Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank |
|
||||||||||
|
Kendin için yaşa, bir başkası için değil! Norah Jones dinliyorum. Kadife sesli jazz şarkıcısı. Parlement Cinema Clup’ta cıngıl şarkısını O mu söylüyordu bilmiyorum, bunu araştırmam lazım. Daha çok şey öğrenmeliyim… Mesela, salon danslarını düşünüyorum. Her şeyin bir hikâyesi olduğunu biliyorum. Bir meyvenin nasıl olduğunu, arıların nasıl bal yaptığını ve evrendeki bitkilerin hayata gelmesinde ne kadar çok iş yaptıklarını, bazı hayvanların kendilerini ve yavrularını korumak için nasıl gizlenmiş olduklarını biliyorum. Hayatta kalabilmek için, hayatın içine bir kelebeğin kanat çırpınışları kadar etki bırakabiliyorsak eğer, bu kanat çırpınışlarının bile bir hikâyesi olmalı diye düşünüyorum. Ama dünyada olup biten her şey bir düzen içinde olmalı, ayrılıklar ve sıra dışılıklar bile kendi içinde kurallı ve bir düzen içinde olmalıdır. Fakat aklımın almadığı, insanların ruhu bu kadar özgürse, neden herhangi düzenin dümen suyuna gider? Öyleyse, olmaz denilen şey olur. Yasak denilen şey delinir, bilinmemesi gereken şey muhakkak bilinir! Salon dansı demiştim. Tango… Bir salon dansıdır uzaktan bakıldığında, şaşaalı ışıkları olan, yüzlerce insanın önünde, parlak laminant parkelerin üzerinde, belli hareketler çizerek yapılır. Fakat bu dansın geçmişine bakıyorum, Hint-Avrupa kökenli İspanyol çingenelerinin başkaldırı dansı olduğunu biliyorum. Bastırılmış cinsel dürtülerin, insanın beynini köleleştirmesine inat, ruhun insana, insanın da dışa vurumudur. Tango ruhun isyanının en somut örneğidir aslında. İzlemesi keyif verir, dans ederken insan kendinden geçer. İşin ilginç yanı da, bu dansta bile kurallar zinciri vardır. Düzenin sağlanması, erkekçe dürtülerin anlamlandırılması, kadınlığın ayakta durma mücadelesi vardır. Kadın adımlarını sıkıca basar parlak laminantta, erkeğe baş kaldırır, kendi kendine var olmak ister. Erkek geri çekilmez, hep peşinden koşar, inatla ve istekle, bir iktidar mücadelesidir sanki! Her iki tarafta sonunda isteklerine boyun eğer! İşte düzenin değişmez parçası! Hem asidir insan, hem de düzenci! Neden? Sorduk mu asi ruhlarımıza acaba? Her düzenin içinde düzensizlik… Düzensizlikte bile, kocaman düzen silsilesi! Kulağa gelen sessizlikte tek ses vardır o anda, sadece gitar, keman, piyano bazen de saksafondur. Bütün bunlar, bu enstrümanlar da kurallarınca çalınmıyorlar mı? Gördüklerimiz ise, görmek istediklerimiz değildir. Daha çok hırçın olsun isteriz, daha çok davetkâr olsun, bizim yapamadıklarımızı yapsın, bağırsın, haykırsın, itiraf etsin, içinde kalmasın. Daha doğrusu bulduklarımızla yetiniriz, öyle değil mi? Kaybedilen ise, sadece geride kalan zamandır. Pekâlâ, her şey avuçlarımızın arasındadır. Biz göremeyiz. Unuttuklarımız, unutanlar ve geçmişte üzerini karaladığımız, pembe saydığımız yalanlar. Bütün bunları harmanladığımda da, gördüğüm tek şey var. Öldüğümüzde, tabuta koyabileceğimiz, akıllı bir ruh olacaktır, bundan eminim! Anlattıklarımı bir kenara ittiğimde, söyleyebileceğim bir şey var! Ne kadar kanat çırptıysam, rüzgârım hep benimle! Ve rüzgâr nereden eserse essin, çırptığım kanatlarım varsa eğer, o beni gitmek istediğim yere götürecektir. Ben, kendi hacmimi ve bu evrende kapladığım yeri biliyorsam eğer, öz kütlemin bana verdiği gerçek değer zaten bana yeter. Benim matematik hesabımda bu, korkmaya gerek var mı bilmiyorum? Bence korkulacak tek şey; bir dairenin içine üçgen çizerek, o üçgenin iç açılarının toplamını M.Ö 5000 yıl önce bulan insanlar gibi olmak için çırpınan yaratıklardır. Kuralsızlık Böyle Bir şey… Tango ise, başka bir dünyaymış!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © YETER ÖZHAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |