İnsan özgür doğar, ama her yanı zincire vurulmuştur. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Yabancılaşma mutsuzluğu da beraberinde getirmektedir. Mutluluğun kaynağı insanın kendisidir. İnsan kaynağında mutluluğu bulabilmek, doğanın yansıması olan insanı bulmaktan geçer. Mutlu olabilmek için emek vermek gerekir. Yani insan mutluluğu hak etmelidir. Günümüz insanında başkalarının elindekine özenti olarak geliştirilmiş mutluluk arayışları görmekteyiz. Başkalarının elindekine özenti mutsuzluğu getirmektedir. İnsan, özenti duyduklarına bir gün sahip olsa bile mutlu olamaz. İnsanın bu çelişkisi tüm ilişkilerine yansımış. Mesela cinsellik; temel içgüdülerden biri olan cinselliğin tatmin bulabilmesi maddiyatla beraber düşünülmektedir. Bu insanın doğasına aykırıdır. Öncelikle karşı cinsi elde etmek için yüksek bedeller ödenen hediyeler hangi yoldan elde edilmiştir. Başkalarının emeğini sömürerek mi emek harcayarak mı? Kapitalist üretim tarzında pahalı hediyeleri alabilenlerin sömürücüler olduğu kesindir. Bilinçten yoksun ama kapitalist kuralların onlara bahşettiği doğuştan eşitsizliği kullanan bir çiftin maddi hevesleri tatmin temelinde kurdukları evlilik ya da evlilik dışı birlikteliklerde mücevherler, maddi değeri yüksek hediyeler alınıyor. Maddi heveslerle oluşan bu beraberliğin günlük ya da bir gecelik sıradan bir beraberlikle tek farkı toptan satın almadan başka bir şey değildir. Böyle bir ilişkide tarafların ihanet duygularıyla mutluluk aramaları olasıdır. Sonuçta sağlıklı bir beraberlikten söz edilemez. Toplumsal yaşamımızdaki insanı etkileyen, kapitalist üretim tarzının kadına bakış açısı nedir? Pratikte inceleyin. Mesela kadın vücudu reklâm aracı olarak kullanılıyor. Yani kadın araç olarak görülüyor. Kadına bakış açısı metalaşmış. Kışkırtılarak ayakta tutulmaya çalışılan burjuva kültür günümüz toplumunun ihtiyaçlarını karşılayabilecek olanaklara sahip değildir. İnsan önce kendini sevmeyi öğrenmeli sonra iletişimi içersinde kendini bulmalı, insanları sevmeyi öğrenmeli. Bireyler yetenekleri doğrultusunda eğitilmeli, geliştirilmeli. Çünkü sağlıklı bireylerden sağlıklı toplumlar oluşturulur. Sokağa çıktığımızda karşılaştığımız iyi ya da kötü bireylerden oluşan toplum içinde yaşıyoruz. Sokakta nelerle karşılaşıyoruz; bali çekenler, kapkaççılar, dolandırıcılar, magandalar, sapıklar vb. Bu insanlar neden bu durumda. Medeniyetten nasibini alamamış bir insanın bir davranışı canımızı sıkabiliyor. Peki, problem nedir? Ülkemizin şu anki kaynakları 200 milyon nüfusa bakabilecek kapasitede iken niye 80 milyon insanın içinde açlar, eğitimsizler, işsizler, yiyecek poşetlerine muhtaç bırakılıp gelecekleri sömürülen insanlar var. Bugün toplanan vergi gelirlerinin üçte birinin asgari ücretten sağlandığını biliyor muydunuz? Dünyamızda her yıl 40 Milyon insan günlük 1 dolarlık gıda ve ilaç yardımı olmadığı için ölmekte iken dünyanın gıda üretimi nüfusunun ihtiyacında %15 fazla olup bunun büyük bir kısmı çöp haline dönüştürülmektedir. Evet, problem bölüşümdedir. Bir nükleer denizaltının bedeli dünyadaki tüm okuma yazma bilmeyenlere okuma yazma öğretme giderlerini karşılayabilir. Bir bombardıman uçağının bedeli ile 16 adet tam donanımlı hastane kurulabilir. 3 saatlik silahlanma gideri ile 35 Milyon çocuğun aşıları tamamlanabilir. 11 adet Tomahawk füzesinin bedeli ile her gün 30 bin açlık ölümü durdurulabilir. Sadece ülkemizin değil tüm dünyanın sorunu, kapitallerini geliştirmiş ülkelerin savaş ekonomisini beslerken kaynak olarak bizim gibi az gelişmiş ülkeleri sömürmesidir. Emperyalizmdir. İhtiyaca göre değil tüketime göre üretim yapılmasıdır. Bu tüketim savaş araçlarının kullanım anında olduğu gibi anlık ya da markalaşmış elit kesime yapılan üretimdir. Bugün bizim sokaklarımızda güvenliğimiz kalmamışsa suç kol geziyorsa bunun sebebi insanın emeğine yabancılaşmasıdır. İnsanın insana yabancılaşmasıdır. İnsanın topluma yabancılaşmasıdır. Bana ne demesidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Taner SARGIN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |