..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Mehmet Atılgan




8 Eylül 2005
Beyin Defilesi  
Mehmet Atılgan


:BECG:
Modacıların işi, sadece insanların dış görünümünü, giysilerini düzenlemek mi? Defileler düzenleyip Tuba Özay’ın üzerinde yaz kreasyonlarını, Deniz Akkaya’nın üzerinde şeffaf bluzları, Selin Toktay’ın üzerinde transparan etekleri, Tülin Şahin’in üzerinde bikinileri, yokinileri sergilemek mi modacıların tek işi?

Bence modacılar, insanın beynini de güzelleştirmekle yükümlüdür. Tabi beyin güzelleştirici modacılar, esas itibariyle öğretmenlerdir, ailedir, kitaplardır, toplumdur ama; bu güzelleştirmeleri de sergileyip beyin defileleri düzenlemek lâzım. Gerçi, insanlar toplumdaki davranışlarıyla, konuşmalarıyla, yaşantılarıyla zaten hep bir defilenin içindeler ama; hangi beyinin güzel olduğunu oturup bir jüri halinde değerlendirip, en iyisini ortaya çıkartmadığımız için çoğunlukla insanlar hakkında yanılıyor, hak etmediği halde bazen insanlara değer veriyor, bazı iyi değerleri gerilerde bırakıyoruz.

Dinlemek, konuşmak ve beynin arkasındaki gerçek niyetler...

Biz sadece insanların söylediklerine bakıp not veriyoruz. Oysa şahsen beni iki şey çileden çıkarıyor; konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak… Bu susanların beyinlerinde nelerin var olduğunu bilmediğimiz için; sadece iyi laf eden ve aslında söylediklerine kendisi de inanmayan kişileri, beynindekileri aynen yansıtanları ayırmakta zorlanıyoruz.

Zorlanıyoruz çünkü; hepimizde ikişer kulak olmasına karşın, bu kulağı değişik biçimlerde, değişik amaçlarla kullanıyoruz. Bazılarımız sadece duymak için ihtiyaç duyuyoruz kulaklara, bazılarımız dinlemek için… Bazılarımız da sadece gözlük takmak için kullanıyoruz o iki kulağı.

Kulak böyle kullanılıyor da, insanlar dillerini yerinde, gereğince, beyninin inandığı gibi mi kullanıyor? Maalesef piyasadaki diller, kulaktan daha beter.
Ortalık Kel Ali’nin bağına dönmüş. Konuşan konuşana, daha doğrusu atan atana…

Çeşitli cenahlardan anlamlı, anlamsız laflar atılıyor ortaya. Tabi herkesin bir hesabı var. Lakin bu atılan laflar, ortalığı karıştırmaktan, gerginleştirmekten, huzuru bozmaktan başka işe yaramıyor. Hatta öylesine çirkin noktalara ulaşıyor ki, insanların özel yaşamlarına hakarete varacak kadar iğrençleşiyor. Kişilerin özel yaşamının kutsallığı, dokunulmazlığı hiçe sayılıp, muhatap kişilerle birlikte ilgili-ilgisiz bir çok insanın rencide olması, aile yaşamlarının olumsuz etkilenmesi en küçük biçimde dikkate bile alınmıyor. Çelişkilerde, tartışmalarda “belden aşağı vurulmaması” gerektiği bilinci oluşmadığı için, “dil”in beyin kontrolü dışında kullanılmasından medet umuluyor.

Böyle olunca da, beyin modacılarına büyük görevler düşüyor. Beyinden nelerin geçip de, dile nelerin yansıdığını; ya da beyinden neler geçmesine rağmen dile hiçbir şeyin yansımadığına sık sık tanık olduğumuz bir süreçten geçiyoruz. Onun için de acilen bir beyin defilesi düzenleyip; ak koyunu, kara koyunu, kimin ne hesabı varsa tüm çıplaklıyla görmek durumundayız. Velhasıl Kel Ali’nin Bağı’na dönen sisli ortamda, kimin ne olduğunu, neyi amaçladığını, neyi düşünüp neyi söylediğini iyi tahlil edebilmek için defileyi tüm dikkatimizle izlememiz gerekiyor. Görünen kısımlar insanları yanıltabilir; defilede görünmeyen kısımları da görme imkanı bulmalıyız.

Tabi bu defilede; insanı seven, doğayı seven, kişisel maddi hesap yapan, makam peşinde koşan kişilerin beyinlerini Demet Şener’in, Emine Ün’ün, Asuman Krause’nin eline verip podyumda yürütüp karar verecek değiliz. Bu defilede insanların yaşamlarına, geçmişlerine, söyledikleriyle yaptıkları arasındaki farklılıklara, duruşlarına dikkatle bakmak yeterli…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumcu kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ptt Ne İş Yapar?
Bu Senenin Modası Sizce Ne?
"Sigarayı Bırak!"
Şeytandan Medet Umuyoruz

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Abdallar ve Kırşehir'e Üniversite
Kendini "Ti"ye Almak Erdemdir
Yaşanmış Kırşehir Esprileri
Bu Ne Türkü Âh!..
Rakı Ucuz Olsa Da, Çoluk - Çocuğa da İçirsek!..
Zevkler ve Renkler Tartışılmaz mı?
Öğretmen Nasıl Ağlatılır?
Konuşa Konuşa mı, Koklaşa Koklaşa mı?
4 İşlem
Domuz Turizmi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Mönüsüz Aşk [Şiir]
Beceremedim İşte [Şiir]
Hayatın Acımasızlığı [Deneme]
Yazlık Yüreğim [Deneme]
Dost Değil Bu Amerika!.. [Deneme]
Eleştiri Özgürlüğü ve Hoşgörü [Eleştiri]
Türkiye'de Demokrat Olmak Zor! [Eleştiri]
"Gonül"lerde Neşet Ertaş... [İnceleme]


Mehmet Atılgan kimdir?

20 yıldır yazıyorum. Daha çok güncel olayları, sorunları, çelişkileri makale olarak yazmaya çalışıyorum. Takıntılar, çelişkiler, aksaklıklar, aykırılıklar dikkatimi çeker. Şirin Kırşehir; Kaman ve Ceviz:; Çukurova'dan Kaman'a Dadaloğlu adlarında 3 kitabım yayınlandı.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal, Gorki, Aziz Nesin, Zülfü Livaneli, Uğur Mumcu, Üstün Dökmen gibi yazarlarla; Hasan Pulur, Selahattin Duman, Deniz Som, Melih Aşık gibi gazetecileri beğeniyle okurum.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Atılgan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.