..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi dünyadaki yaþam ýrmaðýdýr. -Henry Ward Beecher
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sanat > Nükhet Everi




25 Aðustos 2006
Ruh Hýrsýzý Ebru Ustasý  
Nükhet Everi
Ýþte tam da bu noktada Hüsnü Þenlendirici’nin müziðini ebru sanatýna benzetebiliriz. Müthiþ bir kültürler buluþmasý ve bunu da kendisi müthiþ bir þekilde iç içe geçiriyor. Yadýrganýr normalde böyle þeyler, ama onun nefesinde, ruhunda bu tam bir uyuma, harika bir akýþkanlýða ulaþýyor.


:BAFI:
Tarabya’daki gazetecinin önünde duruyorum. Vitrindeki dergilere hýzla bir göz gezdirdikten sonra mp3 çalarýmýn kulaklýklarýný çýkartýp kioskun içinde cep telefonuyla konuþan çocuða bir solukta soruyorum: “Esquire var mý, Esquire?”

Çocuk telefonu elinden býrakmadan, baþýnda kasket, gözünde simsiyah güneþ gözlükleri, üstünde eþofman, boynunda mp3 çalarla Sarýyer – Yeniköy parkurunun bir bölümünü arþýnlamaktan geri dönen bu kadýna garip garip bakýp (belki de bir kadýn neden erkek dergisi alýr diye düþünerek) dýþarýdaki dergi standýný eliyle gösterip “oraya bir bakýver abla, dergilerin arasýnda olmasý lazým bir tane” diyor.

Hemen görüyorum ve alýp çocuðun garip bakýþlarý altýnda “çöpün var mý?” diye sorup parayý uzatýyorum. Bana paranýn üstünü verirken “var abla” diyor ama benim derginin üstündeki naylon poþeti parçalayýþýma da þüpheyle bakýyor ve hemen ekliyor “abla, ne yapacaksýn dergiyi?”. “Bir þey arýyorum” diyorum ve poþeti atmasý için çocuða veriyorum. Neden çöp aradýðýmý anlýyor ama merakla bakmaya da devam ediyor.

Kapak bana sýr vermiyor, hemen içindekiler bölümüne bakýyorum: “Tamam, buldum” diye baðýrýp 34. sayfayý açýyorum. Çocuk ilgiyle uzatýyor kafasýný. “Hüsnü Þenlendirici” diyor sesinde bir memnuniyet ifadesi ve yüzünde gülümsemeyle. Paranýn üstünü alýyorum, çocuk soruyor: “Abla, bu adam çok iyi müzisyen, bence daha iyisi yok, öyle deðil mi?” Çocuða gülümsüyorum: “Aynen öyle, çok haklýsýn, hatta bence dünyada daha iyisi yok!”

Yokuþu týrmanmam gerek, eve yürüyerek gideceðim, yazýyý da okurum. Yürümeye baþlýyorum, kulaklýklarý takýyorum ve dergideki söyleþiyi okuyorum. Kulaðýmda Kýraç’ýn ‘Senden Baþka’ þarkýsý. Gülümsüyorum. Tam uydu ortama diye düþünüyorum. Aslýnda benim fetiþ þarkým ‘Gidiyorum’ ama hiç de sebebi yoktur, yani sözleri bana hiç uymaz. Sevgili dostum Savaþ Dinçel bir gün bana ‘sen patetik kadýnsýn’ demiþti. Belki de o sebepledir. Yani, ‘Senden Baþka’ burada tam yerine oturuyor ilk cümleleri okurken bile. Biraz mecazi anlamda algýlamak lazým sözleri...

Yokuþu çýkarken tam üç kere okuyorum söyleþiyi, bu arada ‘Þurmat Remix’le biraz hareketlenip hýzlanýyorum. Ama düþüncelere dalmadan da edemiyorum. ‘Çýð’ son noktayý koyuyor ve ben bu parçayý dinlerken bu yazýyý kurguluyorum.

Çok güzel bir söyleþi olmuþ. Tabiî derginin formatýna uygun olarak konu belli yerlere de çekiliyor haliyle. Aslýnda söyleþi kasetinin tamamýný dinlemek isterdim, tüm konuþulanlarý bilmek isterdim. Gerçi daha neler konuþulmuþ olabileceðini tahmin etmem o kadar da zor deðil ama isterdim iþte tümünü okumak. Yer nedeniyle, görselliðin öne çýkmasý gerekliliðiyle vs vs söyleþinin bu kadarýna yer verilmiþ haliyle.

Olsun! Bu da yeter... Ben çok beðendim. Ýþte benim Hüsnü Þenlendiricim! Doðru, dürüst ve dümdüz söylüyor ne düþünüyorsa. Helâl olsun. Bazý konularda mütevazý olmak kadar kötü bir þey olamaz. Özellikle de kim olduðunu ve ne olduðunu bilecek ve bunu söyleyeceksin. Çünkü sen yapmazsan bir þey olmayanlar sanki bir þeymiþ gibi durmadan konuþurlar. (Bu genel bir saptama ve bir gerçek. Bunu her duruma ve herkese adapte edebilirsiniz. Öylesine...) Ama asla yüzeysel okunmamasý gereken bir söyleþi bu, yüzeysellik her yerde olduðu gibi burada da konuyu çok farklý yerlere götürür.


Aklýma ne geldi, biliyor musunuz? Birileri benim “Çarþamba Gecelerimi Çalan Adam(lar)” yazýmdaki yazýnsal oynamalarý pek bir düz almýþ ve anlamamýþlar, ya da olduðu gibi alýp arkasýndaki anlamýn ne olduðuna kafa yormamýþlar, üstüne binen anlamý anlamamýþlar. Herkes deðil, bazýlarý...

Biri bana “müzikten anlar mýsýn?” diye soruyor. Evet, anlarým. Tiyatro talebelerim bilir, hepsinden bir müzik enstrümanýný çalabilmelerini isterim. Tüm vurmalý çalgýlarý çalabilecek, birinin yanlýþ tek bir notasýný bile duyabilecek, tüm müzik enstrümanlarýnýn doðru, yanlýþ, iyi ya da kötü çalýndýðýný anlayabilecek, nota okuyup hatta yazabilecek kadar anlarým müzikten.

Geçenlerde ROL’de oturuyoruz arkadaþlarla. (ROL = Rehberler Odasý Lokali, yalnýzca rehberlere ait bir mekân deðil, hepinize tavsiye ederim gidin) (**) Bir müzik çalýyor, tanýmadýðým bir albüm ve kulak kabartýyorum. Bu týnýlar tanýdýk. Biraz daha dinliyorum. Ben eminim, ama bir de iþi garantiye alalým diye mekân sahibine soruyorum: “Bu çalan müzik ne?” “Ezginin Günlüðü” diyor. Ben Ezginin Günlüðü’nü tabiî ki biliyorum, bende albümleri olmadýðý gibi, bu albümü hiç duymamýþým, ilk defa dinliyorum. “Þu albümün kabýna bakabilir miyim?” diye soruyorum, getiriyorlar. Yanýmdaki arkadaþlar ve mekân sahipleri “ne oldu?” diye soruyorlar. “Albümü ilk defa dinliyorum ama eminim Hüsnü Þenlendirici çalýyor. Bu týnýlar onun” diyorum, Ýlk Aþk isimli albümün kapaðýný açýyorum ve gerçekten de Hüsnü Þenlendirici’nin bu albümde klarnet, trompet ve soprano saksofon çaldýðýný görüyoruz hep beraber.

Ýþte bu beni düþüncelere daldýrdý. Düþündüm. Beni yeni bir Hüsnü Þenlendirici hayraný sananlar var. Hayýr, ben þimdilerde belki bunu ifade ediyorum. Geriye dönüp bakýyorum. Brooklyn Funk Essentials döneminden beri bildiðim takdir ettiðim bir sanatçý o.

Sanatçý bizim dilimizde ne yazýk ki çok içi boþaltýlmýþ bir taným. Halbuki bu örneðin Almanca’da öyle bir anlam yüklenir ki, korkar insan, çekinir kullanmaya. Sýkýysa ‘sanatçý’ de herhangi birine. Ancak gerçek bir sanatçýya ‘sanatçý’ diyebilirsin. O dilde konuþan ülkelerde inanýn sanatçý deniyorsa birine, bu bir nevi tasdiknamedir. Aslýnda Ýngilizce’de de böyledir de, nedense Almanca’da neredeyse ulvî bir anlama bürünür. Ýþte ben de bu kelimeyi týpký Almanca’da olduðu gibi kullanmaya özen gösteririm Türkçe’de. Ayrýca, sanat iltimas tanýmaz. Hemen diðerlerinin arasýndan ayrýlýp kendini gösterir.

Ýþte tam da bu noktada iyi gözlemci olmak ve iyi ayrým yapabilmek gerekir. Tanýmlarýn içini boþaltana kadar harcamak deðil. Sizi zaman içinde bir gezintiye götüreyim. Görsel olarak her kareye Hüsnü Þenlendirici’yi oturtun ve her karede görüntü size biraz daha yaklaþsýn. Brooklyn Funk Essentials, Laço Tayfa, Hüsnü Þenlendirici & Laço Tayfa ve Hüsn-ü Klarnet albümlerindeki seferi bir takip ederseniz, o fotoðrafýn gittikçe size yaklaþtýðýný ve her adýmda ruhunuzun baþka baþka noktalarýna dokunduðunu hissedersiniz.

Hüsnü Þenlendirici’nin yaptýðý müzik asla bir mozaik deðil. Çok yanlýþtýr þu mozaik tabiri. ‘Türkiye Mozaiði’, ‘Kültür Mozaiði’ falan filan. Mozaik, kenarlarý, sýnýrlarý olan, asla dýþarýdan bir baþka þeyi içine almayan sert bir madde. Ebru sanatý ise, akýþkan, birbirinin içine geçebilen ve bunu kaldýrabilen, taþýyabilen ama bir o kadar da zor ve öyle her babayiðidin harcý olmayan bir sanat. Bu nedenle de bu tarz tanýmlamalarda ‘mozaik’ benzetmesinin deðil de ‘ebru’ benzetmesinin yapýlmasýný daha doðru buluyorum. Hüsnü Þenlendirici’yi bir yandan ruhunuzu dokunan tarafýyla dinleyin ama anlayýn ya da anlamayýn ama çaldýðý her notaya ve müziðindeki alt yapýya da önem ve kulak verin. Zaman içinde belki bugüne kadar fark etmediðiniz o kadar çok þey görecek ve bulacaksýnýz ki, inanýn siz de þaþýracaksýnýz.

Ýþte tam da bu noktada Hüsnü Þenlendirici’nin müziðini ebru sanatýna benzetebiliriz. Müthiþ bir kültürler buluþmasý ve bunu da kendisi müthiþ bir þekilde iç içe geçiriyor. Yadýrganýr normalde böyle þeyler, ama onun nefesinde, ruhunda bu tam bir uyuma, harika bir akýþkanlýða ulaþýyor.

Gerçek sanatçýlar önce ruhlara þöyle bir dokunurlar ve hemen ardýndan da kalpleri deðil ruhlarý çalarlar. Bunu Hüsnü Þenlendirici’nin müziðinin her notasýnda hissedersiniz ve birebir yaþarsýnýz.

Gönlünü seveyim Hüsnü Þenlendirici, ruh hýrsýzý ebru ustasý!ã




(*) Bu yazý “Sevgilim Anadolu” çalýþmasýnýn önemli bir bölümünü oluþturan “Bergama’nýn Büyüsü” yazýsýnýn bir ön çalýþmasýdýr.

(**) ROL (Rehberler Odasý Lokali) Soðancý Sok, No 7/4 Cihangir – Ýstanbul
Tel: (0212) 251 63 23



.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Hüsnü Þenlendirici
Gönderen: Nükhet Everi / Ýstanbul/Türkiye
28 Aðustos 2006
Çok sevgili Mehmet Asým bey, Öncelikle ebru sanatýna duyduðum saygýyý ve ustalarýna beslediðim hayranlýðý anlamýþ olduðunuzu umut ediyorum. Ama siz de sanýrým Hüsnü'yü asla dinlememiþsiniz. Hüsnü Þenlendirici sýradan bir müzisyen deðildir. Konservatuarlý, yani alaylý deðil okullu, son derece geniþ ufuklarý olan ve týnýsýna hiçbir müzisyenin eriþemediði ender kabiliyetlerden biridir. Yaptýðý müziðe de asla ve asla raký mezesi ve iç karartýcý gibi tabirlerle yaklaþýlamaz, yaklaþanýn sanat anlayýþýndan þüphe ederim. Çok ciddiyim. Ben yazdýklarýmýn sonuna kadar arkasýndayým. Hüsnü Þenlendirici gibi bir müzisyenimiz olduðu için bence çok þanslýyýz bu ülkede. Aslýnda kendisi bence bu devirde Dionysos kültünün çaðdaþ temsilcisidir. Sizden ricam Hüsnü Þenlendirici'yi þayet dinlediyseniz, bir kez daha farklý bir kulakla dinlemenizdir. Sevgiyle kalýn Nükhet Everi

:: ebru,klarnet,ruh ve Hüsnü Þenlendirici....
Gönderen: mehmet asim erdoðmuþ / Ýstanbul/Türkiye
28 Aðustos 2006
7 yýldýr ebru sanatý ile uðraþýyorum...tekne baþýna oturunca hüznü mü kederimi derdimi tasamý..yahut aþkýmý sevgimi...nem varsa hayata dair fýrçanýn üstünden,teknenin iç dünyasýna atarým...lakin hüsnüklarnet...raký mezesi,efkar sesi..bence alakasý yok...biri aydýnlatýyorken dünyamý diðeri karartýyor kara dünyayý....




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Anadolu Efsanesi Troya

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cunda Adasý, Pateriça ve Paþam Cafe - 2
Zaman Amazon Zamaný
Mardin'de Bir Akþamüstü
Asýrlýk Lezzet 'Konyalý' Artýk Baþkent'te
Avucumdaki Yürek
Halikarnas Balýkçýsý, Murathan Mungan, Turizm Haftasý ve Kel
Ýðde Aðacýna Güzelleme Ya da Cunda'nýn Kedileri
Açýkhava Akýl Hastanesi
'Hava Durumu' Deyince...
Gecikmiþ Bir Mektup...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sevgili Hrant Dink! [Eleþtiri]
Cnn Türk'e Yakýþmadý! [Eleþtiri]
Güvercinime Güvercin Postasý [Eleþtiri]
Türkiye Bu Mudur? [Eleþtiri]
Bu Gafýn Faturasýný Kim Ödeyecek? [Eleþtiri]
Okuduðunu Anlamak [Eleþtiri]
Sen de Kardeþini Seç... [Eleþtiri]
Ýmdat! Rtük Uyuyor Mu? [Eleþtiri]
Mor Yakup Manastýrý (Salhe/barýþtepe - Turabdin) [Ýnceleme]
Hazan Sesli 'Deli Düþ' [Ýnceleme]


Nükhet Everi kimdir?

Bozkýrlardýr gözleri. . .

Etkilendiði Yazarlar:
William Shakespeare, Gabriel Garcia Marquez, F.G. Lorca, Hermann Hesse, Max Frisch, Paul Auster, Jean Paul Satre, Can Yücel, Özdemir Asaf, Edip Cansever, Cevat Þakir Kabaaðaçlý, Murathan Mungan


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nükhet Everi, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.