İnsanlar doğumda ve ölümde eşitler. İster bilimsel açıdan bakın ister dini açıdan bakın bu böyledir. İnsanlar arasındaki ekonomik ve sosyolojik tabakalaşmayı yaratan ne yaratıcı ne de bilim teknolojidir. İnsanlar arasındaki sınıflaşmanın sebebi insanın kendisidir. İnsanın uyguladığı siyasettir ekonomi politikalardır. Mesela yaşadığımız çok sıradan doğa olayı yağmur. Fakirin tarlasına da yağar zenginin tarlasına da yağar. Eğer insan doğanın dengesini bozarsa tarlalarını sel basar. Doğada dengesini bozmadan yaşarsa bir felaket olarak görülen sel yerine aynı yağmur araziye verim olarak düşebilir. İnsan doğayı dengesini bozarak müdahale ettiği gibi insanın kendine yaptığı müdahale, ölümsüzlüğü arama adına yaptığı bu tür girişimler bilim değildir.

Cryonicks Projesi ile İnsanın ekonomik gücünün ölüme meydan okuma cesaretini göreceksiniz. Dünyanın aydınlanma çağında düşünürler bilim adamları filozoflar vardı bilim adamı tüm insanlık için bilim üretiyordu. Bilimi egemenliği altına almak isteyen güçler olsa da başarılı olamıyorlardı. İnsanlar içinde farklı olmak isteyen sınıflaşmayı yaratan insanlar elde ettikleri ekonomik gücü kullanarak teknolojiyi silah yani başka insanların hayatını sonlandıracak aletler üreterek kendilerini farklılaştırmaya çalıştılar.

Gün kendi hayatlarını daha ileri ki yıllara daha ilerideki yaşam biçimlerine ötelemek için hayatı farklılaştırma girişimindeler. Bu denli dengesizleşmiş bir dünyayı ve dünyanın üretim ilişkilerini Emperyalizm olarak tanımlama yetersiz kalıyor. Emperyalist süreçte teknolojiyi üretim araçlarında kullanan ve emekten artı değer üreten kapitalist sınıf üretim aletleri üzerindeki hakimiyetini geliştirirken başka ülkeleri ham madde kaynağı iş gücü kaynağı ve bir pazar olarak kullandı.

Günümüzde güçlü sermaye sahibi insanlar kendi hayatlarını daha ileri ki yıllara daha ilerideki yaşam biçimlerine ötelemek için hayatı farklılaştırma girişimindeler. Bu denli dengesizleşmiş bir dünyayı ve dünyanın üretim ilişkilerini Emperyalizm olarak tanımlama yetersiz kalıyor.

Emperyalist süreçte teknolojiyi üretim araçlarını kullanan ve emekten artı değer üreten kapitalist sınıf üretim aletleri üzerindeki hakimiyetini geliştirirken başka ülkeleri ham madde kaynağı iş gücü kaynağı ve bir pazar olarak kullandı. ama bu gün bam başka bir yerdeyiz. Emperyalist süreç ayını sömürü biçimlerini korur iken diğer taraftan teknolojiyi hatta bilimi esir almış ve kendini yeniden üretme yöntemleri geliştiriyor. Bence Yaşadığımız toplumların yaşadığımız zaman diliminin yaşadığımız sömürü biçiminin yeni bir tanımı yapılmalı bunun üzerinde tartışılmalı.

Emperyalist güç bir taraftan da sömürdüğü üretici emeği gıdasıyla oynayarak belirli hastalıklar üreterek yok ediyor kendisine bağımlı hale getiriyor.