..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > İnternet ve Gerçek Dünya > Emine Pişiren




16 Mart 2010
İnternet A - Sosyalleştiriyor Mu Bizi?  
Emine Pişiren
Bir yerde okumuştum: İstanbul'daki bir bankaya 250 adet kaktüs alındığını ve sürekli bilgisayar başında olan banka memurları bu kaktüsler sayesinde çalışırken radyasyonun çevreye yayılması da önlenecekmiş. Başka bir haber de Amerika'dan; "Nasa çevresine neden sürekli kaktüs ekilmektedir? Nasa'nın çevreye yaydığı radyasyonun emilimini bu kaktüsler sayesinde olduğu..."


:AHEI:

"Düşünmeden öğrenmek, zaman kaybetmektir. Konfüçyüs"


Yukarıdaki karikatür e-postama geldiğinde uzun bir süre düşündüm. Evde, işte ve toplum içinde internet insanların psiko-sosyal yapısını da değiştirdi. Sosyalleşme, kişisel gelişim sürecimizi geriletip, a-sosyalleştirip kendi yalnızlıklarımıza çekilip, mutsuzluklarımızı sağmaya başladık.

Yıllar önce bir gazetenin sayfalarında sıkışıp kalmış bilgiyi akıl kutumdan çıkarttım. Amerika'da son on yıl içinde şizofren hastalarının neden arttığı konusunda bir araştırma yapılmış. Efendim, haberin içeriği ürkütücüydü.

"Bir kimse günde 2,5 saatten fazla internette-bilgisayarda kaldığı sürede aldığı radyasyon ve uydudan gelen elektromanyetik kirlilikle on yıl sonra şizofren olacaktır."

Teknolojiyi ne kadar doğru kullanıyoruz?

Bilgi işlem dünyamızda işlerimizi, bilgi alış verişlerle eğitim ve öğretimde alternatif olan internet, aynı zamanda insan sağlığını tehdit eden risk faktörü taşımaktadır. Son yıllarda artan kanser ve akıl ruh sağlığı hastalıkların; bilgisayarın direkt insan vücuduna temas etmesi nedeniyle, baz istasyonlarından daha çok risk taşıdığı artık bilinmektedir.
Tabi bilgisayarın zararları bunlarla da kalmıyor.

Vücudumuzun dolaşım, kas ve iskelet sitemini de büyük oranda etkiler. Bel, baş ve boyun ağrıları, omuz ve boyun tutulması, boyun ve belde disk zorlanmaları, sırt bölgesinde şekil bozuklukları, eğilmeler, osteoporoz gibi bölgelerde ağrıların oldukça sık görülen rahatsızlıklardır. Gözlerin sulanması ile gözyaşı azalması ve görme kusurlarımızın artmasına neden olmaktadır.
Ve en önemlisi de psikolojimizin bozulmasıdır.
Çocuklarımızın ders çalışma sürelerini kısa tutarak on line oyunlarında zaman tüketmeleri ile sigara bağımlılığından kötü bir "oyun-kumar" bağımlısı yapıp; agresifleşmeleri, sosyal adaptasyon uyumsuzluğu, dikkat dağınıklığına neden olmaktadır.

Sonuç:

Hasta olmadan bir teknoloji harikası olan bilgisayarı nasıl kullanabiliriz?

- Bilgisayar karşısında dik olarak oturmalı ve uzun süre aynı pozisyonda oturmamalıyız.
-Bilgisayar ekranı göz seviyesinde olmalı, uzun süreler çalışmayıp ara vermeli ve çalışma süresini planlamalıyız.

-Uzun süre ekran başında kaldıysanız; ayağa kalkın ve sağ elinizle sol omuzunuzu, sol elinizle sağ omuzunuzu sıkıca kavrayın. Başınızı da kolunuzun aksi yönüne çevirebildiğiniz kadar çevirin. Böylelikle boyun kaslarımız güçlenecek ve kireçlenmeyi önleyeceğiz.

- Ayrıca boynumuzu on kez sağa-sola öne-arkaya doğru hareket ettirelim. Her iki omzu, dirsek , el bileği eklemlerimiz ve parmaklarımızı 2-3 saat ara ile açıp kapayarak harekat ettirmeliyiz.

-Ve hareketsizlikten dizler ve belimizde kireçlenmeler olacağından, oturduğunuz yerden kalkarak ayakta durunuz ve dizlerinizi kırmadan parmaklarınız yere değecek şekilde öne eğilin. Ayrıca sağa sola ve arkaya belden eğilmeye çalışın.
- Akciğerlerimizin de solunum egzersizleri ile ivme kazanması lazım. İşte bu nedenle derin nefes alıp vererek hem gerginliği azaltacağız hem de diafram ve kaslarımızı gevşetmiş olacağız.

Yukarıda saydıklarım ilk başta zor görünse bile zamanla alışkanlık hale gelecek ve sağlığımızı riske atmayacağız.
Ama durun, asıl unuttuğum ve özellikle baş ağrılarımıza neden olan elektro manyetik dalgaları ve radyasyonu nasıl saf dışı edeceğimizi, söylemeyi unuttum.
Bir yerde okumuştum:
İstanbul'daki bir bankaya 250 adet kaktüs alındığını ve sürekli bilgisayar başında olan banka memurları bu kaktüsler sayesinde çalışırken radyasyonun çevreye yayılması da önlenecekmiş.
Başka bir haber de Amerika'dan;
"Nasa çevresine neden sürekli kaktüs ekilmektedir? Nasa'nın çevreye yaydığı radyasyonun emilimini bu kaktüsler sayesinde olduğu..."
Peki bu ne derece doğru?
Liseli yıllarımızda anımsarsa; evrendeki tüm bitkiler gibi kaktüsler de ışığı emerek fotosentez yaparlar. Kaktüslerinde yaşamlarını doğada sürdürmeleri için radyasyonu emerek fotosentez yapması ve besin üretmesi zorunludur.
Ee, bu kadar ürkütücü yan etkilere neden olan bilgisayardan oldukça tırsıp; evime şimdiden üç adet kaktüs aldım bile...


Anlayanlar anlamayanlara anlatsın, demiş Nasrettin Hoca...


Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir!
Gerçek mutluluk, gördüğün şeyde değil, asıl görünmeyen yerdedir...
Gerçek sevgi, yapıldığı bilinen şeyde değil, yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir!


Sevgi ve ışıkla


Emine Pişiren/Edremit-Akçay
16.Mart.2010

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Ürkütücü...
Gönderen: Fatih KAYABAŞI / , Türkiye
16 Mart 2010
Gerçekten ürkütücü... İnternet akabinde bilgisayar Bizleri a-sosyalleştiriyor. Bunun nedenini toplumdan kpoarak kişiselleştiğimize bağlıyorum. 10 yıl sonra şizofren hastalığına neden olabileceğini dile getirdiniz. Pc başında egzersiz yapmamızı önerdiniz. Kaktüs meselesi de ilgi çekici. Gerçekten bizleri aydınlattınız. Önerileriniz ve bilgileriniz için teşekkür ederim Emine Hanım. Saygıyla...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İnternet ve gerçek dünya kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bak Anne! Artık Gülebiliyorum.

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Değerli Yazım Dostumuz Sayın...
Yarım Somun Yemek İçin Orospuluk
Entellektüel Kadınlar Nasıl Bir Erkek Arar?
Yoksa Canınız Hoşaf mı Çekti?
Allah'ın Laneti Üzerlerine Olsun!..
Eh, Burası Türkiye
Her İkisi de Bir Şairin Asil Yüreğine Sahiptiler
Havada Bok Kokusu Var Baba
Atatürk'e Duyulan Bu Öfke, Bu Nefret Nedendir?
Hadi Yıkayalım Ruhumuzu!..

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.