..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Öküzün rengini dışında, insanın rengini içinde ara. -Mevlânâ
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Mehmet Sinan Gür




3 Ekim 2003
R. T. Erdoğan Türkiyeliliği Keşfetti.  
Mehmet Sinan Gür
Belki de gerçekten iyi niyetlidir.


:BDAG:
   R.T. Erdoğan Türkiyeliliği keşfetti. (Ama yurtseverliği değil) Hürriyet yazarları Oktay Ekşi ve Cüneyt Ülsever başbakanı birçok konuda destekledikleri halde bu konuda yerin dibine soktular. Sebebini anlayabilmiş değilim. Türkiyeliliği sevmediler. Ben bu konuyu Kürt milliyetçileriyle, Türk Milliyetçileriyle, Sosyalistlerle konuştum. Hiçbiri sevmiyor. Anlaşılan AB yanlıları da sevmiyor. Başka zamanlarda insanların eşitliği üzerine toz kondurmayan bu adamlar Türklük söz konusu olunca esas kimlik, başat kimlik demeye başladılar. Benim anlayışıma göre Türkiyelilik Türklüğün, Lazlığın, Kürtlüğün üzerinde, bir üst kimliktir. Aynı zamanda şimdi uygulanmayan anayasamızın bir gereğidir.
   Peki RTE neden Türkiyeliliği sevdi? Biraz irdeleyelim.
   -Onun aklında kanımca hep dine dayalı bir devlet olduğu için Türkiyelilik denen şey işine gelmiş olabilir. Peki neden bunu gündeme getirdi? Belki sivillerle birlikte milliyetçiliğe dayalı ordunun gücünü kırmak istemiştir. Böylece Türkiye dine daha yakın olacak diye bir hesap içinde olabilir.
   -Belki de gerçekten iyi niyetlidir. Bu çok uzak bir olasılık. Benim anladığım Türkiyeliliğin ayrılmaz parçası vatanseverliktir. Yoksa bir başına bir anlam taşımaz. Karşındakinden önce yanındakine güveneceksin. İşte bu kadar basit.
   -Birçok olay ve davranıştan anlaşıldığı üzere AKP, 80li yıllardaki Turgut Özal ANAP'ının bir devamı niteliğindedir. ANAP ve Özal o zamanlar 4 siyasi eğlimi birleştirmek gibi bir şey attılar ortaya. Yani ne olursan ol ama gel, bereber 'iş' yapalım. Önemli olan para kazanmak olunca siyasi görüşün hiçbir önemi kalmıyor. Sanırım şu anda o dönemden ve ANAP'tan 7-8 bakan yine bakanlık yapıyor. Özal'ın ve Erdoğan'ın geliş yolları farklı olmakla birlikte buluştukları nokta aynı oldu. Erdoğan'ın 'din eksenli parti değiliz' derken anlatmak istediği şey bu. Çünkü üstlendiği görev bunu gerektiriyor. Bu bakımdan Türkiyeliliği savunması garip karşılanmamalı.
   Benim söylediğim Türkiyelilik ve yurtseverlikle aradaki fark: Kaypak bir zeminde nereye isterseniz oraya çekilebilen, Tüccar zihniyeti ile ve başkalarına hizmet amacı ile bir yaklaşım. Yoksa Türkiyeyi bu zor durumdan kurtarayım, bağımsız olayım diye bir düşünce yok.
   Sizin de bu konudaki düşüncelerinizi bekliyorum. Ek olarak yazarsanız çok sevineceğim.
   Saygılar
   3.Ekim.2003

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Evet
Gönderen: polat / izmir
8 Ekim 2003
Akp iktidarı ve RTE her alanda olduğu gibi bu konu hakkındaki görüşlerindede samimi değil. Özal zihniyetinin devamı olduğu konusundada sizinle hemfikirim. Türkiyenin bu zihniyetlerle uğraşması kaderimidir bilmiyorum. Ama her zaman söylediğim gibi hata toplumumuzun bireylerinde. Saygılar...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cola Turka Üzerine
Sultanahmet Camii Avlusunda Çirkin Standlar
Seçim 2002 Sonuçları ve AKP
Türkiye'de Petrol Var!
Seçim 2007 Sonuçları ve Akp
Fransız Demokrasisine Bakın
İzedebiyatta Yenilikler Tartışması Forum Notları
01 08 Cinayetin Sorumlusu Kim?
01 07 Amerikan Rüyası
Kitap - Af Eski Bir Gelenek

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayşe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuş
Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi
Empati Kelimesinin Anlamını Hrant Dink'ten Öğrendim
Sezen Aksu Konserinin Düşündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaşı
Boykot Bütün Dünyada Yayılıyor
İngilizce Eğitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoğlu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.