Bırakmadı Sevdan
Dile gelmeyen suskunluğunda boğuluyorum. Susarak bitirdiğin her sohbeti, sevdamızdan bahsedebilmek için sürekli virgüllerle uzatıyorum...
"13 Ekim 2025'te uyandım, dünya hala dönüyordu. Sanırım en büyük hayal kırıklığım bu." - Albert Camus (kurgusal)"
"13 Ekim 2025'te uyandım, dünya hala dönüyordu. Sanırım en büyük hayal kırıklığım bu." - Albert Camus (kurgusal)"
Dile gelmeyen suskunluğunda boğuluyorum. Susarak bitirdiğin her sohbeti, sevdamızdan bahsedebilmek için sürekli virgüllerle uzatıyorum...
Şimdi ayrı hikayelerin ayrı cümlelerinde, ayrı sevdaları taşıyoruz anlam diye.....
Kapıya doğru yöneliyorum. Eskiden kalma bir sözüm vardı, sana sarılmaya dair. O sözümü yerine getirmek için, ya da sana sarılmak istediğim için; sana sımsıkı sarılıyorum. Seni bırakırken aniden kendine doğru çekip boynumu öpüyorsun. -Öpüşlerinle kutsa ben
Böyle olurmuş bazen haddini bilmeksizliğin bildirgeçlere yüklediğimiz bizden olan
kelimelerle oynadıklarımız.Onlarda bir gün gerçeğin ışığına yakalanır gözlerine far tutulmuş tavşanlar gibi.Memleketimin asıl mevsimi; düşen yapraklar gibi aheste aheste geliyor.Kış....
ne derler bilirsiniz..bir insana gereğinden fazla değer verirsen, ya onu kaybedersin..ya KENDİNİ..şimdi ne o, ne de ben..şimdi her şeyim kayıp.
Güneş sadece kızgın kumları değil, aşklarını da dağladı bir sabah. Ay devraldığında dünyayı ateş kraliçesinin elinden, bir çağ bitti. Adam ve kadın başka diyarlarda uyandılar uykunun avutamadığı gecelerinden...Ama büyü bozulmadı. Tılsımlı üç harf muskaydı
Okul sıralarında aşık olan, en iyi arkadaşı tarafından ihanete uğrayan kişinin hikayesi...
Peki aşk bu mudur? Sözcükleri hapsetmek yüreğimize, sonsuza kadar. Öyle bir hapislik ki her iki yüreğe de acı veriyor.
Şiir yoruldu!
Şimdi saçlarının kokusu yok düşlerimde, paramparça etti beni kimsesizliğime sarıldığım sahilde sensizliği getiren denizin rüzgarı…
Ve titreyen yalnız sesim değil artık!
Kış çok sert geçti!
Birkaç ay önce ünlemin olan o yüreği parantez içine alırsın bir süre sonra... kesme işaretiyle ayırırsın diğer yüreklerden...
Zamanla soru işaareti olur sende..Ve en sonunda ''nokta'' dersin.... Cümle burda sona erdi işte....
Umutsuz bir bekleyişti benim ki.Umut hep vardı aslında ama gün geçtikçe mutsuzluk kök saldı...
"İkimiz de birbirimize doğru yürürken birbirimizden habersiz,buluştuk ortalama bir yerde,sarıldık kendimizden habersiz."
Mevlana Celaleddin Rumî Hazretleri sadece Türkiye’de değil, dünya ölçeğinde de tanınan ve sevilen bir mutasavvıftır. O, bundan 800 sene evvel dünyamıza bir ışık niyetine doğmuştur. Onun sekiz yüzüncü doğum yıldönümünü kutluyoruz bu yıl… Bunun içindir ki UNESCO adlı dünya kültür kuruluşu bu seneyi “Mevlana Yılı” olarak ilan etti.
Seni seviyorumda çok gizli zarfını yakalamakmış seni sevmek.
Aşk her günün bir gecesi, her gecenin bir sabahı olduğunu öğretti. Sonsuzluk bize ait değildi. Acıdan öleceğimi zannettiğim gecelerin sabahı oldu. Hem de hepsinin...Sabaha varmayan hiçbir gecem olmadı. Yüreğim 'Bu sefer dayanmaz' dediğim her geceye, bana
“ Farklı açılardan aynı şeye bakmanın diğer adıymış ZAMAN”
Olgular ve kavramlar netleşmiyor bu karanlıkta, kimi zaman yalancı bir dost yüzüyle bakıyorum aydınlığıma karanlık odalardan, ben gecelerime kurban ediliyorum celladım ZAMAN
Bir dokunuşunun bile titreyen hesapları var gecelerimde.Gözümün önüne gelen her renk siyaha akıyor. Sokak aralarında büyüttüğüm kocaman bir sokak çocuğu oldu bu sevda. Ne çocukluğunu bildi, ne yetişkinliğini. Ellerime bırakıp gittiğin kokun, uçuk maviyle
Reşat Nuri Güntekin