..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bir kitabın kaderi okuyanın zekasına bağlıdır." -Latin Atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Özcan Nevres




29 Eylül 2002
Bitmeyen Kavga  
Özcan Nevres
CHP ye gönül verenler, açıklanan milletvekilliği adaylarının şokunu yaşıyorlar. Nasıl yaşamasınlar ki. Hikmet Çetin, Hurşit Güneş ve Ertuğrul Günay gibi simge olmuş isimler açıklanan listelerde yoklar.


:AIAH:
CHP ye gönül verenler, açıklanan milletvekilliği adaylarının şokunu yaşıyorlar. Nasıl yaşamasınlar ki. Hikmet Çetin, Hurşit Güneş ve Ertuğrul Günay gibi simge olmuş isimler açıklanan listelerde yoklar. Akla, değiştim artık, hizipçilik benim işim değil, devir birlik ve beraberlik devridir diyen CHP Genel Başkanı sayın Deniz Baykal’ın söylediklerinde samimi olmadığını getiriyor. Listede olmayanlardan Hikmet Çetin CHP de Genel Başkanlık yapmış. Ertuğrul Günay ve Hurşit Güneş’se genel başkanlığa aday olmuş flaş isimler. Bu isimlerin liste dışında kalmalarına neden olan kriterler nelerdir. Bir rastlantı olduğu hiçbir şekilde inandırıcı olamaz. Bu durum olsa olsa rakip olabilecek isimleri ekarte etmek için yaratılmıştır. Sayın Baykal’a sormazlar mı hani değişmiştin? O halde neden bu sevilen partililerimizi listelerin dışına ittin?
Geçtiğimiz seçimde, “bu seçimde CHP ye ders olsun diye oy vermeyeceğiz” diyenlere kızmakta ne denli haksız olduğumuz, yalın bir şekilde ortaya çıktı. Sayın Hikmet Çetin’in liste dışı kalmasının Kürt kökenli yurttaşlarımızı ne denli etkileyeceğini sandıklar açıldığında açıkça göreceğiz. Hurşit Güneş ve Ertuğrul Günay’ın küçümsenemeyecek oranda oyu peşlerinde götüreceği gün gibi ortadayken, hangi nedenlerle liste dışı bırakıldıkları CHP yönetimince mutlaka açıklanmalıdır.
Genel seçime iki aydan daha az bir zaman kaldığı halde, parti merkezlerinde halen hareketlilik yok. Siyasi partilere olan güvensizlikten olsa gerek, parti merkezleri bomboş.
Umut fukaranın aşıdır, ye Memet ye derler. Herkesin aş ve iş derdinde olduğu bir süreçte, seçim seçmenin umudu olmaktan çıkmış. Eski seçim heyecanlarından eser yok. Siyasi partilerin de erken seçime inandıkları mı yok? Nedir bu duyarsızlık böyle? Geçtiğimiz seçimlerde bayrak ve flamalardan gök yüzü görünmez olurdu. Şimdilerde ise birkaç bez pankarttan öte hiçbir şey yok. Anlaşılan, ola ki seçim ertelenir. Yapılan masraflar heder olur korkusu, siyasetçilerin içine iyiden iyiye yerleşmiş. Belli ki küskünlerin ne yapacağı, yani seçimi ertelet erteletebilirler mi kuşkusu ağır basıyor ve bu nedenle bekle gör politikası uyguluyorlar.
Avrupa Birliğine üyelik mi? Büyük insan İsmet İnönü’nün dediği gibi yanıtlayayım. Hadi canım sen de. Avrupa birliğine bu kafayla mı gireceğiz? Dün kayınvalidemi ziyaret edelim dedik. Evinin sakağına saptık. O da nesi? Yol ana baba günü gibi. Ege’nin ünlü davulu ve zurnası gümbür gümbür. Yolun alt yarısı trafiğe kapatılmış. Arabayı koyacak yer bulmak bile olası değil. Nasıl olsa yol kapalı diye kuralsız bir şekilde arabayı park ettim. Kimi gürültüden kurtulmak için pencerelerini kapatmış. Kimi meraktan olacak balkonlara çıkmışlar. Dünyanın neresinde böylesine bir ilkellik olabilir. Ki Avrupa’da olabilsin. Bu kafayla mı bizi Avrupa birliğine alacaklar? Tekrar bir hadi canım sen de.
Sokakta yığılmış çöpleri, balkonlardan silkinenleri, sokaklardaki iç bulandıran çirkinlikleri gördükçe aklıma hep bir Temel fıkrası gelir. Temel Almanya’da çalışmaktadır. Aldığı yeni arabasıyla yola çıkmış, radyosunu da açmış tam gaz giderken, radyo müzik yayınını keserek anonsa başlamış. X karayolunda beyaz arabalı bir sürücü ters yönde hızla arabasını sürmektedir. Bu yoldaki tüm sürücüler önemle uyarılır. Anonsu dinleyen Temel yola bakar ve feryadı basar. Uy!!!!!!!! ha bu arabaların hepsi ters cidiyler. Nedense hep kendi doğrularımızın, ya da doğru sandıklarımızın peşinden gideriz. Kendimize “neden bu yanlış ve kötü göreneklerimizi ısrarla sürdürüyoruz?” diye sormayız. Ve bunu kendimize sormadığımız sürece Avrupalı olamayacağımızı bilmek dahi istemiyoruz.
Avrupalılar boşuna söylemiyorlar. Kopenhag kriterlerine uyum sağlamak zorundasınız diye. Hangi Avrupalı tepesinden aşağı paspas silkelenmesine hoş görülü olur? Hangi Avrupalı penceresini yıkayan hamarat bir hanımın kendisini tepeden tırnağa ıslatmasından hoşnut olur? Balkonlardan halı, kilim, paspas silkelemenin cezası yarım milyar Türk lirasının üstünde bir ceza uygulamasını gerektirir. Bırakın silkelemeyi, balkona çamaşır asıp görüntü kirliliğine neden olmanın cezası bile yarım milyarın üstünde. Peki bu cezalar bu güne kadar hiç uygulandı mı? Ne gezer. Sağlık ocağına atanan bir hekime “çevre temizliğinden ve çevre sağlığından sorumlusun demişler. Peki kadrosu var mı? Şimdilik yok ama inşallah gelecekte olur. Nasıl olsa koca bir ömrü inşallahlar la ve maşallahlar la tüketmişiz. Bekleriz. Bu kafayla da Avrupa birliğine alınmayı çooooook bekleriz.
                                   Özcan Nevres 16 Eylül 2002



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Baykuş ve Serçeler
ADD nin Uyarıları
Bozuk Orman Arazisi Arıyorum
Bir İstek Üzerine
Uyan Ey Türkiye Uyan
Televizyonda İçine Eder Hanım
Küçükçekmece Gölü
Yeni Yıla Bakarken
Dürüst Olabilmek
İşkence Suç Mu

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bilim Nereye Gidiyor?
Siyasetin İçinden
Pazar Günkü Gezimiz
Çok Sevmiştim Bu Kenti

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Acılarla Yaşamak [Şiir]
Özleyiş [Şiir]
[Şiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Şiir]
Sevgiliye [Şiir]
Seni Düşündüm Yine [Şiir]
Alın Götürün Beni Dalgalar [Şiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Şiir]
Bir Rüzgardır Yaşamak [Şiir]
Uyan Be Memet [Şiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan Fazıl hüsnü Dağlarca


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.