
Düşündüren Sözler - 72
\*Parayı hırsıza, terbiyeyi arsıza, huzuru huysuza, malı yolsuza, ırzı namussuza, özeni kaygısıza, inceliği görgüsüze, kızı ipsiz sapsıza, bilimi akılsıza, sırrı boşboğaza verme.
\*Parayı hırsıza, terbiyeyi arsıza, huzuru huysuza, malı yolsuza, ırzı namussuza, özeni kaygısıza, inceliği görgüsüze, kızı ipsiz sapsıza, bilimi akılsıza, sırrı boşboğaza verme.
Türklüğümüzle, hangi yüzle öğüneceğiz?
\*Sabır ağaçtır. Bu ağacı bilen meyvelerini yemeyi hak eder. \*Yaşayan ölüler, mezarlardaki ölülerden hoşlanmazlar. \*İnsanlar, karınlarını doyurmayı düşünürler. Bu normaldir. Sıra kafalarını doyurmaya gelince tok olduklarını sanırlar.
Hafızanızda iyi anılar bırakacak öğretmenler girsin hayatınıza..
💐
körlerin yanında kim olduğunu unutanlara kim olduğunu hatırlatabilmek amacı ile kaleme almış olduğum bir yazıdır.
Gündüz ne düşünürsem, gece o üryama giriyo. Hem ne girmek! Bi sıkıntı, bi güç gurusu, bi garmaşa; anlatılır gibi değil. Bazen de hiç aklıma gelmeyecek üryalar görüyom. Dün geceki üryam da işte böyle bir üryaydı. Ne düşündüklerimle ilgili, ne yaşadıklarımla. Neden böyle bir ürya gördüm, bilmiyom.
Sanki büyük bir suç işlemişim gibi, sanki insanların gelecekleriyle ben oynamışım gibi, sanki benim yüzümden bu durumdalarmış gibi ters ters bakışlara maruz kaldım. Alışığım İnsanları değiştiremiyorsun. Ne ben değiştim, ne de onlar... Canları sağ olsun.
Şimdi imla hatalarına örnek vereceğim diye; hiç mümkün mü sevgili günlüğüm✍🏻 küçük harfle adımı yazmaya başlayayım, tövbe tövbe
ysa önceleri her şey ne güzeldi. Sen gelip parmağını sırtıma dürtüyordun. Ben şakacıktan çok kızıyordum. Ve seni kovalamaya başlıyordum. Al sana baldan tatlı bir kovalamaca. Kaç kez boşta bulunup irkilmiştim. Kızmalar, gülmeler, her şey ama her şey oyun gibiydi. Aradan ne kadar zaman geçti? Saymadım ki. Kaç ay
Yetinmek, yani azına kanaat etmek alışkanlıklarına bağlı insanların tembellik etmeye makul sebebidir. Yetinmek, seçeneksiz kalmayı gönüllü kabul etmektir.
kalplerimizi dolduran huzursuzlukların hayatlarımızı alt üst etmesine neden izin veriyoruz?