..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Doğa ve Dünya > Kâmuran Esen




1 Ekim 2006
Yaz Bitti  
Kâmuran Esen
Doğan, ölür; konan, göçer.


:BEJB:
Evimin penceresinden görebildiğim manzarada, yazın bittiğinin belirtileri var. Hayatta, sonsuz olan ne var ki zaten! Önce, kendisinin yokluğuna hazırlıyor bizi.Yavaş yavaş doğruluyor oturduğu minderinden. Elleri ayakkabılarında, gözleri yolda. Doğa, makyajı silinmiş bir kadına benziyor. Bir zamanlar yeşilin hakim olduğu rengi sararmış, insanın içini ısıtan ve aydınlatan ışıltısı azalmış. Var olan yeşiller de solgun, yorgun. Hastalıktan yeni kalkmış bir insan gibi.

Ağaçların yeşili, yavaş yavaş sarıya bırakıyor yerini.Yapraklar, terk etmeye hazırlanıyor tutunduğu dallarını. Sardunyalarımın bile eski neşesi yok. Çiçekleri azaldı. Aynı saksıyı paylaştığı petunyalar, çoktan solup gittiler. Oysa , hayata birlikte açmışlardı gözlerini. Var mıydı böyle koyup gitmek?Şurda güzel güzel paylaşırken toprağı, aynı elden verilen suyu? Sardunyalar, yine de vefalı çiçekler. Hem vefalı, hem sabırlı. En son onlar terk edecek balkonumu.

İşte komşu İsmet Teyze. Soğuk havalarda giydiği ceviz kabuğu rengindeki yeleğini geçirmiş sırtına. Hem de " Daha Eylül bir" der demez. Mahalle arasında giydiği terliklerini çoktan çıkarıp atmış. Lastik ayakkabılara emanet etmiş yaşlı ve yorgun ayaklarını.Yazın dimdik yürüyen kadın, sanki dar bir giysiye sığdırılmış gibi yürüyor. Bizim memleket de, dokuz köyün doğrucusu hani. Sonbahara girdik diye, hemen böyle soğuyacak ne var sanki!

Gökyüzü de pırıl pırıl değil artık.Karanlık, insana ürperti veren bulutlarla örtünmüş yer yer. Kaşları çatık, çocuğunu azarlamaya hazırlanan bir baba - anne gibi. Sabah - akşam, evlerin bacalarından duman tütmeye başladı. Zaman zaman, odun - kömür yüklü kamyonlar geçiyor yoldan. Belli ki, yaz mevsimi toplamış tasını tarağını.Veda etmeye hazırlanıyor bize. Oysa nasıl alışmıştık ona.

Yazın yeniden geldiğini görmek, acaba kimlere kısmet olacak? Öyle ya, gelip de bulamamak var.Örneğin şu cılız, yaşlı armut ağacını bir daha göremeyebilir. Kimbilir belki balkonumdaki sardunyalarımı da göremeyecek.

Zamanın ne getireceği, ne götüreceği hiç belli olmuyor.
Geçen yaz aramızda olanlardan, sevincimizi - üzüntümüzü paylaştıklarımızdan bazılarını yitirdik. Onların gülen gözlerini ve yüzlerini aradık yaz boyu. Ama onlar, hiçbir yerde yoktular.Şu dar sokağı aydınlatan beton elektrik direği, şu ahşap giydirilmiş köprü, şu sokağın başındaki yıllardır yıkılacak diye hep korktuğumuz leylek çadırı gibi ev inadına ayakta!... Beton direk kadar dayanıklı olamamak! Yuh olsun!

Gitmeye hazırlanan her mevsim, işte böyle hüzne boğar beni. Hele sonbahar.Yerde sürüklenen sarı yapraklar, insanların yaşlılığını anımsatır.Çok çok uzaklara gidenlerin yokluğunu, geride kalanların iç burukluğunu anımsatır.Ve taş gibi ağır, buz gibi soğuk, arsız özlemi.

Velhasıl yaz bitti.
Bir dahaki gelişinde bakalım kim nerde olacak veya olamayacak?
Ama ben, sardunyalarımın bir sonraki yaz mevsimini de görmelerini sağlayacağım. Bir sonbahar gecesinin beklenmeyen , aniden bastıran ayazında donmalarından korktuğum için; dal uçlarından içim titreyerek onlarca filiz kestim, küçük saksılara diktim. Kışın onları sıcak salonumda konuk edeceğim. Çiçek vitaminleriyle besleyeceğim.Yaz gelince de doğru sokağa. Onların ölmelerine, balkonlarımı renksiz ve kokusuz bırakmalarına asla izin vermeyeceğim; elektrik direğine inat.

Keşke, sevdiklerimin gitmelerine de engel olabilseydim. Gitmek üzere olan yaz mevsimini onlarla birlikte uğurlayabilseydim.

Yaz bitiyor.
Hüzün mevsimi sonbahar geliyor.
Her şey kabulümüz.
Zaten; "Gökten ne yağdı da ne yer kabul etmedi ki! "

İnsanın, gitmelere engel olamaması; ne kötü!



.Eleştiriler & Yorumlar

:: Merhaba...
Gönderen: perikizi_nurperi / Ankara/Türkiye
18 Temmuz 2007
Hocam "Gökten ne yagdı da yer kabul etmedi ki" demişsiniz.Bu cümle bana çok tanıdık geldi.Nazan Hoca'ya mı aitti tam olarak kestiremedim.Bana dönerseniz sevnirim.Yazınız güzeldi,bana gidenleri hatırlattı... .................................. Kâmuran ESEN: Sözünü ettğiniz cümle, bir deyim....Sevgiyle.

:: hüzün
Gönderen: Gizu Salima / istanbul/
29 Kasım 2006
sonbahar hep bir hüzünle geliyor ancak her hüzün ardında bir başka bahara gebe oluyor. Gecenin en koyu zamanı sabaha en yakın vakit oysa. Hayat zıtlıkları öyle güzel sunuyor bize. Kavuşmak, ayrılığın ardından bir anlam kazanıyor ancak. Saymadım ama hayal gücümü zorlayacak kadar zıtlıkları yaşamış biri olarak hissettirdiğiniz bu güzel duygular için teşekkür ederim. elinizden kaleminiz yüreğinizden o sımsıcak sevgi eksik olmasın... saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın doğa ve dünya kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bahar Geldi mi Ne!

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
İstanbul Sizin Olsun
Ben Birazcık Deli miyim?
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.