İlk ve Son Mektup
Gidene ağlamaz kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.
Gidene ağlamaz kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.
İçimizdeki boşluğu hüzünlerle doldurur sonbahar… Dallarımızdaki son diri yaprakları da döker sert esen rüzgâr… Toprak kokar kınalı ellerimiz… Gözlerden süzülen son damla yaş yerçekimine direnemeyerek çatlamış toprağa düşer upuzunca… Hayata dair gerçekler geçer gözlerimizin önünden. Ömrün de ilkbaharı, yazı, hazanı ve kışı var elbet… Dağların yamaçlarından esen rüzgârlar
Büyük aşkların ardından geriye kalanlar-1 : Geriye kafayı yemiş, sürekli sorgulayan, kızan, üzülen, sevinen, dengesiz beyinler kalır...
Bu aşk yoruyor beni bazen. Tıkanıyorum, "bitti" diyorum kendimce; ama bunu sana demeye cesaret edemiyorum. "Tamam bitti!" demenden korkuyorum.
Yarın yine bir gün doğacak ve yanımdaki aklımdaki olmayacak...
Güneş doğacak ve ben seni düşüneceğim...
Sıradaki şarkılar senden bana geliyor, şiir kitabından rastgele seçilecek mısraları sen okuyorsun bana ve ne zaman mutlu olsam gerçeği hatırlatıyorsun…
Giden birine, gitmesin diye, giderse bıraktıklarını da yanında götürsün diye yazılmış bir mektup.
Suya yazılmış bir sevdanın, vuslata gebe kalmış umudun ölümsüz satırlarını yazıyorum yıldızların gözbebeklerine. Mürekkebini yüreğimizin sevda kokan çağlayanlarından alan bu aşkı yazıyorum Melek’lerin ıslak kirpiklerine.Kazanan biz olmalıydık çünkü beyazı giyindik sevdanın. Aşkın yüce duygularında nefes aldık ve suyun duruluğundan güç alarak yalnızlığın üzerine delicesine yürüdük.
Suyun altında nefes alabilmenin tek yolu ise aşk bırakın nefes alsın , O nu basit istek ve kendinizi ispatla yormayın . Bırakın derin derin solusun sizi , ta ki bütün hücreleriniz aşka doyana kadar ,
Aldatılmanın sıradanlaşmasına duyduğum tepkiyi paylaşmak istedim. Aşk'ın her duyguya isim olarak konulmasından rahatsızım pek çoğunuz gibi..O yüzden suya yazdım...Su bile daha kalıcı günümüz "aşk"larından..
Götürün sevdamı sürüldüğü ülkeye
Ağlayın yanıp tutuşan bu sevgiye
Gönlümün saklısında yandı hasret
Gidecek yer var mı ki her yer gurbet?..
Ve cinselliğin merkeze alındığı ilişkilerde buna aşk denilmeye başlandı. Üzülerek söylemek gerekirse aşkın yeni adı cinselliktir. Aşkın raflarda çürümeye yüz tuttuğu kitaplarda hapis edilerek, dizi ve filmlerle aşk cinselliktir rüzgarı kasırgalaştı. Böyle aşkın kutsallığı cinsellikle kirletildi. Diziler aşkı, cinselliği yaygınlaşması adına kullanması, zaten gençlerin olgunlaşmamış kişilik ve düşüncelerinde
Sokağında yürümeye çalışan ve esasında o sokağın kendisidir. Ve sokağın en yakın arkadaşıdır. Ve el vermiştir sokağa sanırsınız çıkmazdı...
Ya hep kal benimle söz etme gidişlerden ya da silinsin ismin de cismin de...