|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
14 Ocak 2004
Mini Sosyal Bilimler Ansiklopedisi - Cilt II
J-R
Anýl Gökpek
Bunun nesi olaðanüstü þimdi? Olmuþ bitmiþ iþte. Lütfen sýfatlarý bol keseden, düþünmeden kullanmayalým. |
|
-J- JÜRÝ ÖZEL ÖDÜLÜ: “Aslýnda sizi ödüle layýk görmedik, siz de farkýndasýnýzdýr zaten. Bütünüyle iyi olduðunuzu düþünseydik sizi birinci seçebilirdik. “Elimizi kolumuzu baðlayan yok ya...” demeyi de çok isterdik ama yalan söylemeye ne hacet? Evet, acý ama gerçek olan þu ki elimiz kolumuz baðlý. Bizi de baðlayan bazý þeyler var ne yazýk ki. Biz Jüri Heyeti olarak Satýþ Garantisi bulunan eseri birincilikle ödüllendirdik, ne ki, (açýk konuþalým) bahsi geçen bu eser sizinkinin eline su bile dökemez. Ancak sizin eseriniz de sadece kapalý bir çevre tarafýndan anlaþýlabilecek, bir parça örtük bir çalýþma. Bu durumda sizi Yüksek Prestij taþýyan Birincilik payesi ile ödüllendiremiyoruz. Onun yerine Daha Yüksek Prestiji bulunan uyduruk isimli bir þey ile þereflendiriyoruz. Aslýnda Birincilik Ödülünü veren de biziz, Jüri Özel Ödülünü veren de. Lütfen bizi anlamaya çalýþýn, Sevgilerimizle. Jüri. Not: Siz bizim için her zaman özeldiniz ve öyle de kalacaksýnýz.” -K- KORKU: Sami paþazade Sezai'nin 'Sergüzeþt' adlý romanýnda þöyle bir sahne yer alýr: Romanýn kahramaný Dilber bir esirciye satýlýr ve ayný gün esirci diðer tüm esir kýzlarý, kendi aralarýnda konuþtuklarý için, Dilber'in gözü önünde acýmasýzca kýrbaçlar. Sonra da onu 'söz dinlemeyenler'in baþýna gelebilecek sonuçlar konusunda uyarýr. Bu sahneyi okuduðumda aklýma bir ilkokul aným gelmiþti. 1987-88 eðitim yýlýydý, Bornova'ya yeni taþýnmýþtýk ve ben dönemin ortasýnda evimize yakýn bir ilkokula geçiþ yapmýþtým. Yeni bir okul, yeni bir öðretmen, yepyeni bir sýnýf... Ýlk ders... Tanýþma faslý... Ve ardýndan ödev kontrolü... Yapmamýþ olanlar -ki sýnýfýn neredeyse tümü yapmamýþtý- oradaki ilk günümün ilk dakikalarýnda, henüz hiçbiriyle doðru dürüst tanýþma fýrsatý bulamamýþken, gözlerimin önünde sýra dayaðýndan geçtiler. Sanki hepsi 'kurtar bizi' dercesine bana bakýyormuþ da elimden hiçbir þey gelmiyormuþ gibi -zaten ne gelebilirdi ki elimden- kendimden utanmýþ, kafamý önüme indirivermiþtim. Adeta yüzüm yanýyordu. 'Sergüzeþt'i okuyup -istemeden de olsa- bu anýyý aklýma getirdiðimde þunu düþündüm: Dilber'in ve benim 'ilk gün'ümüzde buna tanýk olmamýz rastlantý deðildi demek ki. Bir yöntemdi bu muhtemelen. Bir gözdaðý verme biçimi. Ýþte böyle böyle sýzýyor 'korku' zehri ruhumuza, sinsice ve bir daha gitmemecesine. Yalan ya da romantik bir kurmaca deðil bu, tersine gerçeðin ta kendisi. Korktuk, çekindik, sindik, silindik, kabuðumuza çekildik ve en parlak zamanýmýzda solduðumuzla, kuruduðumuzla kaldýk. Hep o zehri bize sinsice zerk edenler yüzünden. Bizim gerçeðimiz bu iþte. Ve artýk kimse de çýkýp, "Neden bu ülkenin gençleri böyle silik, korkak, ve neden bu kadar suça ve intihara eðilimli?" diye uzman sorularý sormasýn.O kadar uzmandýnýz da o zaman nerelerdeydiniz? -L- LAMBADAKÝ CÝN: Ýþte insanoðlunun ne kadar dar görüþlü, sýð ve geliþmeye kapalý olduðunu gösteren semboller içinde en bilindik olaný. Önce elinize bir lamba geçiyor. Sonra (Hangi akla hizmetse artýk?) siz tutup onu okþuyorsunuz. Haydi buraya kadar olanlara 'eyvallah' dediðimizi varsayalým. Ama sonrasý gerçekten de pek feci Lambanýn içinden bir cin çýkýyor -ki ne idüðü belirsiz- ve diyor ki "Dile benden ne dilersen. Yalnýz dikkatli ol. Sadece 'üç' dilek dileme hakkýn var, ona göre kullan bu üç hakkýný." Ýstediðiniz üç þeyi, ne olursa olsun, sorgusuz sualsiz yapacaðýný söylüyor adam. Ama kendisi bir lambada ikamet ediyor. Hadi bunu da þöyle açýklamaya çalýþalým: Adam her þeyi elde etmekten sýkýlmýþ ve dünya nimetinden el-ayak çekip kendini hayýr iþlerine vermiþ. Mantýklý. Ancak mantýk -her zaman olduðu gibi- insanoðlunun verdiði cevapla son buluveriyor. Bu cevabýn kesin bir biçimi olmasa da, ortalama olarak cevap þudur: "Bir saray, bir sürü cariye, harcamakla bitiremeyeceðim kadar da para." Ne kadar da safsýn be adam! Niye isteðine sýnýr koyuyorsun ki? Saray istedin de ya krallýk yýkýlýr da cumhuriyete geçiliverirse? Ya cariyeler? Ýþ iþten geçince ne olacaklar? Ya para? Aþký satýn alabilecek mi? Ya da saðlýðý? Ne mi yapacaksýn? ‘Ýstediðim zaman istediðimi yapma gücünü ver bana.’ Desene! Neden sonsuzu istemiyorsun? Dilini baðlayan mý var? Yoksa oyunun kurallarýna mý uymuyor? Cin efendidir, bu konuda zorluk çýkaracaðýný hiç sanmýyorum. Bence denemeye deðer. Ýþe yaramasa da geriye iki hakkýn daha kalýr. Yani paraný yine de kurtarýrsýn. Seni saf seni! -M- MAYMUN ÝÞTAHI: Hayvanýn yiyip yiyeceði tek þey muz deðil mi? Yani göz göre göre zavallý bir türü bu kadar aþaðýlamanýn, bu kadar rencide etmenin ne alemi var ki? -N- NEDEN: Çünkü. -O- OLAÐANÜSTÜ: Bunun nesi olaðanüstü þimdi? Olmuþ bitmiþ iþte. Lütfen sýfatlarý bol keseden, düþünmeden kullanmayalým. -Ö- ÖLÜMSÜZ DÜNYA: Dünya üzerindeki yaþam ölümlüdür; yaþamý ve/veya dünyayý ölümsüz kýlan ise geride býraktýðýmýz izlerdir. Burada ister istemez çok bilinen bir tartýþmaya baðlanýyoruz: Sanat sanat için midir, toplum için mi? Bize kalýrsa doðrusu ikisi de deðildir. Sanat iz býrakmak içindir. Sanat sadece toplum için olsaydý içeriðinde sadece didaktik öðeler bulunmasý gerekirdi ki, bu -örneðin- yazýlmýþ ve yazýlacak tüm romanlarý 'vatandaþlýk bilgisi' kitaplarýna çevirebilirdi. Diðer yandan sanat eðer sadece sanat için olsaydý ortaya yalnýz dönemin etkin olan ekolüne birebir uyan yapýtlar çýkardý ki bu eleþtirelliði ve özgünlüðü sýfýr noktasýna çekebilirdi. Ýkisi de etkilidir elbette, ne var ki sanat bütünü bütününe ne onun içindir ne de öbürü için. Sanat iz býrakmak içindir. Sanat insanoðlunun ölümsüzlük iksiridir. Örneðin, Lorca'yý dilediðimiz kadar öldürelim býraktýðý izi silemeyiz, deðil mi? Bir sanat eserinde sonuca varmanýn milyonlarca yolu bulunabilir. Her insan ortada duran bir romandan bir milyon tane birbirlerinden farklý gidiþat, bir milyon tane farklý yorum çýkartabilir. Bu arada yazar ölsün varsýn. Bir milyon yorum daha çýkar, çünkü kitap okundukça devam eder yaþamaya. -P- PLATONÝK AÞK: Platon kime aþýktý acaba? -R- RAHATSIZLIK: Bu rahatsýzlýk nedensiz mi? Nedenli mi? Sevememekten ya da sevilememekten mi? Sonsuz isteyip asla elde edememekten mi yoksa? Bu rahatsýzlýk zamanýndan önde olmaktan mý, geride olmaktan mý? Ya da tam zamanýnda olmaktan mý? Bu akýllý olmaktan, bilemedin aptal olmaktan mý? Anormal olmaktan mý? Yoksa sýkýcý bir biçimde normal ve týpatýp ayný olmaktan mý? Bu rahatsýzlýk olmaktan mý? Olmamaktan mý? Zorunda olmaktan mý? Yoksa zoruna gittiðinden mi? Çok basit göründüðünden mi? Ya da çözemediðinden mi? Duyup da cevap veremediðinden mi, cevabýný duyuramadýðýndan mý? Bu rahatsýzlýk rahattan mý? Bu rahatsýzlýk baðlanmaktan mý, özgürlükten mi? Bu çözdüðünden mi, çözülüverip gittiðinden mi? Bu rahatsýzlýk ardýndaki ‘aþýklar-sürüsü’nden mi yoksa aslýnda baþkalarýnýn ardýndaki o sürülerden birinde olduðundan mý? Bu rahatsýzlýk cidden mi, bazen mi, masken mi, kasten mi? Bu onlardan mý? Senden mi? Bu krizden mi? Özden mi? Bu neden mi? Yoksa bu ortada birçok sorun varken uygun bir cevabýn olmadýðýndan mý?
Söyleyeceklerim var!
Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazýlarý
yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz
ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz,
yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.
Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.
|
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
|
Kayýp kuþak gerçek mi? Yoksa sadece bir efsaneden mi ibaret?
Etkilendiði Yazarlar:
Oðuz Atay, James Joyce, Sabahattin Ali
|
|
bu
yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler |
|
|
|