Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
saçmalıklar silsilesinde anlattıklarıma bir anlam yaratan zihinlere bir haykırış vardı şuursuzca. ne anlamışlardı? oysa ki ben uzaktım çok uzak tuzla buz olmuş harfler birleşmeye çalışıyordu, bir kelime bir isim olmaya, hepsi birleşip fail-i meçhul bir ceset olmaya. kimsesiz kimliksiz bir şekilde bir kefene konmaya hazırlanıyorlardı.oysaki bu eylemlerinin sonu ücra bir köşede yok olmaya mahkumdu. kan kokusu alıyorum yüzümden akan damlacıkların burnuma yakınlığından olsa gerek evet bu kan kan kokusunun bir eşi benzeri yoktur. tesadüfe de yer yoktur bu noktada. bir kaç damla kan karanlık bir oda kırık bir ayna çatlak yüzümün bakışı karşımda kırmızı gözlerimin donuk bakışları neyseki hala çatlak bakışlarım karşımda bana bakıyorlar benim ona baktığım gibi ne tesadüf değil mi? ben yakın sen uzak? oysa ben sendim daha ne kadar olabilir ki bu tuzak? bir havuza atlamak isterdim ucu bucağı olmayan bir havuz, olmasın bu bir deniz tuzdan uzak salamuraya yakın olup bir köşeye tıkılmak istemem beni bana sorun , kendime yakınlığım kendimi yok etme isteğim kendimle dostuluğum kendime hapishane odası yaptığım açık duvarlı sokağım sokağımın sınırlarınıda kim çizmişse hala yasak yok olmak var olmak bir gözden düşmek yada yarına güzel gülücükler atmak belki de yarın her düşünce de polyanna olmayıp ilham almayıp her karamsarlıkta mutlu olup bir peri yakalayıp kanadını çekmeyi ensemden aşşağı bir iğne ile dikmeye çalışıyorum. içimde ki küçük çocukları sapanla öldürdüm evet. kendinim seri katili benim. karışık cümlelerle ifa etmeye gücüm yetiyor şuan. tek kelime oda ben yada sen farkı sen yada ben eşittir x veya z diye bi kavramı da yok ettim artık herşey zihnimden dökülen zehir şelalesinde solunmakta. solungaçları erimekte gecenin karanlığında yok olmayı beklemekte sabahın ışığıyla düşmanlarım yok olmakta, savaşım son bulmakta sükut bundan dünyamda el yumruğunu yedikten sonra kendi ormanımı kendim baltalamaya karar verdim. akıncı birliklerim kendi kanımdan başkasını akıtmaz! gaflet bana her bir adım kaçışımda daha bir yakın. uzak duruyorum kendimden! uzaklarım her kaçışımda daha bir yakın kendi sırlarımı kendime anlatır oldum. her kaçışımda silgi ile yazılarımı silmeye çalıştıkça elime hakim olamayıp başka şeyler yazmaktayım. neyseki boştan dolu çıkmaz! hala yazıyorum boş sulardaki limana demir atarak su birikintilerine yazı yazıyorum. neyseki gerçek ben yaklaştıkça bana her adımda iki adımda daha uzaklaşıyor. (Dip Not:Yazma isteğini susturma çabaları-1)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © NoktasaL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |