Malatya; hem okuyor, hem yazıyor...

Malatya’da sosyolojik ve ekolojik anlamda bir çok yenilikler yapıldığı gibi kültürel anlamda da reform niteliğinde projeler gerçekleştiriliyor.
Geçmişten beri ipek yolu üzerinde bir bezirgân işlevini gören Malatya, öteden beri birikmiş bir kültürel potansiyele sahiptir. Ayrıca bulunduğu coğrafi konum itibariyle Doğu ile Batıyı birbirine bağlayan bir kent merkezidir.
Malumunuz olduğu üzere Malatya, en az kayısısı kadar ünlü insanlarıyla da meşhurdur.
Bir konuşmasında ilimizden övgü ile bahseden Başbakan Recep Tayip Erdoğan; “Türkiye’nin fikri yapısına yön veren il” olarak tanımlamıştır Malatya'yı.
Bu güne kadar birçok siyaset, devlet adamı ve çok sayıda sanatçı yetiştiren Malatya hakikaten Türkiye’ye yön veren entelektüeller yetişmiştir.
Bu minvalde; Vali Dr. Ulvi Saran, Malatya'nın özüne yakışır “Malatya Okuyor” kampanyasıyla ile Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdi.
“Malatya Okuyor” ve “Malatya Yazıyor” kampanyalarıyla reform niteliğinde iki dev kültürel proje...
“Malatya Okuyor” kampanyası, Vali Ulvi Saran ve Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut öncülüğünde başlatılırken “Malatya yazıyor” kampanyası da Belediye Başkanı Ahmet Çakır öncülüğünden Kent Konseyi tarafından hayat buldu.
İlk bakışta her ne kadar iki proje gibi görünse de -aslında- birbirini tamamlayan dev bir projedir bu.
Zira okunmadan yazılmaz, yazılmadan da okunmaz…
Etle kemik gibidir okuma-yazma, birini ötekinden ayıramazsınız…
Okumayı önemseyen biriyim; emin olun Malatya Okuyor kampanyası, öğrencilerimizden çok beni heyecanlandırmıştır.
Malatya yazıyor kampanyası, bana nostaljik bir duygu yaşattı.
Kampanyanın ilk ayağı olan mektup yazma ve kartpostal atmak…
Kartpostal dedim de…
Kartpostal; posta kartı ebadında basılmış çeşitli manzara ve tanınmış aktris resimleri…
Çocukluk günlerimin en önemli tebrikli haberleşme aracı…
O zamanlarda, şimdiki gibi cep telefonları veya toplu kontörlü ‘SMS’ler yoktu tabiî ki.. Mesajlar kartpostallarla gönderilirdi. Kartpostalların yeri bambaşkaydı. Zira kartpostallarda geçmişin izleri saklıydı. Anıların en canlı tanıklarıydı kartpostallar. Önce siyah beyaz basılan, ardından olanca renkliliğiyle raflarda yerini alan kartpostallar, yakın tarihe ışık tutması nedeniyle de belgesel bir değer de taşıyor bana göre...
İletişimde, hayatımızın önemli bir bölümünde yer alan bu fotoğraflı kartlar, daha sonra asker ocağından postalanan özlemlerin taşıyıcısı oldu…
Bayram, yılbaşı, doğum günü… gibi önemli günlerde Malatya PTT meydanı önünden sıra sıra dizili raflarda kartpostallar seçmek için kuyruklar oluşurdu. Siyah beyaz basılan kartların ön yüzlerinde çeşitli tarih ve isimlere rastlanırken, daha sonra teknoloji onları da değiştirdi; boyadı, renklendirdi, parlattı...
Kartpostallar işte...
Kartpostalların arka yüzüne yazılan birkaç not dünyalara bedeldi. Zira o yazılarda bir gizemlilik saklıydı. Anadan, yardan gelen bu kartpostallara yazılar âdeta yazanın nabız atışlarını hissederdi okuyucu.
Bu günkü yazışmalar öyle mi?
Bu gün 'chat'leşmeler, ‘mai’lleşmeler, ‘facebook’larla karşılıklı yazışmalar su üzerine yazılan yazılara benzer; geçicidirler, uçukturlar, uçucudurlar...
Oysa o günlerde kartpostalların arka sayfasına yazılan yazılar gerçek aşklar kadar sahici ve gerçekçi idiler. Öyle ki, kartpostlara yazılan yazıların mürekkebi bile hoş kokardı, sevgi kokardı, aşk kokardı....
Bu vesileyle; Malatya yazıyor kampanyasıyla, bizlere bir kez daha nostaljiyi yaşatan Malatya Kent Konseyi şahsında Malatya Belediye Başkanı Sayın Ahmet Çakır'a ve “Malatya okuyor kampanyasıyla; Gülten Dayıoğlu, Vahbi Vakasoğlu, Yavuz Bahadıroğlu… gibi değerli yazarlar davet edilerek biz okurlarıyla buluşturan Valisi Dr. Ulvi Saran'a tüm Malatyalı kültür elçileri adına tebrik ederek en kalb-i duygularımla teşekkür ediyoruz....
Sözün özü, Malatya; hem okuyor, hem yazıyor...