Gerçek bir sevgide diðer insanýn iyiliðini istersin. Romantik sevgide diðer insaný istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
Rýfký bey de köyde yaþýyordu fakat, köy iþlerinden pek anlamýyordu. Yýllarca ray döþemiþ ray yenilemiþti Anadolunun baðrýnda ve DDY den emekli olmuþtu, evinin önündeki küçük bahçede sebze meyve yetiþtirmeyi emekli olduktan sonra öðrenmeye baþlamýþtý. Evlatlarý olmamýþtý, bu özlemlerini komþu ve akraba çocuklarýyla gidermeye çalýþýyorlardý. Evdeki cesede gelince, nereye nasýl götüreceklerini bilmiyorlardý. Üsdelik Yusuf'ta jandarmanýn sýký taramasýný duymuþ ve birkaçgün daha saklanmaya karar vermiþti. Tenzile hanýma gelince, yarasýný tedavi ettiði adamýn tanýþlarý olduðunu söylemiþler öldüðünü gizlemiþlerdi. Bu konuda kimseye birþey söylememesini de rica etmiþlerdi. Tenzile haným da ser verir sýr vermezdi. Birkaç defa ''O gece yarasýný sardýðým adam nasýldýr þimdi'' demesine karþýlýk Gülistan haným '' Ýyi görünüyordu aceleleri vardý gittiler, bizimde haberimiz yok'' diyordu. Artýk ne olursa o gün olmalýydý. Rýfký bey köy çobanýndan kiraladýðý bir çift atý atarabasýna koþmuþ ve bahçe kapýsýnýn önüne eðlemiþti. Soranlara cevabý '' Bizde köy çocuðuyuz çermiðe doðru at arabasýyla gideceðiz piknik için. Hem bizim hatunu vesaitler pek tutar'' diyerek geçiþtiriyordu. Çermik: Þarkýþla ve çevre köylerinin sýk kullandýklarý bir kaplýcaydý. Suyu kaynar ve sertti, rengi yeþil ve tadý ekþiydi. Doðanýn sunduðu nadide reçetelerden biriydi. Yolu Kýzýlýrmaðýn kollarýndan köprülerinden geçer, sarp tepeciklerin ardýnda kurulu düzeniyle yýllardýr gürül gürül akar, hep akardý. Planlarý bu doðrultuda hazýrlamýþlardý. Durumu kimseye sezdirmemek için çermiðe gitme bahanesiyle yola çýkacaklar, yollarýnýn önünde olan Kýzýlýrmaða geldiklerinde de cesedi ýrmaða atacaklardý. Çermiðin uzaklýðý 30 km yi bulurdu ve geri dönünceye kadar da gün batmýþ olacaktý. Ceset kaskatý kesilmiþ çok aðýr bir hal almýþtý. Durumun aksi taraflarýndan biri de bahçe kapýsýnýn küçük olmasýydý ve atarabasýnýn içeri girmesi olanaksýzdý. Yusuf, Rýfký bey için pahalýya mal olmuþtu. Cesedi önce çarþafa sararak iple sýkýca baðladýlar, sonra da bir hasýrýn arasýna býrakýp sýkýca dürdüler. Kývrýk duran hasýrýn iki tarafýndan da açýk yer kalmýþtý, oralarý da hafif paçavralarla kapattýlar. Yusuf ve Rýfký bey, cesedi ev kapýsýna kadar taþýdýlar ancak Yusuf kimseye görünmemeliydi aksi halde baþlarý belaya girebilirdi. Çünkü anarþiþstler askeri çember içinde henüz bulunamamýþlardý ve birileri tarafýndan barýndýrýlýyor olabileceði düþünülüyordu. Teröristlerin eþgalleri vatandaþlara bildirilmiþ, yerlerini ihbar edene ödül verileceði açýklanmýþtý. Bu denli çabalar Yusuf Ünalanýn uluslararasý aranan bir gruba mensup olmasýydý. Örgütün önemli kollarýndan biri olan bu grup Ýran, Irak ve Suriye'de bir çok yasa dýþý suçlar iþlemiþ ve hepsinde de haklarýnda idam hükmü verilmiþti. Omar, Suriye uyrukluydu. Türkiye ve Ýranda yýllarca iþçi olarak çalýþmýþ fakat aldýðý ücretle asla yetinmesini bilmediði için, Irak ve Suriye'de birçok uyuþturucu madde satmýþ, son olarakta Ýran'da kullanýlmasý suç sayýlan bir hapý satarken enselenmiþ ve kaçarak izini kaybettirmiþti. Kaçmasýna yardýmcý olan kuzeni, onu kendi gruplarýna davet etmiþ ve kabul ettirmiþti. Maddi geçimini de saðlayacaðý bu grubun tam üyesi olabilmek için birkaç ülkede eðitimden geçip belge almasý zorunluydu. Omar sonralarý bu iþten vaz geçmiþ, fakat düþtüðü durumda vaz geçenlerin cezalarýnýn ölüm olduðunu çok iyi bildiði için de, geçerli mazeretlerini göstererek Suriye Irak ve Ýran ülkelerine gidemeyeceðini söylemiþti. Bir ara Ýçanadolunun ücra köylerindeki saf insanlarý kandýrarak çedene ve haþhaþ yetiþtirmelerini istemiþ, bir miktar parayý avans olarak verip ürünleri almýþ ve dönmemek üzere kaybolmuþtu. Sonralarý kaldýðý evde ve üzerinde bol miktarda uyuþturucuyla yakalanýp Sivas ceza evine konmuþtu. Onu sadece uyuþturucu tüccarý bilen hakimlere diðer suçlarýný da bir bir itiraf etmiþti. Amacý hapishanede de olsa hayatta kalmaktý, dýþarda onu nelerin beklediðini tahmin ediyordu. Sivas ceza evinden baþka bir yere tahliyesi yapýlacaktý. Bu tahliye sýrasýnda kaçýrýlacaðýný haber vermiþler hazýrlýklý olmasýný istemiþlerdi örgüte mensup haberciler. Durumu, gardiyanlara bildirerek yetkililere ulaþmayý denemiþ lakin fýrsat bulamamýþtý. Cezaevinde güvende hissediyordu kendini. Örgütten korkuyordu. Þeref ' te piþman olanlardan dý. Sýnýrdan Türkiye ' ye sýzarken çatýþmaya girmiþ ve bir kayýp vermiþlerdi. Bu kayýp Omar'ýn kuzeniydi. Üç ayrý kola ayrýlarak her kol için ayrý bir görev taksim etmiþler ve son tarih olarakta Ýstanbul Tarlabaþýnda ki örgütün icraat evinde buluþarak eylemlerine devam etme kararý almýþlardý. Ancak Þeref ' in güvenlik güçlerine ihbarý üzerine Omar ve Cem basýlmýþ, Omar kaçmýþ Þeref teslim olmuþ ve Cem yaralanarak izini kaybettirmiþti. Sonra da Yusuf ' un yolunu bekleyip olup bitenden haberdar ederek son nefesini vermiþti. * * * Rýfký bey cesedi atarabasýna nasýl taþýyacaðýný düþündüðü sýrada, Tenzile haným elinde çantasý ve atkýsýyla bahçe kapýsýndan içeri girdi. Yeni giysilerinden giyinmiþ olmasýna bakýlýrsa, bir yere gideceðe benziyordu. Rýfký beye yaklaþarak: - Rýfgý aðabey, çermiðe giderken beni de yolunuzun üstünde ki anam gilin koyüne býrahsanýz olur mu? olduðundan daha kaba görünen hasýrý iþaret ederek - Þo ney ? Rýfký bey kaskatý kesilerek titredi. Tenzile hanýmýn sanki '' O adamý oraya niye sakladýnýz ' diyeceðini düþündü verecek cevap ararken. Gülistan haným daha soðukanlý davranarak hemen cevap verdi. - Hasýr iþte gordüðün gibi, arasýna minder neyim goyduh, çermiðe çýkacazya oturmah için. Sonra iki kadýn ve Rýfký bey hasýrý at arabasýna yerleþtirdi, hasýrýn normalin üstü aðýrlýðýndan birþey anlamayan Tenzile haným arabada kendine bir köþe bulup otururken Gülistan haným pullu yazmasýný baðlýyordu aðrýyan baþýna. Olup biteni içerde ki perdenin arasýndan seyreden Yusuf, telsizi açýk býrakarak bunca karmaþaya ve zaman kaybýna yol açan, üç yýllýk en samimi arkadaþýnýn ölümüne sebebiyet veren Þeref'in cezasýný kendi elleriyle vermeye and içiyordu. * * * Tenzile hanýmý annesinin köyü T.... Köyüne indirdiler. Yollarýna devam ederken akýllarýnda feryat, yüreklerinde sýzlama, düþüncelerinde çaresizlik vardý. Kýzýlýrmaðýn üstündeki köprüye geldiler, cesedi aþaðý býraksalar iþleri bitecekti, fakat aþaðýda çevre köylerden köylüler koyun sürüleriyle gelmiþ, sonbahar aylarýnda ortaklaþa yapýlan koyun yýkama, diðer adýyla Yunak þenliðini yapýyorlardý. Kenarda köpürttükleri koyunlarý ýrmaðýn öbür tarafýna kadar yüzdürüp durulamýþ oluyorlardý. Yýkanan koyunlar pamuk yýðýnlarý gibi bembeyaz olup ýþýk saçýyorlardý adeta. Rýfký bey atlarý geriye çekerek köprüden sýyrýldý, köylülerin yanlarýndan geçerek elma baðlarýna doðru ilerlediler. Baðlýk bölgeden sonra düz bir alana gelmiþlerdi. Irmak sularý burada geniþ bir alana yayýlýyordu, ceseti sürükleyemezdi. Sularýn dar ve derin olduðu yerde ise yol yapýmý için çalýþan iþçilerle iþ makineleri karavanalar vardý. Atlarý soluklandýrmak için eðledi. Atlardan çok kendisi yorulmuþtu. Aþaðý inerek ýrmak suyunda elini yüzünü yýkayýp ferahladý. Taban kýzýl milekle doluydu. kýzýl akan sularýn altýndan kýzýl çamurlar yapýþtý bacaklarýna. Bu çamurlarýn cesedi yutabileceðini düþündü. Ýþçiler de iþlerine dalmýþ çalýþýyorlardý, aralarýnda bir km lik bir uzaklýk vardý. Irmaktan çýkarak karýsýnýn yanýna yaklaþtý, kýsa bir cümleyle durumu özetledi - Ne dersin? - Olur mu herif, goren olur, azcýh daha aþaðý gidek! Rýfký bey karýncayý bile incitmeyen tiplerdendi, þimdi ise bir cesedi saklayacak yer arýyordu. Ýçine düþtüðü durumdan bir hayli sýkýlmýþ olmalýydý ki, Yusuf evlerine geldiði günden beri hiç gülmemiþti ve o gün de aðlamamak için kendini tutuyordu. Kocasýnýn sýkýntýsýna ortak olan Gülistan haným ise cesetten kurtulup Yusufun da baþlarýndan gideceði günü hayal edip biraz güç buluyordu. Lakin düþünceleri çeliþkideydi '' Doðru olaný yaptýk! '' '' Yok yok yanlýþ yapýyoruz! '' Saatine baktý, ikindi vakti yaklaþmýþtý. Gecenin karanlýðýna kalmamalarý gerekiyordu. Tekrar arabaya bindi ve ýrmaðýn kenarýndan iþçilerin yanlarýndan geçerek aralarýnda bayaðý bir mesafe býraktýlar. Biraz daha ileriye gitseler Akdað koruluklarýna girebilirler ve son günlerde köylülerin korkusu olan sirkten kaçmýþ ayýya, ya da yaban domuzlarýna rastlayabilirlerdi. Irmak sularýnýn aktif olduðu bir nokta da arabayý durdurdu. Etrafý kontrol etti, kimsenin olmadýðýna kanaat getirince de arabadan inerek hasýrýn bir ucundan tutup aþaðý çekti. Tok bir sesle yere düþen hasýrý sürükleyerek ýrmaða doðru yaklaþtý. Gülistan hanýmýn içini korku bulutlarý sarmaya baþlamýþtý, cesetin dirilip onlarý hesaba çekeceðini düþünüyor sonra da '' Fesubhanallah Fesubhanallah '' diyerek baþýný sallýyordu. Rýfký bey ayakkabýlarýný ve çoraplarýný çýkararak pantolonunun paçalarýný yukarý katladý. Gülistan hanýma bakarak - Jandarmaya mý vermeliydik acep ! - De hadi, çabýh ol herif gorhuyom ben. - Ölüden niye gorhuyon haným, sen asýl diriden gorh Rýfký bey hasýrý nihayet ýrmaðýn kenarýna kadar getirmiþti. Serin sulara doðru ilerlemeye baþladýðýnda cesedin baþ tarafýndan mý yoksa ayak tarafýndan mý tutuyordu bilinmez, karýsýna bakarak seslendi. - Acep hasýrdan çýkarsak mý ? Karýsý kaþlarýný çatarak Rýfký beyin oyalandýðý hükmüne vardý. - De, de çabýh, hasýrdan neðe çýhartacan? Irmaðýn ortalarýna doðru çekerek götürdü, artýk fazla bir aðýrlýðý kalmamýþ yüzeyde yüzüyordu. Irmaktan çýkmaya hazýrlanýrken son defa parmaklarýyla hasýrý itekledi. Arkasýný döneceði vakit ayaðý sert bir cisme takýlýnca sendelemeye baþladý. Ta baþýndan beri ýrmaðýn akýcýlýðý gözlerini kamaþtýrmýþtý, dengesini kaybederek arka üstü suya battý ve bütün çabalarýna raðmen ayaða kalkamadý. Akþam ayazýnda birden buz gibi sulara dalýnca irkilerek aðzýný açtý. Sularýn içine dolmasýyla havasýz kalýp nefes almak için çabalarken hep su yutuyordu. Bir mavi gök, bir kýzýl suydu saniyelerdir gördüðü. Rýfký bey azgýn sularla pençeleþirken, Gülistan haným ýrmaðýn kenarýnda dizlerine vurarak feryad ediyor ve ''Rýfgý...Rýfgý...'' demekten baþka bir þey yapamýyordu. Cem'in ölüsünün lanetine mazhar olmuþlardý sanki. Hayat arkadaþýný kurtarabilmek için panik, endiþe ve korkunun getirdiði heyecanla kendini Kýzýlýrmaðýn kýzýl sularýna sürdü. Adýmlarýný daha geniþ atýp kocasýný yakalamak istiyor fakat, suyun içinde güçlükle yürüyebiliyordu. Kocasýný bir görüyor bir kaybediyordu. - Allah, gurbanoluyum Rýfgýýý... Bu feryatlar Gülistan hanýmýn son sözleriydi. Ertesi gün ýrmakta yüzen gençler, kökünden sökülüp ýrmaðýn içine yan yatmýþ bir aðacýn dallarýna dolanmýþ pullu bir yazma bulmuþlardý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yasemin Ýnci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |