Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarını düşünmedim. Tersine yaşam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onları seçti. -Juliette Binoche |
|
||||||||||
|
Dağ-Der’in Geleneksel Danışığı aylardır birbirine hasret insanları buluşturdu. Ayakta kısa ve tatlı sohbetler edildi. Şarkılar türküler dinlendi. Oynandı, zıplandı. Tüm bunların yanında hemen hemen tüm partilerden misafirlerimiz vardı. Valimiz vardı. Milletvekillerimiz vardı. Belediye başkanlarımız vardı. Hepsini bağrımıza bastık. Önemli olduklarını gösterdik. Erkan Aydın başkanın yaptığı ziyaretler davetler meyvesini verince bolluk bereket içinde bir gece yaşandı. Eksikler yok muydu? Elbette vardı. Ancak bunları buradan dile getirmek olmaz. Gerekli zamanlarda ‘aile’ içerisinde halledilecek eksiklikler. Hazzetmediğim nokta ise, kaprisli insanlar oldu. Geceye gelenler ne demek istediğimi anlamışlardır. Neyse… Atatürk Spor Salonu konukları almadı. Sahneye öğrenci arkadaşlar çember oluşturup halkın parke zemin üzerine inmesini sağladı. Erkan başkan önceki yazılarımızda değindiğimiz üzere oğlunu evlendiren babanın heyecanındaydı. Dağ-Der Eğitim ve Gençlik Komisyonu Başkanı Mustafa Bay ‘çok güzel oluyor’ diyerek koştururken. Emeklerinin karşılığını alıyordu sadece. Mutluluğu her halinden belli oluyordu. ‘Aman bir şey eksik olmasın’ düşüncesinde olan yönetim kurulu üyeleri ayakta heyecan içindeydi. Girişte misafirleri Yörük çadırı ‘hoş geldiniz’ diyerek karşılarken tüm zarafetini ve doğallığını yansıtıyordu. Dağ-Der’i ‘daha iyi’ tanıtan broşürler sergilendi. Dilek kutusu üyelerin görüşlerine önem veren bir yönetimin olduğunu gösteriyordu. Yepyeni bir olay olan üye kimlik kartının basımı yapıldı. İkbal Gürpınar ve Bedia Akartürk’ü biliyorsunuz zaten. Ben onlar için bir şey yazarsam ‘isimlerini küçültürüm’ diye korkuyorum. İyi işler yapanın arkasından gidiliyor mutlaka. Ancak şunu unutmamamız gerekir: ‘’Ben bu derneğe üye olunca ne kazanacağım,’’ diye düşünmemeli. Aksine ‘’bu derneğe ne verebilirim de daha iyi işler yapabilirim,’’ demeli. Saf çıkarcı ahlak gelişimimizden arınmalıyız. Arkadan gelen mi demeli önden giden mi demeli bilemiyorum ama gençlik iyi geliyor iyi… Gerisi bildiğiniz gibi şenlik, şölen. Birlik beraberlik… Dostluk, samimiyet… Rahmetli dedem feneri arkandan tutan insanlar aydınlık yerine gölge yaparlar sana derdi. Önden gidenlerin yolu açık, ışığı bol olsun. Var ol Erkan Başkan!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yunus Emre Coşan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |