sevgilinin not defteri 1
yipranisin, tukenisin adidir beklemek. bazen de inkar etmektir. umutlari bir tesbih tanesi gibi dagitmaktir zamana...
ve bir turlu bilemez bekleyen, nicin bekledigini.
yipranisin, tukenisin adidir beklemek. bazen de inkar etmektir. umutlari bir tesbih tanesi gibi dagitmaktir zamana...
ve bir turlu bilemez bekleyen, nicin bekledigini.
Gidişinde çok ani oldu ya gelişin gibi... İşin doğrusu varlığına alışmaktan daha zor oldu yokluğuna alışmak. Alıştım mı bilmiyorum.. Ama mecbur olduğumu biliyorum... Boşver coşkusu da çok güzeldi varlığının. Yokluğunun acısı da hiç fena değil hani…
pişman olmadan yaşayabilmek ve yaşanmışlıklara kazanç penceresinden bakabilmeyi bilebilmektir,hayat..Ve girdiyse hayatınıza gerçek ve olağanüstü bir aşk,karşımızdakine bunu anlatabilme ihtimallariyle geçer günlerimiz.Ve bir gün,pişman olmamak için ileride,haykırırsın sevgini cesurca.Her türlü sonuca razısındır artık,ve sonuç ne olursa olsun,eklenmiştir hayatına bir kocaman 'İyiki' daha..
Saçların değiyordu galiba omuzlarına, üzerinde çiçekli bir elbise vardı, hiçbir kadına yakışmazdı senin üzerinde olmasaydı. Bir elin yumruk olmuş yanağındaydı, diğer elin kucağında, gözlerin vardı rengi gelmiyor aklıma, o kadar güzeldi ki eritiyor beni hala hatırlamaya çalıştıkça.
Var elbet!O kadar çok şey var ki sakladığım…
Beklenilenlerin gölgesine sığınıp ertelediğim o kadar çok şeyim var ki…
Rengi yok sevdanın, kalemsiz yapılır resmi. Bilmez konuşmayı, her sözünde yalan vardır. İnanmaya gelmez, inanmayın. Ne susturabilirsiniz beni, ne de duyarsınız... Bir gün gelir bir elinizde kalem, bir elinizde kağıt resmini çizmeye çalışırsınız sevdanın...
ayrilik nedir ?
veda nedir?
ve eylul butun bunlarin cevabini insanogluna bir cirpida verir.......
belki de acimasiz , kaldirilmasi zor bir cevap bu nedersiniz?
Ayrılırken geride kırık bir kalp ve cevapsız sorular bırakıp gittin. Gitme demeyeceğim. Kal da demeyeceğim. Ama neden diye soruyorum.
Çok kızgınım aşka, ne güzel rahattım ben yahu. Aklımda sadece yolda yürürken acaba kaç karınca ezdiğim vardı. Ah pardon birde matematik.
Çocuksun. Mutlusun. Hiçbir mutluluk yakışmaz hiçbir çocuğun gözlerine bu kadar, sen tebessüm edince...
Her bir martı ona yok olan umudunu getirdi,çıkaramadığı sesini,konuşamadığı cümlelerini ve az evvel kıyıda bıraktığı bir çırpıda silinen yaşanmışlıklarını.
Çeken ve iten, karşıt ve aynıydılar. Korkak ve deli cesurdular. Ne gülmek kadar iyimser, ne ağlamak kadar kötümserdi yaşamları. Zıtlıkların ortasında bir yerdeydiler. Aslında, hiçbir yerdeydiler. Olmak istedikleri “hiçlik” aralarda bir yerlerde olamazdı çünkü.
Usulca sokuluyorum köhne yerlerine anlık doyumsuzlukların geliyor sıkıca tutuyorum onları eğer yenilirsem bu şizofrenliğimde burada bitecekti.Devam etmeliydi.Evetgördüm o ayrı özgürlüğünü,asiliğini ama uzaklaşmak istemedim oradan yazmalıydım hem ‘de herşeyi.