Yine Anımsadım Seni…
Yokluğunu alın yazım bilirdim, bir kopmuş yaprak gibi düşerdi. Sana uzanmak isteyince elim, cesaretim olmazdı sana dokunmaya…
"Yarın 13 Ekim. Bazı fikirler, tıpkı bazı insanlar gibi, çok yaşlanmak için yaratılmamıştır." - Oscar Wilde"
"Yarın 13 Ekim. Bazı fikirler, tıpkı bazı insanlar gibi, çok yaşlanmak için yaratılmamıştır." - Oscar Wilde"
Yokluğunu alın yazım bilirdim, bir kopmuş yaprak gibi düşerdi. Sana uzanmak isteyince elim, cesaretim olmazdı sana dokunmaya…
Miden kazınır içinde kalan bir dirhem huzurun açlığıyla. Saklanıp gölgenin belirsizliğine güneşin izini sürdüğüne inanırsın ahmakça.
Aldanışın, gönlünün bulantısı olur, körlüğü olur yazgımın karası gözlerinin.
Siz, doğum gününde kendi kendine hediye alan birini gördünüz mü ? Ya da kendinize, doğum gününüzde hediye aldınız mı hiç? Şahsen ben, bu yaşa geldim, böyle bir - afedersiniz ama - aptallık yapmadım bugüne kadar.
Senli yüreğim daha da ongun...
Çünkü geleceğin mesut düşlerini
mavilerimde sen sakladın...
Beni sevginle, şefkatinle sen donattın...
Bu ne alınganlık, bu ne asabiyet... Yılların dostluğu, küçük tartışmalarla mı bitmeli?
Gecelerin bulutlarla ağladığı bir mektup yolluyorum sana.Gülüşlerini görmediğim senelerin hasretini yükledigim özlemlerimi ve selamlarımı kanatlandırıyorum.Gözyaşlarımı pul diye yapıştırdığım mektubuma yüreğimi ve hasretimi bıraktım.
O evin pencerelerinde perde yok artık.Duman da tütmüyor bacasından.Kiremitleri karla örtülmüş damın saçağından sarkan buzlar, terkedilmişliği gösteriyor.Yalnızlığa terkedilmiş, ya da çocuklar tarafından yol kenarına kondurulmuş bir kardan adam gibi, yalnı
Siz benim dedikleri mi bir uygulayın.
Aman efendim. “Aman” demeyin.
Sonucu harika olacak.
Sosyal ilişkilerinde olumsuzluk olan ve empati noksanlığı çeken bazı insanlarla ilgili sorun yaşadıysanız, bu yazıyı okuyun.
Yabancı bir memlekette, yabancı bir gökyüzü altında buldum kendimi. Baba ocağıyken tek dayanağım, annemin sıcaklığıyken mutluluğum, soğukta kaldım. Herkese ve her şeye düşmandım. Gözyaşlarım eşlik ederken yalnızlığıma, nefes almak her geçen gün zor gelirken varlığıma, o geldi.
Ellerinde her bir anının ayrı hikayesi, ellerinde kanlı ölümlerden bir yaşam çizgisi...
Hiç bir ateş bu kadar yakmamaıştı... Hiçbir ışık ruhumu delip içime işlememişti... Gözlerin kadar!
Dün seni düşündüm. Sevmenin karanlık ucundaydın. İhenetin ve kabusun pususunda
sevdikçe ortak olduğum bir yalandın. Her fırsatta yatağına sokulduğum çekici bir yalandın.
1987-1988 Öğretim Yılıydı. Günlerden 23 Nisandı. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayacaktık. Bayramın heyecanı günler önceden sarmıştı beni. Törende; aylardır çalıştırdığım Halk Oyunları Ekibi, okulumuz adına gösterisini sunacaktı. Yıllardır köy i
Bir Şarkı çalıyordu...O an durup kaldı orda iki tırnak arasında sığdırabildi ancak...Yaşamı aslında o şarkıda gizliydi,şimdi o şarkıyla başlayan ama iyleşmeyen yaraların şerefine vurmak için hayatın dibine oda kelimelere can verdi işte şimdi bu yazıda atan kalp ...
Senden önce yoktu bekleyenim, yoktu dinleyenim, yoktu özleyenim, hatta özlediğim...
İyi ki varsın iyilik meleğim !
Tut ellerimi, sıkı tut, sakın bırakma....
Sabahattin Ali