CHP de Son Dans
Beklenen beklendiği gibi oldu ve Baykal karşısına çıkma cüretini gösteren üç adayı seçimsiz eledi. Türkiye'de demokrasiyi kuran partinin büyük kongresinde demokrasinin çanına ot tıkandı. Kendisine rakip olacak adayları tüzük oyunlarıyla engelleyen Bayka'ın ülkenin her yanına heykelleri dikilmeli, köylere, mezralara bile büstleri konulmalıdır. Kaidelerine de şu sözler derince kazılmalıdır. Tarihi CHP nin tarihi misyonunu sona erdiren genel başkan Deniz Baykal.
CHP Baykal'a rağmen yerel seçimlerde önemli başarılara imza atacaktır. Nedeni ise bu partinin bünyesinde çok değerli kişilerin bulunması. Silivri Belediye Başkanı Selami Değirmenci, partisinden ayrılmadan önceki tartışmalı toplantılarından birinde "ben son seçimde CHP nin tüm yerleşim birimlerinden alınan oyların çok fazlasını merkezden alarak seçildim. Bağımsız aday olsam seçilmeyi yine başarırım" Seçim sonuçlarına bakıldığında Selami Değirmenci'nin haklı olduğu inkar edilebilir mi?
Solda birleşme gereklidir diyenler için genelde adres olarak CHP gösteriliyordu. Baykal'ın seçilmesiyle adres değişikliği kaçınılmaz oldu. Peki yeni adres hangi parti olabilir. DSP gücünü tamamen yitirmiştir. Murat Karayalçın'ın kurduğu partinin ne adı var ne de sanı. İsmail Cem'in YTP si büyük bir suskunluk içinde. Hepsini bir araya toplasanız baraj sınırının yarısına zor ulaşırlar. Bu durumda Türk solunun sağa teslim olması mı gerekir? Solun bu karabasandan kurtulması için tek bir umar var. Yeni bir parti ve yeni bir lider yüzü. Önümüzde yerel seçimlere yeni partiyle girme olasılığı hemen hemen yok gibi. Bu durumda il ve ilçe teşkilatlarında kuruluşunu tamamlamış bir partiye yeni bir vitrin kazandırarak yola devam edilmesi gerekir. Bu parti de bence YTP olabilir. Seçim kaybetmiş liderlere köşeye itilmek ağırlarına gidecektir ama, solun eski gücüne kavuşması uğruna bunu sineye çekmelidirler. Aksi halde tüm sol partilerin liderleri ancak solun cenaze töreninde buluşurlar.
Siyasi partilerde başarı liderden geçer. Eğer lider kendisini halka kabul ettirirse kitleler, partinin tüzüğünü bile inceleme gereği duymadan liderin peşinden giderler. Turan Feyzioğlu'nun öğrencilerine söylediği çok ün yapmış bir sözü vardı. "Nabza göre şerbet vermeyin." Oysa tarih boyunca sivrilen liderlerin tümü nabza göre şerbet verdikleri için o güce ulaşmışlardı. En korkuncu ise Hitler'in Almanlara bir dünya egemenliği vadederek iktidara gelmiş olmasıdır.
Eğer solda birlik sağlanabilirse solun yeni lideri, ülke gerçeklerini açık ve samimi bir dille iktidar olduklarında neler yapılabileceğini anlatması gerekir. Halka karşı inandırıcı olmalıdır. Bu güne kadar oy fabrikası olarak nitelenen köylülerin ayaklarına giderek, ülke kalkınmasında köylülerin önemi anlatılmalıdır. Köy demek tarım ve hayvancılık demektir. Hayvancılıkta ve tarımda gerilemenin nedenleri iyi araştırılıp çözümünün anlaşılır bir dille köylülere anlatılması sonucu sol gücünü köylerden başlayarak arttıracaktır. Büyük yerleşim birimlerinde ise her evin küçük el sanatları fabrikası olması için gerekli araştırmalar yapılıp seçim bildirgesinin içinde yer alması da büyük önem taşır.
Dağınıklıktan kurtulmuş, güçlü bir sol dileğiyle
Özcan Nevres
ozacannevres@hotmail.com