..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Denemeler"de gördüğüm şeyi Montaigne'de değil, kendimde buluyorum. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > İsmail Sarıgene




6 Aralık 2007
Adın Kadar Umut / Yüreğin Kadar Hayat  
İsmail Sarıgene
Durma ağla.. Ama ben kadar değil..En çok benim gözlerime yakışır yağmur. Şimdi ağlamayı bırak sarıl bana. (D)üşüyorum. Dağılıyorum tesbihin taneleri gibi. Topla sende beni. Bana vaat edilen bıçakları sustur yüreğinle. Vazgeç “ varlığım yetmiyor İsmail “ cümlelerini. Bir dilim nefesinden ver bana / yetinmesini bilirim.Ve bu hayatta bulunduğum yeri biliyorum Çünkü ben ki bu hayatta senin adın genişliğinde büyüyorum. Vazgeç sorgulardan. Kendinle savaşmayı bırak. Faili meçhul cinayetleri üstlenmen yetmedi mi daha ? Kaç canın var ki kendine ölümlerden ölüm beğenmekle meşgulsün ? Kaç düş``ün kaldı daha kendi sapanınla vurmadığın ? Kaç gülüşün kaldı kendi acınla öldürmeye kalkıştığın ? Bana gözlerindeki huzur yeter sevgili. Bırak dudaklarında ateş yarım kalsın. Bana bir dirhem umut sun. Senden gayrisi teferruat bana..Şunu unutma ki sevgili; kendini öldürmekle itham ediyorum seni. Her ne kadar gizlesen de kendini “ kendinle “ öldürmeye yelteniyorsun.. Devam et kendini hayattan soğutmaya. Devam et kendini acımasızca vurmaya. Bil ki; sen kendi mezarını kazıyorum bilirken ne yazık ki beni gömüyorsun ellerinle..Kendini öldürmüyorsun, beni tüketiyorsun. Ne çabuk unuttun be can, benim senden ibaret olduğumu. Madem ölmek istiyorsun, iki kişilik kaz mezarlarını. Ya hiçliğe beni de kat ya da senle yaşamanın huzurunu kendine ispat et. Çünkü başlangıcı hüzün olan yüreğimin sonu senin gibi yüreğe nasip olsun..Hani “ hayırlı ölüm nasip et Allahım “ diye dua’lar edilir ya; beni duana kat ya da kendinle beraber beni de öldür..Sonum olsun ellerin…


:BGGB:
“ Senden başka hangi yürek
Kadavra hükmündeki bedenimi tazelerdi ki…
Hangi göz,
Bir kez bile dokunmadığı kirpiklerim için
İsmail’in boğazına sürülen bıçağa canını sürerdi ki …”


Ey dilsizliğimin dile gelen sevda cümlesi…

Sonda söyleyeceklerimi en başta söylüyorum. Bu satırları okurken ne olur ağlama birtanem. Ağlama diyorum çünkü bu yazıları yazarken kirpiklerim yağmurlara sırtını dayayıp yeterince kızardı. Sende biliyorsun ki, sonsuzluğun arifesindeyim. Her ne kadar içimde umut ellerini Elif’e uzatıp dua’ ya saf tutmuş olsalar da korkuyorum.. Korkularımı en iyi anlarsın. Ölmekten değil, seni bensiz bırakmaktandır korkularımın öznesi. Sen ki bensiz yaşayamazsın..Sen ki bensizliğin içinde kanar, dilsizliğin içinde bana / karatoprağıma koşarsın. Adım gibi eminim, şimdi bu satırları okurken kızacaksın bana. Kızmakta haklısın da..Ama ne olur beni de anla..Sonbahar üşümelerini bilirsin sen. Üşürüyorum be can, üşüyorum. Dizlerimin feri, sözlerimin rengi yok adeta. Ve yine adım gibi eminim ki bu içimdeki ürpertileri kendine mal edeceksin. Bu üşümelerin tek müsebbibi olarak kendini tarif edeceksin..Oysa dilsizliğimin, yoksa renksizliğimin sebebini sen benden daha iyi biliyorsun. 25 Aralık tarihli biletim var elimde. Dönüşü var mı bilmiyorum uzun bir yolculuk velhasıl..Ellerinin içinde gezinen yüreğimin sana kavuşması var mıdır ki. Sana koşmak elimde rengarenk balonlarla. Senin ellerinde ise mavi bilyeler. Off..Ağırlığımca hüzün basıyor teraziler. Onca derdin arasında bir de bu dönüşü bilinmeyen yolculuk..Umutsuzluk mu içimdeki sayıklamalar..Yoksa sonsuzluğa yaklaşmanın ağır yükü müdür sırtımdaki cümleler ? Bilemediklerimin arasından ayıkladığım bildiklerim var; bende adın kadar umut, yüreğin kadar hayat var..Sonsuzluğumsun sen benim..

Ey cüzzamlı hayatımın en değerli hediyesi..

Durma ağla.. Ama ben kadar değil..En çok benim gözlerime yakışır yağmur. Şimdi ağlamayı bırak sarıl bana. (D)üşüyorum. Dağılıyorum tesbihin taneleri gibi. Topla sende beni. Bana vaat edilen bıçakları sustur yüreğinle. Vazgeç “ varlığım yetmiyor İsmail “ cümlelerini. Bir dilim nefesinden ver bana / yetinmesini bilirim.Ve bu hayatta bulunduğum yeri biliyorum Çünkü ben ki bu hayatta senin adın genişliğinde büyüyorum. Vazgeç sorgulardan. Kendinle savaşmayı bırak. Faili meçhul cinayetleri üstlenmen yetmedi mi daha ? Kaç canın var ki kendine ölümlerden ölüm beğenmekle meşgulsün ? Kaç düş``ün kaldı daha kendi sapanınla vurmadığın ? Kaç gülüşün kaldı kendi acınla öldürmeye kalkıştığın ? Bana gözlerindeki huzur yeter sevgili. Bırak dudaklarında ateş yarım kalsın. Bana bir dirhem umut sun. Senden gayrisi teferruat bana..Şunu unutma ki sevgili; kendini öldürmekle itham ediyorum seni. Her ne kadar gizlesen de kendini “ kendinle “ öldürmeye yelteniyorsun.. Devam et kendini hayattan soğutmaya. Devam et kendini acımasızca vurmaya. Bil ki; sen kendi mezarını kazıyorum bilirken ne yazık ki beni gömüyorsun ellerinle..Kendini öldürmüyorsun, beni tüketiyorsun. Ne çabuk unuttun be can, benim senden ibaret olduğumu. Madem ölmek istiyorsun, iki kişilik kaz mezarlarını. Ya hiçliğe beni de kat ya da senle yaşamanın huzurunu kendine ispat et. Çünkü başlangıcı hüzün olan yüreğimin sonu senin gibi yüreğe nasip olsun..Hani “ hayırlı ölüm nasip et Allahım “ diye dua’lar edilir ya; beni duana kat ya da kendinle beraber beni de öldür..Sonum olsun ellerin…


Biz. İkimiz. Senle biz. Hayat denilen toprağın umuda bakan filiziyiz. Bize / sevdamıza nice insan masal diyecek. Kimisi de düşlere bizi çizecek. Lakin anlattıkları hiçbir cümle bizden alıntı yapamayacak. Çünkü hayatın hiçbir karesinde masaldan alıntı yapılamaz. Hayat sadece yaşanır. Yazılmaz…Bilirim ki, bu sevda için kurban istenirse bıçak dayanacağı yeri bilir. Bilirsin ki bıçak en çok İsmail’in boğazına yakışır. Ölmekse bu uğurda bırak arkaya kalmayayım. Ben ki bir “ gülü “ Elif tazeliğinde “umuda “ büyütmekle vazifeliyim. Sonuna kadar savaşacağım. Bana biçilmiş kefenleri harf harf yırtıp sevdana bağdaş kuracağım. Sonra dua dua Elif diyarında “ Nun “ ‘a divan duracağım. Susmayı değil, ben sende yaşamayı koşacağım..Hadi sen şimdiden şehrinin otogarında beni bekleyeceğin yeri belirle..Bu gidişin dönüşü sanadır sevgili. Ezberindeki tüm nakaratları doya doya dinleyeceğim senden. Bilmediğim / gezmediğim Cenneti gözlerinde tahayyül ettir. Çünkü sen benim üç kelimeye sığdırdığım mutluluğumsun…

Hadi durma. Yüreğinin çekmecesinde saklı duran kelimelerini çıkar yerinden. Düş dört yol ağzı cümlelere. Adını devir cümlelerimin bir özne boşluğuna..Yak tüm gemileri. Tutuştur tüm hüzünleri. Varsın yansın tüm replikler. Hadi gamzelerinde biriktirdiğin sıcak gülüşlerini sun musalla soğuğu ellerime. Avuç içlerime doldur saçlarının düşen yanlarını. Sonbahar yanını bana bırakmayı unutma sakın. Ya biz hayata “ ikimiz “ olarak geçmeliyiz ya da biz seninle yan yana ölmeliyiz. Susacak mıyız yoksa yaşayacak mıyız bilmiyorum ama gözlerindeki hayatı seviyorum ben. Susarsak da dilimizdeki istiflediğimiz tüm kelimeleri sonsuzluğa bırakır, ölümsüzlüğe koşarız.


“ Hangi cümleye sığdırayım yüreğinin inceliğini,
Hangi söze bulandırayım gözlerinin rengini..
Bırak sen bende kal..
Herkes masalına bir kahraman yapacak birini bulur..
Bırak sen benim gerçeğim olarak kal
Ya da istemiyorsan
Kazdığın mezarları iki kişilik kaz.
Dudaklarımız kapanacaksa sonsuzluğa
Beraberce uzansın musalla taşına…”

05 Aralık 2007 22.40

İsmail Sarıgene

.Eleştiriler & Yorumlar

:: yüreğinize sağlık
Gönderen: Nilay Bolattaş / Denizli/Türkiye
14 Aralık 2007
Bu güzel ifadelere yakışacak yorum kelimelerini bulamıyorum,sadece şunu belirtmek isterim ki,okuduğum her cümlede kayboldum... Yüreğinize sağlık.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bedelini "" Yüreğimle "" Ödediğim En Masum Günahındım
Gözümü Kapadım / Yakala Beni Ey Aşk!
Özlediğim Kadar Sensin / Sevdiğim Kadar Bensin
Ayyuka Çıkmışken Kekemeliğim / Bir Bıçak Yürür Sol Yanıma
Gözlerinin Kıyılarında Büyümek Öylece
Her Gülüşün Dua Olur Yalnızlığıma
Bir Dua Asılı Kaldı Dudaklarımın İki Yakasında
Sen Geldin / Bildiğim Herşeyi Unuttum
Ben Sana Mecburum Sen İmkansızlığa!
Nüshası Yok Hiçliğimin* / Aslım Sadece Sana Ait

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Demlenmiş Yalnızlığını Yudumluyorum
Kendime Virgülsüz Sitemler
Umudum Oldu Gözlerin
Hasretinle Öptüm Yokluğunu
Yokluğunun Yoksuluyum / Düşmesin Mavi Bilyelerim
Umut Ektim Karanlıklarına
Küçüğüm
İmkansızlığınıza Şerh Düşüyorum
Gidiyorum
Yağmurları Giyindik Üzerimize

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yokluğunu Öptüm [Şiir]
Hasretinle Yaşıyorum [Şiir]
Kıyamam Sana [Şiir]
Severken Unutmayı Öğrenemedim [Şiir]
İmkansızlığını Sevdim [Şiir]
Nerden Bileceksin ki [Şiir]
Güllerim Yansın Avuçlarında [Şiir]
Gözlerine Sakladım Cenneti [Şiir]
Hiç Yağmur Üşür Mü Anne? [Şiir]
Unutmak Ölmekti [Şiir]


İsmail Sarıgene kimdir?

Bir anahtar deliğinin ardına gizlenmiş Cenneti, gözlerinin ovalarına seren kelimelerimi arayacaksın yorgun kağıtların suskun nefeslerinde. Bulutsuz düşlerin , yıldızsız gecelerin ardında takılıp rüzgarları avuçlarında çıplak denizleri senin gözlerin için yaktığım satırlarımı özleyeceksin. En çok yüreğine dokunduğum " yüreğimi " özleyeceksin. Yüreğini yıldızlara yaslayıp özlemi demleyeceksin gecenin karanlık çaydanlıklarında. . Hasretim büyüyecek damarlarında, duvarlar dilini yutmuşcasına suskunluğun maskesini giyinecek. Beni arayacaksın bensiz cümlelerin sen kokan satırlarında. Bir sigara daha yakacaksın dumanını dağların yüksek yamaçlarına yolladığın. Kesmeyecek bir daha. Küllüklerde öldürdügün sigara izmaritlerinle sönmeyecek hasretim. . Seni şimdiden özlediğim gibi sende " beni " özleyeceksin. . Her dokunuşumda saçlarına gelincikleri seren ellerimin kücüklügünü arayacaksın avuç içlerinde. Temmuz gecesi sebebsizce üştüğünde titreyen tenine gözlerimi sermemi dileyeceksin. Hasreti kanatıp özleyeceksin. . Belki de en çok parmak uçlarının üşümüşlüğüne gözyaşlarımı ateşlere rehin verdiğim gözbebeklerimi özleyeceksin.

Etkilendiği Yazarlar:
Acılarımın arasında kalmış yetim düşlerim beni anlatmaya yetiyor


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İsmail Sarıgene, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.