"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Kurban İslam itaat kültürünün önemli bir yansımasıdır. Zorlu bir imtihana tabi olduğumuz bu dünyada bedenî ve malî ibadetlerle görevli kılınmışız. İbadetlerimizi Allah’ı hoşnut etmek, gazabından uzak durmak için büyük bir aşkla ve şevle yerine getiririz. Vaktinde ifa etmemiz gereken ibadetlerden birisi de kurban kesmektir. Fakat bu sadece malî gücü yeterli olanlara yönelik bir emirdir. Gücü yetmeyenlerin böyle bir sorumluluğu yoktur. Kurban bazı mezheplere göre vacip, bazılarına göre de sünnettir. Hz. Peygamber (s.a.) yaşadığı sürece kurban kesmiş, ümmetine de bunu tavsiye etmiştir. Zekât vermekle yükümlü olacak kadar zengin olanlar, bayram namazından sonra, kurban bayramı günlerinde bu ibadeti yerine getirirler. Kişiler kesilen kurbanın birazını yer, birazını ayırır, geri kalanını da Allah rızası için muhtaçlara tasadduk ederler. Böylece sene boyunca evine et girmeyenler gerçek manada bayram etmiş olurlar. Onların sevincini görünce bizler de bayram etmiş oluruz. Böylelikle muhtaçlarla varlıklılar arasındaki sevgi ve dayanışma bağları kuvvetlenmiş olur. Türkiye’de dinî ve millî değerlerimizi bir türlü kabullenemeyen kesimler, kurbanı bir fırsat bilip bu milletin binlerce yıllık dinî ve millî kıymetlerini hedef tahtası olarak bellerler. Bu kişiler ve kurumlar kurbanı şiddetle ilişkilendirirler. Oysa şiddet, hayvana eziyet etmek ve hiç ihtiyaç yokken onu kesmektir. Fakat kurbanda ne keyfilik ne de eziyet vardır. Keyfilik yoktur, zira kurban Allah’ın emirlerinden biridir. Hayvanlar incitilmez. Böylece ibadetten elde edilecek sevap artırılır. Bunların aksine davranışlar gösterenlerin yanlışlıkları şahsîdir, bu olumsuzluklar ancak kendilerini bağlar. Bunlar İslama mal edilemez. Kötü örneklerin de hiçbir zaman emsal olamayacağı aşikârdır. Kurbanı yorumlayanların bunları bilmesi gerekir. Bazı kesimler Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne girmesiyle bir kısım değerlerinden vazgeçeceğini iddia ediyorlar. Vazgeçeceğimiz değerlerden birisi de kurbanmış. Korkmayın AB’ye gireceğimiz filan yok. Üstelik girsek bile Avrupalılar, bizim sözde hayvan dostlarından daha geniş ufka sahiptirler. Bizimkiler gibi sapla samanı birbirine karıştırmazlar. Avrupa dedim de aklıma geldi. İspanya AB üyesi değil mi? İspanya bütün dünyada boğa güreşleriyle tanınan bir turizm ülkesidir. Boğalara nasıl davranıldığı, arenalarda nasıl hunharca şişlenip öldürüldüğü herkesin malumudur. AB onları görmüyor mu? Onlar görmüyorsa bizim yerli hayvan dostları buna neden ses çıkarmıyorlar? Bunun yanında Çinliler ve Japonlar bu çağda bile kedi köpek yemekten çekinmiyorlar. Onlara niçin tepki göstermiyorsunuz? Sizin derdiniz hayvanlar değil, inancını yerine getiren Müslümanlardır. Güya bir açık yakalamış gibi durduk yerde bu milletin dinî değerlerine saldırıyorsunuz. Sizi kurban kesmeye zorlayan yok; inanmıyorsanız kesmeyin. Bari başkalarının ibadetlerini gölgelemeye ve lekelemeye kalkışmayın. Herkesin inancı ve görüşü kendini bağlar. Hayvan haklarını hepimiz savunuyoruz. Fakat bütün hayvanların ve diğer varlıkların insanın faydasına sunulduğunu da biliyoruz. Kurbanın merhamet ölçüleri içerisinde temiz ve uygun ortamlarda kesilmesine diyeceğimiz yok. Kurban tabiî ki sıhhî şartlarda kesilmelidir. Lakin bunu saptırıp kurbanın özüne saldırmak çirkin bir davranıştır. Hayvan haklarını savunduğunu söyleyenlerin, eşref-i mahlûkat olan insana da sahip çıkmalarını, onun da haklarını savunmalarını bekleriz. Zira Bosna-Hersek, Kosova, Doğu Türkistan, Cezayir, Çeçenistan, Karabağ, Filistin ve Irak gibi İslam beldelerinde kan gövdeyi götürüyor. Yüzünüzü biraz da oraya çevirin. Vatanları için kurban olanların çığlıklarını duyalım. Kurban bayramını ruhuna uygun bir biçimde yaşayalım ve yaşatalım. Bu bayramda cimrilik ve aç gözlülük edip etleri dolaplara yığmayalım. Diğer günlerde et alabilecek kimseler bu anlamlı paylaşma gününde kurbanlarını fakirlere tasadduk etsinler, etsinler ki bayramlar gariban için de gerçek anlamda bayram olsun. Yoksullar, varlıklılara özenmesin, el açmasın. Hepinizin mübarek Kurban Bayramını en iyi dileklerimle kutluyor, Müslüman ve Türk âlemi için hayırlara ve uyanışımıza vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |