Yine Yar Yakmış Mektubunun Ucunu - I
Her şeyi tek tek, en ince ayrıntısına kadar anlattım. Anladın mı? Sanmam. Araziye uyanlar araziden olmayanları anlayamaz! Anlamamanı anladım. İçimdeki sızı gittikçe arttı.
"Yazmak, varoluşsal bir bunalımın tek bilimsel kanıtı olabilir." – Franz Kafka (muhtemel)"
"Yazmak, varoluşsal bir bunalımın tek bilimsel kanıtı olabilir." – Franz Kafka (muhtemel)"
Her şeyi tek tek, en ince ayrıntısına kadar anlattım. Anladın mı? Sanmam. Araziye uyanlar araziden olmayanları anlayamaz! Anlamamanı anladım. İçimdeki sızı gittikçe arttı.
En son bir pazartesi sabahıydı seni görüşüm. Ve bittiği gündü o gün. Bilseydim o gün sana daha çok sarılırdım, kokunu benliğimle tanıştırırdım. Kokuna hasretim, sesine, tenine... En çok da neyi biliyor musun? İyi ya da kötü her anımızda binlerce sevgi sözcüklerini bir köşeye atıp söylediğimiz o "CANOM" kelimesine...
Ömrümün güneşi, ben sana tutulalı nice oldu. Sende heyecanla izliyor musun gözlerimden sevda tutulmasını...
Uzun cümleler kuruyorum..anlamlı biçimsiz uzun cümleler..Denediklerim..Yanıldıklarım ve Haklılıklarım..hayatımın uc noktalarındaki o yapı taşlarım...ßelirsizliklerin varolus noktası simdilerde ßen Sen Ve ßiz..su yüzünde boğulan bedenleriz..
Gülüşlerinle alkışla beni.Gözyaşların düşmeden,dudakların titremeden..ßütün Yüz Hatlarında kader yolumuz belirginleşsin..Aynaya bak sonra.. Ve alkışla beni.. Ellerin birbirine değmeden,yüreğinin sesiyle…
Geç kalmış olmalıyım, bunları sana yazmak için.En çok küskün halini severdim biliyor muydun? Küsünce seni daha çok sevdiğimi hissederdim.
şimdi tek bir cümleyle özetlemeliyim seni hayatımda\_\_Sen Başıma gelen en güzel şeydin\_\_anladın mı bittikten sonra.....
Onun mırıldandığı şarkıları duyduğunda, geçmişe dair bir şey anımsar gibi olacaksın
Belki, o bile olmayacak.
İşte böyle be adam, ben senin yanında olmadan da böyle duyguları içimde büyütüp yaşayabiliyorum...
Kapıya doğru yöneliyorum. Eskiden kalma bir sözüm vardı, sana sarılmaya dair. O sözümü yerine getirmek için, ya da sana sarılmak istediğim için; sana sımsıkı sarılıyorum. Seni bırakırken aniden kendine doğru çekip boynumu öpüyorsun. -Öpüşlerinle kutsa ben
Güneş sadece kızgın kumları değil, aşklarını da dağladı bir sabah. Ay devraldığında dünyayı ateş kraliçesinin elinden, bir çağ bitti. Adam ve kadın başka diyarlarda uyandılar uykunun avutamadığı gecelerinden...Ama büyü bozulmadı. Tılsımlı üç harf muskaydı
Çocuksun. Mutlusun. Hiçbir mutluluk yakışmaz hiçbir çocuğun gözlerine bu kadar, sen tebessüm edince...
Bir dokunuşunun bile titreyen hesapları var gecelerimde.Gözümün önüne gelen her renk siyaha akıyor. Sokak aralarında büyüttüğüm kocaman bir sokak çocuğu oldu bu sevda. Ne çocukluğunu bildi, ne yetişkinliğini. Ellerime bırakıp gittiğin kokun, uçuk maviyle
Gelin tacımdan önce papatyalar süslemeli kestaneye çalan kızıl saçlarımı
-Ama gidiyorsun. Beklide yapmacık bir gülümseme, takılıp o gülümsemenin peşine…-
Peki aşk bu mudur? Sözcükleri hapsetmek yüreğimize, sonsuza kadar. Öyle bir hapislik ki her iki yüreğe de acı veriyor.
ne derler bilirsiniz..bir insana gereğinden fazla değer verirsen, ya onu kaybedersin..ya KENDİNİ..şimdi ne o, ne de ben..şimdi her şeyim kayıp.