Zaman Yırtığı
Sahiden...
İnsanın hangi pişmanlığı geçmez, hatta gün geçtikçe artar?
Yaşadıklarınınki mi, yoksa yaşayamadıklarınınki mi?
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Sahiden...
İnsanın hangi pişmanlığı geçmez, hatta gün geçtikçe artar?
Yaşadıklarınınki mi, yoksa yaşayamadıklarınınki mi?
Anılarımın kayıtsız şartsız sahibisin. İsimlendiremediğim bir renksin. Siyahın asaletini ve matemini harmanlayıp sakladım vedamda. Mavinin bana ait tüm tonlarını çizdim ömür haritana. Kırmızı ateşti, tutuşturdun tutuştum; utangaçlığı emanet ettiğim gecele
“Benimle yağmurda ıslanır mısın?” diye sormuştu adam.
“Yağmurdan özür dilerim ama, asıl avuçların, bereket çeşmesi” demişti kadın.
İnsanların kendi hayalinde yaratıp taptığı ilk tanrının,dişi olmasından çok daha ilginci,onun aynı zamanda AŞK ve SAVAŞ tanrısı da olması değil mi.Kim bilir belki de aşk,bir büyük teslimiyet,teslim oluş ve teslim alışı,olmazsa olmaz kılmış,insanın “kendi” ne dair en büyük savaştır.Ancak Burada vurgulamamız gereken,yazının bulunuşundan binlerce yıl önce insanın ilk
Aşka 5 kalaydı bana geldiğinde... Koyu kestane rengi saçların ve kahverengi gözlerindeki şaşkın bakışlarınla; ne sen kimin kapısını çaldığından haberdardın, ne de ben kimin geldiğinden...
İlk sevgi tepkisi veren organ gözlerdir. Bir başka dalgalını verir, bebeğinin etrafını saran açık deniz yosunları.
Söz bitti düşlerimde, bir kez daha mağlubuyum aşkın ve zafer yine terk edenin ve sana söylenecek son cümle sade bir “seni çok sevdim.”
en ince ayrıntısına kadar lime lime budadı gitti aniden... acımadan... umarsızca...
Kim sessizliği yığıp gitti üzerime?
Beni paçavralaşmış düşlerimden uyandırıyor, tüm ağırlığıyla bastırıyor bedenime bu küflü hava olanca kimsesizliğiyle. Sen utangaç bakışlarını gizli ihtiraslarını saklamak için takınırken gözlerine, soluyor tüm renkleri doğanın
Bütünlüğün arasında sıkışıp kalmış yarımlık gibiyim, çeyrek asırdır uyuttuğum ne varsa yeniden hortladı. Evdeki hesap çarşıyı uymadı sevgili... Her Eylül dökülen yaprakların toprâğı özledikleri kadar seninle karışmak ve yeniden hayat bulmak aklımda ki...
AŞK a dair bir yazı,hayatımızın vazgecilmezlerinden olan AŞK ıdilimiz dondugunce anlatamaya calısacagım..
şimdi güneş batıyor. İzmir bir kez daha karanlığa gömülüyor. kararıyorum İzmirle beraber. ay ufkuna almak üzere bedeni.
Bir kanal ararsın içinde aşk olmayan. Yeteri kadar doymuşsundur çünkü tüm bu olaylardan. Kısa bir süre sonra böyle bir kanalın mümkün olmadığını anlayıp televizyonu kapatırsın son derece öfkeli yarı sitemli bir tavırla.