Umutsuzluğa düşmeyin. -Charlie Chaplin |
|
||||||||||
|
İsrail tanklarının karşısında bir avuç çocuk canlarını ortaya koyarak bir tankı taşlıyorlar. Tek bir tank ve çocuklar. Çocuklar ellerindeki taşları fırlatarak dedelerinin tank olmuş demir yığını kafalarına fırlatıyorlar. Dedelerinin taş kafaları bir gün demir olup torunlarına ölüm kusturacaklarını düşünememişler. Nasıl düşünebilirlerdi. Taş kafa düşünebilir mi? Çocuklar fırlattıkları taşlarla dedelerinin kafalarını kırmaya çalışıyorlar. Zira onların da kafaları taştan farksız. Ne taşladıkları tankın dedelerinin kafasının ürünü olduğunu, ne de taşla demir yığınının etkisizleştirilemeyeceğini düşüne biliyorlar. Nice yıllardan beri kimse onlara düşmana karşı en büyük silahın düşmanının kullandığı silahlarla olabileceğini kimse öğretmemiş onlara. Belki de o çocukların taş kafalılıktan kurtulmalarından korkuyorlar. Tankların açtığı ateş sonucunda ölen arkadaşlarını feryatlarla ambulansa taşıyorlar. Eyyyy geri kalmışlığın utanç abidesi çocuklar!!! Önce dedelerinizin mezarlarına gidin. Mezarlardaki taşlara sorun. Biz düşmanlarımız karşısında neden hep yeniliyoruz ve hep yenilgilere mahkum edildik. Taşlardan bir konuştuğunda hiç şaşırmayın. Taş diyecektir size. Sizin dedeleriniz vatan topraklarını günlük çıkarları uğruna düşmanlarına satmışlardı. Belki de hatalarını öğrenemeden bu dünyadan göçüp gittiler. Hep günlerini gün etmek için yaşadılar. Batıda teknoloji denilen devler önlenemeyecek bir hızla büyürlerken, dedeleriniz o yarışa gireceklerine işlerini hep Allah’a havale ettiler. Oysa Allah çalış kulum vereyim diyordu. Dedelerinizin kafaları taş olduğundan bu Allah emrini hiçbir zaman dikkate almadılar. Siz şimdi dedelerinizin günahlarını ödüyorsunuz. Kırın kafanızdaki taş duvarı. İnsan olmanın gerektirdiği gibi düşünmeyi keşfedin. İşte o zaman tanklara karşı ancak tanklarla savaşabileceğinizi öğrenirsiniz. Eğer bunu öğrenemeyecek ve başaramayacaksanız, kırın boynunuzu ve İsrail oğullarının emrindeki köleliğinizi sürdürünüz. Eyyyyy Talat…. Yazık çok yazık. AKEL e evet oyu vermeleri için yalvarmaya gittiğinde seninle görüşmeyi bile kabul etmediler. Bu durumdan ders aldığını sanmıyorum. İleride ne olacağını düşünmenize gerek yok sayın Talat. Yüzünü Filistinlilere çevir. Orada yaşananlardan geleceği çok iyi görürsün. İş işten geçmeden bu gerçeği kafana iyice kazı ve tutumunu gerektirdiği şekilde değiştir. Eğer değiştirmezsen çocukların ve torunların Filistinli çocuklar gibi düşman tankları ile taş atarak savaşacaktır, ya da savaştığını zannedecektir. Belli ki Girit’ten ders alamamışsın. Girit’te yaşananların üzerinden neredeyse yüz on beş yıl geçti. İnsan belleği unutkanlıkla sakattır. Belki deden o günlerde yaşananları yaşamadığı için sana anlatmamıştır. Size kimsenin bir şeyler anlatmasına gerek yok. İşte Filistin orada. Renkli camlarda yaşananları hep birlikte izliyoruz. Bu olan bitenleri gördükten sonra da halen evet diyebiliyorsan yolun açık olsun. Gerçekler bir inşaatın üst katından kafana düşen tuğlalar gibi canın yandığında ne yazık ki iş işten geçmiş olacak. Özcan nevres ozcan@nevres.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |