Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Aşk yaşamaktır Mesleğim gereği tanıdığım Polis Merkezi’nde gecenin geç bir vaktinde polis arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Bilmem bileniniz var mı, Polis merkezlerinde (karakollarda) gece demlenen çayın tadı her zaman bir başka olur. Ağır ağır kaynar su, yavaş yavaş demini alır çay. İşte o bana göre ve benim gibi tiryakilerin çok hoşuna gittiği çayın demini almasını beklediğimiz bir esnada, yan odada bulunan koğuştan sesler yükselmeye başladı. Kulak kabartıp dinledim... En yüksek perdeden, biraz da ağlamaklı, aynı zamanda da ses ve ifade şeklinde sarhoş olduğu belli olan şahıs: -‘’siz’’ diyor, ‘’benim yerimde olsanız aynısı yapmaz mısınız?..’’ Rütbeli polis arkadaşa sordum; -Kim bu? -Bilmiyorum, sarhoşun biridir. -Derdi neymiş? -Bilmiyorum, sen otur ben geliyorum. Rütbeli memur odadan ayrıldı, bir süre sonra tekrar odaya dönüp, kapıdan, ‘’gel’’ dedi, ‘’Gel de kendi gözlerinle gör, kulaklarınla işit.’’ Birlikte odaya seslerin geldiği yan odaya geldik. Henüz 18-19 yaşların da bir genç. Üstü başı dağınık, ellerini yüzüne kapatmış, bir taraftan ağlıyor, bir taraftan da kendi kendisine söyleniyor. -Dertliyim abilerim, dertliyim... ‘’Derdin ne?’’ diye sordum, gayri ihtiyari.. -Derdim büyük.. deyip, devam etti: -Ben seviyorum abi. Çok seviyorum. Hergün akşam pencerenin önüne çıkardı, görürdüm, bugün telefonlarıma bile cevap vermiyor. Ne yapacağım ben abi. Biran durakladım. Yanımda hafif gülümsemeyle konuşmaları dinleyen yetkili memura dönüp, ‘’artık aşıkları da mı karakola getiriyorsunuz?’’ diye esprili bir soru yöneltmeye kalkışacaktım ki, yetkili polis memuru lafı ağzımdan aldı: -Belediyenin yol kenarına yaptırdığı, parkların içerisindeki elektrik lambalarını kırmış. Yani devlet malına zarar vermek, çevreyi rahatsız etmekten getirmiş arkadaşlar. Tekrar, gence döndüm, ‘’sevdiğin için mi elektrik direğini, lambasını tahrip ettin?’’ diye kordum. Genç, ezberlediği kelimeyi tekrar etti, ‘’Sen benim yerimde olsan ne yapardın abi!’’ -Ben sevdiğim için hiç kimseye, hiçbir şeye zarar vermezdim. -Benim yerimde olsan daha fazlasını yapardın abi!. ‘’Yapmazdım’’ dedim, ve yetkili memurla birlikte öteki odaya geçtik, konuştuk. .... Bu anlattığım öykü yaşanmıştır. Ve hiçbir zaman bu ve buna benzer olayları anlayamamışımdır. Bir sevgiden bahsediyoruz, sevdiğimiz söylüyoruz ve tahrip ediyoruz. Sevmek tahrip etmek değil ki. Sevmek yaşatmaktır, daha güzel hale getirmektir. Kendi kendime düşünüyorum, sesli olarak düşünmeye çalışıyorum. İnsan sevdiğini söylediği karşı cinsten birisi kendisine kırılınca, çevresine veya kendisine zarar verebilir mi? Bence veremez, vermemelidir. Eğer veriyorsa, onun içerisinde beslediği duygu sevgi değildir. Sevginin yoğunluğu değil, bastırılmış arzunun, ihtirasın, kin ve nefretin dışa vurumundan ibarettir. Sevgiyi aşkı kendisine kalkan edip, sevdiği(!) uğruna aşk adına herhangi bir şeye zarar verenleri düşünüyorum, kendimce akibeti hiç de parlak görmüyorum. Düşünün bir kere, bastırılmış duygularını küçük bir gelişme karşısında şiddete başvurup, dışa vuran bir insan, sevdiğini, aşık olduğunu söylediği karşı cinsten birisiyle bir ömür boyu birlikte olmaya karar verdiğinde, bu karar doğrultusunda yaşam sürecine girildiğinde, beklemediği bir gelişme ile karşılaşırsa ne olur? Ne olur? Bu sorunun yanıtını sanıyorum sizlerde hergün gazete sahifelerinde okuyorsunuz. Sevmek yaşatmaktır, aşk yaşama biçimidir. Seven ve aşık olmasını bilen hiç kimse, hiçbir şekilde yüreğinin bir köşesinde kin ve nefrete yer veremez.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Seyfi Çelikkaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |