Bu hafta herkesin bir fikrinin olabileceğini düşündüğüm bir konuya değinmek istedim. Aşk bir hastalık mıdır?Leyla ile Mecnun,Romeo ve Juliet gibi aşıklar günümüze kadar defalarca ya kör olmuş yada ölmüşlerdir.Kolera Günlerinde Aşk’ta kahramanımız aşktan öyle kötü olur ki annesi, onun kolera hastalığına yakalandığını iddia eder. İlaç sektörü ise artık bu çekilen acılara bir son vermeye niyetli.Ve bu konuda bir sürü bilimsel araştırma yaptırıyor.Artık herkes güvenli bir şekilde aşık olabilecek korkusuzca !
Aşkın, kibirin ve sabrın yerini almadığı sürece mutluluk getirdiğine rastlamanız pek mümkün değildir.Aslolan aşkın getirdiği rahatsızların boyutu ve çözümünden ziyade aşık olmanın şartları ve sebepleri göz önünde bulundurulmalıdır.Kanımca aşkın en güzel ilacı bir başka aşktır ki şayet siz aşık olmakta zorlanmıyorsanız bu en güzel ilaçtır.Tabi durum Faruk Nafiz Çamlıbel’in şiirindeki kadar vahim ise bu da çözüm olamayabilir. Sakın bir söz söyleme...Yüzüme bakma sakın! Sesini duyan olur,sana göz koyan olur. Düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın, Anan bile okşarsa benim bağrım kan olur...
Shakespeare ise, “beğendiğiniz bedenlere hayallarinizdeki ruhları koyup aşık olduğunuzu sanıyorsunuz” der aşk için.Eğer böyle ise sizi terkeden sevgilinize kızmamak için bir neden bulundu demektir.Ne olursa olsun aşkın vazgeçilmez olduğu kesin.Günümüzde bu kadar olumsuzluk ve kötülük içinde onu kirletmeye henüz kimsenin gücü yetmedi.Umarız yetmez de.
16.04.2014
