"Bana bir kitap verin, bir de kahve; gerisi zaten kendiliğinden saçmalayacak." – Dorothy Parker (kurgusal)"

Deneme > Sevgi ve Aşk

olumsuz

Aşk ve Cinsellik

Ve cinselliğin merkeze alındığı ilişkilerde buna aşk denilmeye başlandı. Üzülerek söylemek gerekirse aşkın yeni adı cinselliktir. Aşkın raflarda çürümeye yüz tuttuğu kitaplarda hapis edilerek, dizi ve filmlerle aşk cinselliktir rüzgarı kasırgalaştı. Böyle aşkın kutsallığı cinsellikle kirletildi. Diziler aşkı, cinselliği yaygınlaşması adına kullanması, zaten gençlerin olgunlaşmamış kişilik ve düşüncelerinde

olumsuz

Bir Sebep Yaratılıyor Sorguladığımız Hayatımızda

Uyanış: Bir rüyanın dönüşüm sonrası. Aslında bir yalanı yakalamak. Her insanın tercih noktası. Şimdilerde yeni tanıştığım rol; insanı insana tanıştırmak. Bir yanım "O" diyor diğer yanımsa "Hayır". Gülmekten kendimi alamıyorum, hayatım hüzünlerime gülümsüyor. Ustalıkla nasıl da kaya olmayı seçenleri yeğliyorum.

olumlu

Aşk ve Sevgi

Aşk, sevgiye geçiş basamağıdır. Aşk, karşılık hislerin uyanışıdır. Beğenmedir. Hoşlanmadır. Aradığını sanmadır. Duyguların karşılıklı kıpırdamasıdır. Heyecandır. Hayal kurmadır. Paylaşımdır. İkili yaşama hazırlıktır. Aşk yoğunluğu böylece cinsleri bir araya getirmenin bir yoludur. Ama zamanla bu yoğunluk azalmaya başlar. Başlama nedeni birlikteliğin yaşanmasıyladır. Çünkü aşk uzakken hoş ve güzeldir. İstek

üzgün

Kalbim Ayazda

Aramızdaki şeyin adı konulamadı bir türlü. Aşk hiç olamadı, sevgi desek gerçekten sevenlere haksızlık olacaktı. Arkadaşlık dersek bebekler bile gülerdi. İşte aramızdaki bu adı bile olmayan şey senin için “eylence” benim içinse “işkence” desem belki de doğru teşhis bu olurdu.

karışık

Sevemeyen Üşür...

Annen ne anlattıysa, hangi masalları anlattıysa, hangi gözyaşını sildiyse onu ararsın; bulamazsın.
Kulağında oğlunun kalp atımı. Nerede duysan tanırsın...
Gün olur gözümüzden güneş icat eder. Gün olur severiz.
Gün olur ellerimize tapar, sonumuzu alnımıza yazarız...

üzgün

Kadınım Yalnızlık Kokuyordu...

Ya yalan dünya, ya yalan zaman yada yalancı insan… Ya sahte sözler, ya sahte bakışlar ya da sahtekar bir ruh… Ya çakma düşünce, ya çakma aşk ya da çakma beklentiler… İşte karşılaşılanlar ve sonunda aldatılma ya da anlaşılamamanın bıraktığı ve artık şarj edilemeyen bir hayat; gerçek aşktan sonra

üzgün

Güller de Ağlar

Güller de ağlar tıpkı senin gibi. Sen de bir kelebeğin ardından gözyaşı dökersin. Onun için hayaller kurarak, beynine giden damarlarından arzularını yürütürsün. Kalbinin bir başka attığını düşünürsün. Daha bir güzelleşirsin.

karamsar

Sen Kadar Yaşadık / Biz Kadar Öldük

Sen..Ben..Bir de biz…Biz ki bu sevdaya başlamadan sonumuzu çizen iki kahramandık sırtları hiçbir zaman birbirine dayanmayacak..Biz ki tek umudun peşine takılıp ölümü birbirimizin dudaklarından içen iki kurşunduk girse de yüreğimizin en derine…Kanasa da gövdemiz gözlerimiz hiç acımayacak...İki yoksulduk biz gözlerimizde sevdamızın varlığıyla zenginleşen..Tek bir yolduk avuç içlerimizden düşüp

olumlu

Pembe Panjurlu Ev

Ne olduysa oldu aklıma takıldı birden- durup dururken- Nedir aşk? Ayaklarımızı yerden kesenLeylayla Mecnun mu / Ferhatla Şirin mi bizi bizden eden?...

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku
Başa Dön