaptıkları çılgınlıklara mutlaka dur diyebilmelidir. Yol boylarına sokak sakinleri tarafından hız kesici önlemler almalarına hep kızardım. Her önüne gelen kafasına göre bir trafik önleme almaya kalkışırsa yollar yürünmez olur derdim. Bu hız delilerinin yaptıklarını gördükten sonra onun adı delidir, ne yapsa yeridir sözüne yürekten katılmaktan başka elden ne gelir? Oysa delinin ne yapsa yeridir olmaması gerekir. Zira delinin yeri kara yolları değil, akıl hastaneleridir. *** On bin öğrenciye özel okul kapılarını açacak olan yasayı Cumhurbaşkanımız laiklik karşıtı eğitim veren okullara fırsat vermemek için veto etti. Buna karşın Milli Eğitim Bakanı önemi yok yine çıkar diyebiliyor. Yine biz bu filmi daha önce görmüştük dedirten bir gelişme. Demokrat Parti ile ordu arasında ki restleşme Yassı adada son bulmuştu. Bize restleşme gerek değil. Huzur gerek. İş, aş gerek. Bu sabah erken saatte gazetelerimi almaya giderken genç bir kadın çöp bidonunun içine sarkmış günlük nafakasını arıyordu. Bulduklarını atla çekilen arabasına dolduruyordu. Oldukça genç, onca kir, pas ve hırpaniliği içinde bile güzelliği göze çarpan bir kadın. Namusuyla yaşamak için, bakmakla yükümlü olduğu ailesini namusuyla kazandığıyla geçindirmeye çalışan bu kadını alnından öpmek geldi içimden. Yanlış anlaşılır korkusuyla yapamadım. Bu ve buna benzer insanları yürekten kutlarım. Çöp bidonlarında kirlenen eller kirlenen namusa benzemez. Namus lekesi kalıcıdır. Çöplerle kirlenen eller suyla sabunla yıkanır ve temizlenir. Tuttuğunuz altın olsun. Sakın yaptığınız iş yüzünden utanç duymayın. Sizlere insanca yaşamanızı sağlayacak bir iş sahibi olmanızı sağlamayı beceremeyen yöneticiler utansın. Üstelik sizler, bizlerin bir türlü beceremediği geri dönüşümü, attıklarımızı ekonomiye kazandırmayı başaran çok değerli insanlarsınız. Yaptığınız işten utanç değil, gurur duyun. Asrımızın düğünü ile ilgili haberleri görmekten gına geldim. Görmekten diyorum zira hiç okumadım. Böyle haberler her zaman içimi bulandırır. İnternet?te bu konuyu tartışan ve asrımızın düğününü savunan gençlere bir soru yönelttim. Büyüklerinize sorun. İsmet Paşa iki oğul ile bir de kız evladını evlendirdi. Onların düğünleri ile ilgili ne biliyorlar? Ben o düğünlerle ilgili hiçbir şey anımsamıyorum. Eskiler lütfen kafanızda geçmişi bir yoklayın. Bu gençlerin evlenmeleriyle ilgili aklınızın köşesinde yer etmiş bir anınız var mı? Yoksa İsmet Paşa bu ülkenin Başbakanı değil miydi? Özcan Nevres ozcannevres@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |