..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarını düşünmedim. Tersine yaşam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onları seçti. -Juliette Binoche
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Çeviri > Ali Osman Öztürk




26 Ocak 2002
İfade  
Ali Osman Öztürk
Alman yazar Weisenborn'dan Nazi dönemine ilşkin bir öykü.


:CIDE:
Günther Weisenborn

İfade

Akşam saat ona doğru, hayatım pahasına tıkladığımda, kerevetin üzerinde yatıyor ve yün battaniye altında kurşun kalemle duvara tıkırdatıyordum. Her an hücrenin içindeki lamba yanıyor ve nöbetçi, gözetleme deliğinden içeri bakıyordu. Ben de sessizce yatıyordum.

Açılış olarak tekdüze aralıklarla başladım. O da aynı şekilde yanıt verdi. Sesler, çok uzaktan geliyormuş gibi derin ve hafifti. Bir kez tıkladım –a, iki kez tıkladım –b, üç kez tıkladım –c.

Düzensiz aralıklarla bir şeyler tıkladı, anlamamıştı.
Yineledim, gene anlamadı.
Yüz kez yineledim, bir türlü anlamıyordu. Sıkıntımı gidermek için, alnımdaki teri sildim. Bu kez o, benim anlamadığım bazı işaretler tıkladı, benim tıkladığım işaretleri de o anlamadı.
Çaresizlik içindeydim.

Bazı işaretleri vurguyla tıkladı, bunları daha hafif olanlar izledi. Acaba bu mors alfabesi miydi? Mors alfabesini bilmiyordum. Alfabede 29 harf vardı. Her harfi, alfabede bulunduğu sıra sayısınca tıkladım: H’yı on kez, P’yi yirmi kez.

Karşıdan farklı aralıklarla tıklamalar geldi, hiç bir şey çıkaramadım. Saat iki olmuştu. Kesinlikle anlaşmalıydık. Tıkladım:
. = a, .. = b, ... = c
Çok hafif ve uzaktan yanıt:
-. -. - ..
Anlaşılmamıştı. Ama ertesi gece birden doğru yanıt geldi, yine çok hafif ve emin:
Sonra belirgin işaretler: bir kezlik tıklama sesi. Bu A harfi olmalıydı. Sonra saydım on yedi tıklama: N. Sonra, nefesimi tutarak soğukkanlı olarak saydığım L takip etti. Sonra I, sonra Y, sonra O, sonra R, sonra U, sonra M.
... anlıyorum...
Battaniyenin altında hareketsiz ve sevinçli bir halde yatıyordum. Ağızla değil, ellerimizle, beyinden beyine temas kurmuştuk.

Aklımız, Gestapo bodrumunda, ağır hücre duvarlarının üstesinden gelmişti. Terden sırılsıklam olmuş, kurduğumuz temastan çok etkilenmiştim. İlk insan kendisinden haber vermişti. Tıklayarak şu mesajla yetindim:
... iyi ...
Korkunç derecede soğuktu, hücrenin içinde günde 20 kilometre aşağı yukarı geziniyordum, bu ayda 600, dokuz ayda 5400 kilometre ediyordu, aşağı yukarı Paris’ten Moskova’ya kadar bir mesafe, bekleyen kilometreler, titreyerek, ölümle biten kaderimi bekleyerek. Bunu biliyordum, ve komiser, “başımın yerinde” olmayacağını söylemişti.

İkinci ifade verilmişti ve bunun değiştirilmesi olanağı yoktu. Fakat K. Bu ifadeyi geri alırsa, bir umut vardı. Gece karşıya tıkladım:
“İfadeni .... geri ..... almak .... zorundasın.....”

Yanıt verdi:
“Neden?”
Ben: “Bana ... karşı .... ikinci .... ifade ..... ölümüm .... demektir....”
O: “Bunu .... bilmiyordum...”
Ben: “Burada .... gerçeği .... söylemek .... için .... bulunmuyoruz....”
O: “Geri ... alıyorum ....”
Ben: “Teşekkür....”
O: “Yarın ...”
Ben: “Neye .... ihtiyacın .... var....”
O: “Kaleme...”
Ben: “Yarın .... volta.... atarken....”

Bir anda ışıklar yandı. SS’lerin gözü içeriye baktı. Sessizce battaniyenin altında yatıyordum. Ortalık yine karardı. Gözlerime yaşlar dolmuştu. “Geri alıyorum.” Bunu hiçbir zaman unutmayacağım. Çok hafif ve aralıklarla geliyordu tıklamalar duvardan. Neredeyse duyulamaz bir dizi ses geliyor ve bu, benim için kurtuluşun yolda olduğu anlamına geliyordu. Bu kurtuluş, bir ölüm adayının sadece beyninde mevcuttu, karşıda, hücre sekizde ise görülemeyecek kadar küçüktü. Yarın sözcüklere dökülecek, sonra büroda altı imzalı bir protokol, ve günün birinde her şey mahkeme önüne gelecekti.

“Sonsuza dek müteşekkirim, K.!”

Kalemimin sivri ucunu kırdım ve volta atarken yanımda taşıdım. Hep aynı, tanımadığım altı adam, dar Gestapo avlusunun etrafında dolanıp duruyordu.
Bizim koridorda sırtımız dönük olarak, biri birinden uzak mesafede bulunan üç adama karşı duruyorduk, ve nöbetçi arkamızdan gelene dek birkaç saniye bekledik. Gizlice hücre sekize doğru sıvıştım, kapağı açıp kalem ucunu içeri attım. Kapağı tekrar yavaşça kapattım ve aceleyle yerime döndüm. Masmavi gözlerinin şaşkın bakışlarını, solgun yüzünü, masanın üstüne koyduğu bağlı ellerini hiç unutmayacağım. Nöbetçi köşeden dönüp geldi. Kalbim göğsümden fırlayacakmış gibi çarpıyordu. Hücrelerimize kapatıldık.

Geç vakit tıklama duyuldu: “Teşekkür ...ifadeyi .... geri .... aldım.”
Kurtulmuştum.
Herhalde.

Türkçesi: Ali Osman Öztürk



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Almanya"daki Türk Çocuk Edebiyatı Üzerine Kısa Notlar*
Luise Rinser'de Sevgi, Yaşam ve Ölüm*
Brecht"i Nükteleriyle Anlamak
San Salvador
Afrodit'in Uyluğundaki Leke
Alman tıraşı ve Alman bıyığı
Öykü/ Öykünme/ Höykürme
Kısa Öykü Üzerine (1965)
Sırlara Yolculuk
Pencere

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nasreddin Hoca'nın Şiiri [Şiir]
Bir Şiirdir Yaşam [Şiir]
Hazan Günü [Şiir]
Rudolf Otto Wiemer [Şiir]
Anladım ki... [Şiir]
Sanal Bayramlar [Şiir]
"Göğsünün üstüne iki yıldız/gözlerinin üstüne iki öpücük" [Şiir]
Şair [Şiir]
Ezginingünlüğü [Şiir]
Sadece Dostlarıma [Şiir]


Ali Osman Öztürk kimdir?

Akademisyen, çevirmen, halkbilimci, karşılaştırmacı, eleştirmen.

Etkilendiği Yazarlar:
Bilimsel anlamda Wilfried Buch, Otto Holzapfel, Gürsel Aytaç; edebi anlamda Luise Rinser, Buket Uzuner.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ali Osman Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.